Yuvarlak plana sahip çeşme yapısının önemli bir bölümü yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılırken; yapının restore edilerek o dönemden günümüze geldiği belirtilen ve halen aktif olarak kullanılan yakındaki su kaynağının bu çeşmeden akıtılması planlanıyor.
'ÇEŞMENİN İKİ TEMEL FONKSİYONU VAR'
Kazı alanını inceleyen MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, bu yılki kazıların 1 hafta sonra tamamlanacağını söyledi. Kazıların bu yıl birkaç noktada devam ettiğini aktaran Rektör Korkmaz, 'İlk defa ortaya çıkan bir çeşmemiz var. Çeşme buradaki nüfus hareketine bağlı olarak değişik dönemlerde büyümüş. Çeşmenin iki temel fonksiyonu var. Bunlardan birincisi şehrin merkezi bir noktasında bir sosyal mekan olması anlamında bugünkü fıskiye dediğimiz fonksiyonu da icra ediyor. Çeşmenin bulunduğu agora bölgesi insanların gelip burada zaman geçirdikleri bir bölge. İkincisi de değişik tahliye sistemleriyle şehrin su, kanalizasyon sisteminin amacını da ortaya koyuyor' dedi.
'ANITSAL BİR ÇEŞMEMİZ YOKTU'
Kibyra Antik Kenti Kazı Başkanı, MAKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, agoranın üçüncü terasında yuvarlak planlı bir çeşme yapısı ortaya çıkardıklarını anlattı. Bu çeşmenin Kibyra için önemli olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Özüdoğru, 'Çünkü henüz ortaya çıkardığımız anıtsal bir çeşmemiz yoktu. Bu ilk oldu. Ayrıca kentin su ihtiyacının nasıl karşılandığı, agorada mimari görselliğin ve estetiğin nasıl yansıtıldığı, özellikle agoranın bu üçüncü terası sosyal ve kültürel anlamda kentin kalbi sayılabilecek bir merkez. Yani büyük bir meydan ve bu meydanın en görkemli anıtı diyebiliriz çeşme için' diye konuştu.
'KİBYRA İÇİN ÜNİK BİR YAPI'
Çeşmenin yuvarlak planlı, sütunlarla taşınan yuvarlak konik bir çatıya sahip olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Özüdoğru, bu mimari özellikleriyle de çeşmenin Kibyra için ünik (tek) bir yapı olduğunu vurguladı. Bu yıl çeşme yapısının kazı çalışmalarını tamamladıklarını, önümüzdeki yıl da restorasyon projesi hazırlanacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Özüdoğru, 'Hedefimiz burada da antik dönemdeki gibi bugün hala aktif kullanılan su kaynağından getirilen suyun sembolik olarak çeşmeden akıtılmasını sağlamak. Bunun da özellikle turizm amaçlı kente gelen ziyaretçiler tarafından hem mimarisinin hem işlevinin tam olarak algılanmasını sağlamak olacak hedefimiz. Roma döneminde özellikle Kibyra'da M.S. 23 yılında büyük bir deprem oluyor. Kent yeniden planlanıp, kuruluyor. Bu aşamada inşa edilmiş ilk evresiyle bir çeşme. M.S. 6'ncı yüzyıldan itibaren bir Roma kentinden Bizans kentine dönüş süreci var Kibyra'da. Bu süreci de özellikle çeşme ve etrafındaki Bizans dönemine ait yapılarla belgelemiş olduk. Bu tür yapılar antik kentlerde özellikle Roma İmparatorluğu döneminde özellikle bu tür meydanları süsleyen görkemli anıtlar daha çok plastik eserler dediğimiz heykellerle süslenebiliyor. Kibyra'nın yuvarlak planlı çeşmesinde de su, yatan iki heykelin altından akıyor. Böyle bir estetik ve görsellik sağlanmış.'