TBMM Başkanı Çiçek, yeni anayasa konusunda milletin ümidinin boşa çıkarılmaması gerektiğini belirterek, 'Bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmalar heba edilmemeli' dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, düzenlediği basın toplantısında 24. Dönem 3. Yasama Yılı'nı değerlendirdi.
Yeni anayasa çalışmalarını değerlendiren Çiçek, "İnsan onurunu esas alan, hak ve özgürlüklerin standardını yükselterek onları teminat altına alacak olan, etkin ve verimli bir devlet hizmetini temin için, dengeleri iyi kurulmuş yeni bir anayasa hazırlamak milletimize taahhüdümüzdür. Bunun sorumluluğu omuzlarımızdadır, taahhüdümüzü yerine getirinceye kadar da omuzlarımızda durmaya devam edecektir. Anayasa toplumsal talep olmanın ötesinde zaruret haline gelmiştir" diye konuştu.
Geldiğimiz nokta tatminkar değil
Çiçek, yeni anayasa çalışmalarına ilişkin şunları kaydetti:
"Artık komisyonumuzun sorumluluğu, milletimizin ümidinin boşa çıkarılmaması ve beklediği anayasanın ortaya konması noktasında daha da artmıştır. Bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmaların heba edilmemesi gerekmektedir. Ümit ediyorum ki komisyonumuz ve partilerimiz, tutumlarını bir kez daha gözden geçirerek, yeni bir anayasayı milletimize ortaya koymak mecburiyetimiz var.
Geldiğimiz nokta tatminkar değildir. 48 madde yerine mümkünse tamamında anlaşsaydık ama bu işin içerisine girdikçe ne kadar zor olduğunu hep beraber görüyoruz. Yapılan açıklamalar, değerlendirmeler işimizi de çok kolaylaştırmıyor."
TBMM Başkanı Çiçek, yaz tatilinde de arkadaşlarının çalıştığını ve çalışmaya devam edeceğini ifade ederek, "Şu an danışman arkadaşlara görev verildi. Temel hak ve özgürlüklerde anlaşamadığımız maddeler ve yargı bölümünü, bu ayın 29'una kadar danışman arkadaşlar olabildiğince uzlaşılabilecek bir noktaya getirecek. 29'undan itibaren de çalışmalara başlayacağız" dedi.
Üslup bakımından kırıcı
Çiçek, geçen dönemlerle karşılaştırıldığında bu yasama döneminin çok daha gergin ve üslup bakımından kırıcı geçtiğini belirtti.
2011 seçimlerinden sonra, TBMM Genel Kurulu'nda yapılan konuşmalarda, kaba ve yaralayıcı sözlere yönelik bir tarama yaptıklarını anımsatan Çiçek, bu çalışmayı da 27 Şubat 2013'te liderlere gönderdiğini anımsattı.
Olumlu gelişme olmadı
Ancak, aradan geçen süre zarfında Genel Kurul'da kullanılan ifadelere bakıldığında, maalesef olumlu bir gelişme olmadığı, asla tasvip edilmeyecek ifadelerin hala kullanıldığını kaydeden Çiçek, "Milli mücadeleyi yürüten gazi Meclis'e ve aziz Türk Milletinin temsilcilerine yakışmayan bu ifadelerin Meclis'in, milletvekillerinin ve genel olarak siyaset kurumunun halk nezdindeki itibarını zedelediğini üzüntüyle müşahede ediyorum" dedi.
Bu beyanların sadece Meclis kürsüsünde kalmadığını, internet üzerinde de yapıldığını dile getiren Çiçek, bunların milletvekili sıfatıyla bağdaşmadığını kaydetti.
Gelecek yasama yılında daha yapıcı bir üslubun Genel Kurul'a hakim olmasını temenni eden Çiçek, bu konuda herkesi göreve ve sorumluluğa çağırarak, şunları söyledi:
"TBMM, ülkenin her meselesinin konuşulduğu en meşru, en anayasal platformdur. Orada herkes konuşacaktır ama içtüzükteki ifadeyle kaba, yaralayıcı olmayacak, temiz bir dil kullanılacaktır. Bize yakışan budur, siyaset kurumunu yüceltecek de bu dildir. Dolasıyla Meclis, kaba sözlerin kullanıldığı mekanlar olamaz. Kaldı ki Meclis, aynı zamanda eylemlerin yeri de değildir. Maalesef geçtimiğiz yasama yılında arzu etmediğimiz, bu hal devam ederse ilerde hepimizi üzecek, başka türlü eylerimin de odağı hale gelirse, bundan en önce siyaset kurumu yara alacaktır. Onun için Meclis eylem yeri değildir.
Kamu düzenini tesisi eden en önemli enstrüman yasalardır. Kamu düzeniyle ilgili kuralları biz koyarız, koyduğumuz kuralları en önce milletvekillerimizin kendileri uymaları gerekiyor. Kuralı koyup, gece yarılarına kadar çalışıp, kanun çıkarıp, ertesi gün yürürlüğe giren o konunu ilk ihlal edenler bizler olmamalıyız. Bu aynı zamanda siyaset açısından önemli bir sorun olarak, önümüzdeki günlerde dikkat etmemiz gereken bir husus gibi geliyor."
Bana bıkkınlık geldi
Parlamentoların demokrasinin mabedi olduğunu vurgulayan Çiçek, "Ben dünyanın hiçbir mabedinde küfür görmedim. Bu anlayışla karşılanamaz. Eğer demokrasinin mabediyse burası, buna inanıyorsak, bu küfürleri ben bir yere koyamıyorum. Hava raporu yayınlar gibi yakışıksız bir kısım sözleri kınamaktan bana bıkkınlık geldi" dedi.
Tutuklu milletvekilleri
Tutuklu milletvekilleri sorununun çözümü için Anayasa'nın ve 83 ve 14. maddelerinin değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Çiçek, "Anayasa'daki kural yanlış, biz buradan 'doğru bir sonuç çıksın da şu üzüntülü durum ortadan kalksın' diyoruz. Üstelik bunu yaparken de kişisel ilişkilere dayanarak kişisel çözüm beklemeye çalışıyoruz. Bu da olmadı" diye konuştu.
Terör iç politika konusu değil
Terör konusuna dikkati çeken Çiçek, "En başta gözardı ettiğimiz husus, terörün dış bağlantılarıdır. Terör konusu bir iç politika konusu değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en temel, en can yakıcı ve en çok kayıplara sebebiyet veren konuların başında geliyor" dedi.
Önergelerde ciddi artış
Önceki dönemlere göre soru, Meclis araştırması ve gensoru önergesi sayısında çok ciddi bir artış olduğunu söyleyen Çiçek, bir önceki yasama dönemine göre Başkanlığa gelen yazılı soru önergelerinin yüzde 39.2, sözlü soru önergelerinin ise 23. Yasama dönemine göre yüzde 90 oranında artış gösterdiğini anlattı. Çiçek, Meclis araştırması önergesindeki artışın yüzde 81, gensoru önergesindeki artışın yüzde 115 olduğunu bildirdi.
Meclis Araştırma Merkezi'nde bu güne kadar hangi konularda raporlama yapılmışsa bunların milletvekillerine ifade edildiğini belirten Çiçek, Meclis çalışmalarında kaliteyi artırmanın yolunun bilgiye dayalı çalışma yapmak olduğunu vurguladı. Çiçek, "Konuşmaların kalitesi de büyük ölçüde bilgiye dayanırsa o nispette etkili olacaktır. Sayın milletvekillerimizin bu bölümden daha fazla istifade etmesini beklediğimizi belirtmek isterim" dedi.
Meclis olağanüstü toplanabilir ama...
Çiçek, BDP'nin, çözüm süreci kapsamında Meclis'in çalışmalarını yürütmesi için olağanüstü toplanması gerektiği düşüncesinde olduğunun belirtilmesi üzerine şunları kaydetti:
"Meclis olağanüstü toplanabilir ama şu an bu konuda bize gelmiş bir paket ya da tasarı, teklif söz konusu değil, Şu an gündemde olanlar içinde olağanüstü toplanmayı gerektirecek kanun tasarı ya da teklifi yok. Biz çalışmaktan kaçınmayız. Türkiye'nin en çok çalışan kurumlarının başında parlamento gelir. Gece yarılarına kadar çalışıyoruz."
Meclis gazinoya dönüşür hale geldi
Çiçek, siyasi partilerin gurup toplantılarının bu kompozisyonda devam etmesi halinde de arzu edilmeyen sıkıntıların yaşanabileceğine dikkati çekti. Çiçek, şu ifadeleri kullandı:
"Siyasi partilerin grup toplantıları, grup iç yönetmeliklerine uygun değil. Çünkü grup toplantıların asli unsuru milletvekilleridir. Ama giderek çok katılımlı basın toplantılarına dönüşüyor. Hele hele son toplantılarda atılan sloganlar, yuh çekmeler, halaylar... Neredeyse Meclis gazinoya dönüşür hale geldi. Bu gerçekten üzücü ve düşündürücüdür.
Bir defa daha söylüyorum: 1 Ekim'den itibaren, ne olur sayın genel başkanlar, sayın parti yöneticileri, bu kompozisyonda grup toplantıları yaptıkları takdirde yarın kendilerinin de üzüleceği görüntülere, sıkıntılara, eylemlere şahit olabiliriz. Bunu önleme imkanımız da yok. Meclis'in ayrı bir güvenlik gücü de yok."