Bu operasyonlara değer miydi?

17 Aralık'tan sonra dünyanın her yanından kendilerini arayanların, 'Size bir şey olursa bize kim sahip çıkacak?' dediğini aktaran Dışişleri Bakanı Davutoğlu şöyle konuştu: 'Yüreğinde bir nebze tarih bilinci olan kardeşlerime sesleniyorum; buna değer miydi? Bütün dünya mazlumlarına sahip çıkmaya çalışan bu hükümete bu muamele yakışır mıydı? Türkmenlere yardıma giden tırı durdurmak için operasyon yapmaya değer miydi?'
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mersin Hilton Otel'de düzenlenen 6. Büyükelçiler Konferansı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Suriye rejimi terörle işbirliği yapıyor"
Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Dikkat ederseniz, Suriye muhalefetini terörle itham edenler, şu an büyük bir ikilem içindedir. Önce Suriye rejimi karadan saldırıya cesaret edemediği için Suriye muhalefet mevzilerini bombalıyor ve sivil halk Halep'te, Rakka'da. O bombalama sonrasında da o yerlere IŞiD unsurları giriyor. Yani açık bir işbirliği ile karşı karşıyayız. Suriye muhalefeti ise bir taraftan rejimin acımasız bombardımanına direnirken, bir taraftan da İŞID ile mücadele ediyor. Yani hala Suriye muhalefetini terörle özdeşleştirmeye çalışanların bu tablodan gerekli dersi almaları lazım" diye konuştu.
Nerede bir hata yapıldı?
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, AK Parti Mersin İl Başkanlığınca Mersin Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada da zihinlerinde, dünyanın politikasına yön veren, mazlumların kalbine şefkat, zalimlere korku salan bir Türkiye olduğunu söyledi.
Bundan 10 yıl sonra 2013'ü hatırlayacak olanların, "Gezi ve 17 Aralık ile başlayan manipülasyonu" aklına getirmeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, o senenin, çözüm süreci, birlik ve beraberlikle anılacağını ifade etti.
Davutoğlu, teşkilat üyelerinin, özgüvenlerini kaybetmemesi gerektiğini belirterek, bazı kesimlerin operasyonlarla özgüvenlerini sarsmak istediğini söyledi.
Geçen yıl 17 Aralık'tan sonra dünyanın her yanından kendilerini arayanların, "Size bir şey olursa bize kim sahip çıkacak?" dediğini aktaran Davutoğlu, şöyle konuştu: "Yüreğinde bir nebze tarih bilinci olan kardeşlerime sesleniyorum; buna değer miydi? Bütün dünya mazlumlarına sahip çıkmaya çalışan bu hükümete bu muamele yakışır mıydı? Nerede bir hata yapıldı? Omuz omuza verdiğimiz kardeşlerimizden, bu hükümeti zaaf içinde göstermek için bu derece büyük çaba göstermeye değer miydi? Suriyeli mazlumlar bizden yardım beklerken oraya, Türkmenlere yardıma giden tırı durdurmak için operasyon yapmaya değer miydi? Hiçbir şey bir lokma haramın boğazımızdan geçmesine gerekçe teşkil etmez. Allah, bu boğazlardan haram geçireceğine bu başı bu vücuttan ayırsın daha yeğdir."
Davutoğlu, şöyle devam etti: "Yargı bağımsızlığı esastır ama yürütmenin siyasal politikaları arasında bir çizgi vardır. Yürütme de kendi politikasını geliştirme yetkisine sahiptir. HSYK gibi yapılar da nihai kertede yargı üzerine başka bir baskı oluşturacak bir mekanizma haline dönüşemez. Kimse politik düzeyden şüphe etmemelidir. Yeter ki o görüş ve eleştiriler AB standartları ve normlarına dayansın, Türkiye'nin iç düzenlemeleriyle ilgili dışlayıcı bir tavır takınılmasın. AB'ye de şunu deriz 'hemen 23. ve 24. fasılları açın müzakere edelim'. Uygulama neyse hep beraber bunu gerçekleştirelim. Burada demokratik standartlardan hiçbir şekilde geri adım atmayız. Yargının yürütme erkine ilişkin politkalarına müdahale edecek şekilde var olan uygulamaları düzeltmek de insan hakları bağlamında bir sorumluluktur. Sadece HSYK bağlamında ele almamak lazım. Bütün bu yargı süreçlerinin gözden geçirilmesi çalışmaları var. Birkaç ay sonra Türkiye'de taşlar çok sağlam bir şekilde yerine oturur. Bunlar seçim manipülasyonlarıdır."