Bunu da yaz tarih

Gün ağarıyor…

Bir bir dökülüyor günahlar, sırlar ayan oluyor…

Bunu da yaz tarih; Ankara Gölbaşına F16’lardan yağan mermilere hedef oldu Hataylı Gülşah Güler 24’nde kara toprağa belendi…

Bunu da yaz tarih; Kayseri doğumlu 23 yaşındaki Kübra Doğanay ciğerleri yanan anasının ellerinden körpe bir çiçek gibi kayıp gitti şehitlik makamına…

Bunu da yaz tarih; üç güzel kuş gibi tıpkı Gülşah ve Kübra gibi sanatsal yetenekleriyle kazandıkları okulu bırakıp vatan savunması için tercih ettikleri mesleklerinde şehit oldular. Adı gibi cennetlere uğurlandı Cennet Yiğit. O da 23’ndeydi, adı Cennetti ve yiğit gitti…

Bunu da yaz tarih; Zeynep Sağır bir anne şefkatiyle koşmuştu vatan savunmasına; “Elimde silahımla arkadaşlarımla şehit olursam tören yapıldıktan sonra Cebeci Polis Şehitliği’ne defnedilmek istiyorum” demişti. Vasiyeti çocuklarının gözpınarları kuruduğunda yerine getirildi.

Bunu da yaz tarih; Demet Sezen henüz üç yaşında körpe Hüseyin’i geride bırakarak şehadete yürüdü. Ağlayanlara haykırıyordu gür bir nida ile: “Dik durun ablam ağlamayın. Düşmanları güldürmeyelim. Şehitlik, şahadet en büyük mertebe.” Avanos’un kahraman kadını senin direnişini halkım unutmayacak.

Bunu da yaz tarih; İki nişanlı, iki civan delikanlı. Seher Yaşar henüz gençliğinin baharında nişan törenleri sırasında şehadete koştuğunda kara toprağa belendiğinde, yâri, sevdiği, nişanlısı Ufuk Yaşar’ da bombalara hedef olmuştu. İki yiğit, iki nişanlı sevdalı genci şehadet birleştirdi kara toprağın altında.

Bunu da yaz tarih; beyaz duvakların örttüğü al bayrağa sarılı tabutta Sevda Güngör şehit olmuş yatıyordu. Adana’ya kara değil beyaz haberler gibi gitti şehadet haberi.

Bunu da yaz tarih; ülkemin cesur, mert kızlarını, yiğit analarını da yaz… Zamanın Nene Hatunlarını sakın unutma.

Sapkınlık ve hainlik akan nefesleriyle önderlerinin arkasından giden ahmakların nasıl beyinlerinin yıkandığını da yaz. Nasıl ölüm timleri halinde yemek yedikleri kapları pislettiklerini de yaz.

Bunu da yaz tarih; kalleş Fetö’nün cennet ülkemi, şehit kanlarıyla sulanmış bu eşsiz vatanı Amerikan faşistlerine nasıl peşkeş çekmeye çalıştığını da yaz.

Bunu da yaz tarih; artık bu milletin evlatlarının çıplak elleri ve ayaklarıyla savaştıklarını, silahsız, mermisiz, tanklara ve yağmur gibi yağan kurşunlara nasıl koştuklarını da yaz…

Gün ağarıyor hamdolsun. Hainlerin melun yüzleri aydınlanıyor gün ışığıyla. Yalancıların, kahpelerin sonları yaklaşıyor hamdolsun. Ve milletim destanlar yazan milletim daha bir kenetleniyor. Daha bir sarılıyor vatanına ve onu yarınlara taşıyacak olan çocuklarına…

Unutma bunu da yaz tarih bu millet silahsız, cesur, hep önde ve çıplak ayakları ve savunmasız çıplak elleriyle koşuyorlar vatan savunmasına hamdolsun…

SELVİGÜL KANDOĞMUŞ ŞAHİN