PKK'nın söylemleri, Almanya, Fransa, Hollanda ve İsveç gibi ülkelerin basınında çoğu zaman "Kürtlerin görüşü" şeklinde verilerek meşruiyet sağlanıyor.
Buna karşın terör örgütü kurbanlarının hikayeleri ya da Diyarbakır annelerinin eylemlerine ilişkin haberler, bu ülkelerin basınında neredeyse hiç yer almıyor.
Terör duruşmalarına gidenler, anneleri ziyaret etmiyor
Basının bu tavrı yetkililer tarafından da sergileniyor. Örneğin dönemin AB Komisyonu Üyesi Johannes Hahn 2016'da, terör örgütü faaliyetleri sebebiyle kırmızı bültenle aranan HDP'nin Avrupa Temsilcisi Eyüp Doru ile görüşürken, Avrupa Parlamentosunda her sene PKK'nın sözde Avrupa liderlerinin de katıldığı toplantılar düzenleniyor.
Avrupalı yetkililer ya da Türkiye'deki temsilcileri, terör örgütü üyeliğinden yargılananların duruşmalarına da giderken, bir yılı aşkın süredir eylem yapan Diyarbakır annelerini görmezden geliyor.
Anneleri ziyaret eden tek Avrupalı diplomat, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott oldu.
Teröristleri sarayda ağırlayıp mağdurları umursamıyor
Avrupa'da PKK'ya en yakın ülkelerden birinin Fransa olduğu biliniyor. Terör örgütü, eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand'dan mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a kadar tüm liderlerden çeşitli yollarla destek alabildi.
Macron, Nisan 2019'da YPG/PKK'lı teröristleri SDG adı altında Elysee Sarayı'nda kabul ederek örgüte desteğini üst düzeye çıkardı. Nisan 2019'da yapılan görüşmenin ardından Saray'dan yapılan açıklamada, Macron'un örgüte "aktif desteğin sürdürüleceğine" dair güvence verdiği açıklandı.
Macron'un Fransa'sı, YPG/PKK'nın Suriye'de işgal ettiği bölgede askeri varlık göstermekle kalmadı, Fransız askeri danışmanları Ayn İsa üssünde teröristlere eğitim verdi.
Paris yönetimi PKK üyelerinin ülkede ve özellikle başkent Paris'in meydanlarında gösteriler düzenlemesine müsaade ederken, Avrupa Konseyinin binasının önünde PKK yandaşları örgüt elebaşının serbest bırakılması için aralıksız eylem düzenliyor. Buna karşılık Fransız yetkililer, Diyarbakır anneleri konusunda herhangi bir açıklama yapmadı.
Diyarbakır Annelerine duyarsız
Fransa'da basında da durum farklı değil. Özellikle YPG/PKK üyelerinin kahramanlaştırıldığı haberlerin sıkça yer aldığı Fransız basını, Diyarbakır annelerine büyük ölçüde sessiz kaldı.
Sadece Liberation gazetesinin 6 Ocak tarihli haberinde, Diyarbakır'da yaklaşık 30 ailenin ellerinde çocuklarının fotoğraflarıyla HDP binasının önünde eylem yaptığı belirtildi.
Ailelerin HDP'yi çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırılmasına yardım etmekle suçladığı vurgulanan haberde, HDP binası önünde eylem yapan annelerden Yıldız Ballı'nın ifadelerine yer verildi. Ballı'nın "Kızım Yasemin 2014'ten beri kayıp. PKK tarafından kaçırıldı. Onu geri almak istiyorum. Eğer öldüyse cesedini istiyorum." dediği ifade edildi.
Ancak bu haberde, HDP'nin PKK'yla bağını inkar ettiği belirtilerek partinin "eylemin belediyelere kayyum atanmasıyla bağlantılı olduğu" şeklindeki söylemine yer verildi.
Alman basını, Almanya'da eylem yapan anneyi görmüyor
Fransa gibi Almanya'da da PKK'nın söylemlerine geniş yer veriliyor. PKK, Almanya'da resmen terör örgütü kategorisinde olmasına rağmen ülke medyasının PKK'lı teröristlerin bölücü faaliyetlerini bir özgürlük mücadelesi gibi yansıtıp kamuoyunda algı oluşturmaya devam etmesi dikkati çekiyor.
Alman medyası Türkiye'nin bölücü terör örgütüyle mücadelede bugüne kadar PKK'nın katlettiği sivillerin ya da şehit edilen askerlerin cenazelerinden fotoğraf yayımlamazken teröristlerin cenaze törenlerinden fotoğraflara genişçe yer veriyor.
Berlin'de kızı terör örgütü tarafından kaçırılan Maide T. 11 aydır kızının geri getirilmesi için Alman yetkililerden yardım istemesine rağmen bugüne kadar somut hiçbir adım atılmadı.
Yaklaşık 11 aydır hem Almanya Başbakanlığı önünde hem de Federal Meclis önünde eylemler yapan Maide T. ile hiçbir Alman gazetecinin görüşmemesi, Alman medyasının PKK'ya üstü kapalı desteğinin göstergesi olarak görülüyor.
Maide T. Alman medyasının kendi durumu hakkında bir kez bile kendisine müracaat etmemesini eleştirerek "Ben kızımın mücadelesini verirken tabii ki Alman medyasının desteğini beklerdim. Ancak 11 ay geçti daha bir tane Alman gazeteci ne yaptığımı niçin yaptığımı gelip sormadı bile. Ama gazetelere baktığınız da terör örgütünün yaptıkları sanki meşruymuş gibi bir algı yapılıyor. Tarafsız gazetecilik ya da basın özgürlüğünden dem vurmayı biliyorlar ama kendilerine gelince görmezlikten geliyorlar." dedi.
Maide T. Avrupa medyasında Türkiye düşmanlığı yapıldığına işaret ederek "Çocuğumu PKK götürdü bir başkası değil. Avrupa ya da Alman medyası görmek istemese de ben PKK'ya karşı mücadelemi sürdürmeye devam edeceğim." ifadelerini kullandı.
Diyarbakır anneleri, Cumartesi anneleriyle kıyaslanıyor
Öte yandan Alman medyası Diyarbakır'da HDP binası önünde eylem yapan anneleri de görmezden gelmeye devam ediyor.
Alman medyasında birkaç örnek haricinde haber olmayan Diyarbakır anneleri, Cumartesi anneleriyle kıyaslanıyor.
Örneğin Eylül 2019'da Der Tagesspiegel gazetesinde yer alan haberde Diyarbakır'daki eylemin 49 yaşındaki Hacire Akar'ın 21 yaşındaki oğlu Mehmet'i kayıp olarak polise ihbar etmesi ve oturma eylemi için HDP genel merkezinin merdivenlerine oturmasıyla başladığı ifade edildi.
Haberde, PKK'nın 10 yıllardır elemanlarını, yoksulluk ve çaresizlik içindeki işsiz gençlerden topladığı belirtildi.
HDP binası önünde oturan annelerin devlet desteği ile cesaretlendirildiği vurgulanan haberde, annelerin akşamları polis refakatinde evlerine gittikleri ifade edildi. Anneleri İçişleri Bakanı'nın da ziyaret ettiğine vurgu yapılan haberde, HDP'nin ise eylemi kınadığı belirtildi.
"Onlar da Kürt kadını"
Avrupa'da görülen bu ikiyüzlü tavır, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun İsveçli mevkidaşı Ann Linde'yle dün yaptığı basın toplantısında da gündeme gelmişti.
Çavuşoğlu, Linde'ye hitaben "Siz de bir annesiniz, sizden rica ediyorum Diyarbakır'da 1 yıldır çocuklarını bekleyen annelere bir gidin, konuşun. Onlar da Kürt kadını. Neden hep Kürt deyince PKK'lıları, YPG'lileri, SDG'lileri destekliyorsunuz. Diğer Kürtlerin ne günahı var?" demişti.
Diyarbakır Anneleri
Anne Hacire Akar, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia ederek HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlatmıştı. Oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı mücadelesi sonuç veren anne Akar, 24 Ağustos 2019'da oğluna kavuşmuştu.
Akar'a daha sonra diğer anneler de katılmış ve bugüne kadar 19 aile çocuklarına kavuşmuştu. 152 ailenin nöbeti ise devam ediyor.