NESİL Yayınları’ndan çıkan Ufuk Tufan imzalı “Börü Pençesi” isimli roman, yazarın Yada Taşı Efsanesi’nin 3. durağı… 1. baskısında 10 binlik bir rakamla karşımıza çıkan bu eserin kısa sürede tükeneceğinden adım gibi eminim.
YAFES’İN OĞULLARI… Serinin ilk kitabıydı. Mu Kıtası’nın kadim bilginlerinden Türkütlere geçen Yada Taşı’nın olağanüstü güçleri vardı. Şeytan Erlik Han, bu taşı ele geçirip Türkütleri (Türkleri) hükmü altına almak için Kıpcak bir çobanı kandırdı. Ve ondan sonra Türküt illerinde kötülük üstüne kötülük yaşanmaya başladı.
TÜRK PİRAMİTLERİ… Serinin ikinci kitabıydı. Yada Taşı’nı türlü hilelerle ele geçiren Kötülüklerin Hanı Erlik Han, Orta Dünya’yı tamamen tahakkümü altına almak için her yola başvuruyordu. Bilgelik Kitabının peşindeydi. Bunun için Türkütler nezdinde nice sırların gizlendiği Türk Piramitlerini ele geçirmeliydi. İşte bu romanda bu savaşın perde arkası anlatılıyordu.
BÖRÜ PENÇESİ… Yada Taşı Efsanesi’nin 3. kitabı olarak karşımıza gelince bir solukta okudum. Bu kez Türkütler ile Erlik Han arasında müthiş bir mücadele var. Türkütler’in umutları birer birer tükenirken, kadim kitaplarda müjdesi verilen KAHRAMAN meydana çıkıyor. Onun adı OK UZ Kaan…(Oğuz Kağan)
Neden yazdı bunları?
Yazar Ufuk Tufan, Yada Taşı Efsanesi’ni neden yazdığını açıklarken, Türk milletinin, dünyanın en köklü ve en asil milletlerinden biri olmasına rağmen, kendi mitolojisine yeterince sahip çıkamadığından yakınıyor. Yabancıların yazdığı Yüzüklerin Efendisi, Taht Oyunları, Açlık Oyunları, Hobbit, Alacakaranlık Kuşağı gibi mitolojik öğeli eserlerin Türk milleti içinde oldukça fazla rağbet görmesinin şaşkınlığını yaşadığını ve artık buna son vermek gerektiğini söylüyor. Zira, yukarıda adı geçen mitolojik romanlarda gördüğümüz kahramanların bir çoğu Türk Mitolojisinden aparmadır. Meselâ Gandalf, Dede Korkut’tur. Arwen; Talçunpan Hanım’dır. Ayrık Vadisi Ergenekon Ovasıdır.
Yafes’in oğulları bozuldu
Nuh Tufanı’ndan sonra geçen 12 bin yıl boyunca Türkütler, Orta Dünyanın en güçlü insanlarıydı. Ne zaman ki, Yafes’in Oğulları içine Şeytan Erlik Han’ın düşmanlık tohumları ekildi, düzen bozuldu. Gök Tarnı’nın (Allah’ın) buyruklarını unutan Türkütler, birer birer Erlik Han’ın esiri oldular. Ancak Kayra Han’ın Türküt ülkesi Erlik Han’a asla boyun eğmedi. Yıllar içinde Türkütlere en zor zamanlarında yardım eden Börüler (Kurtlar) de onları yalnız bırakmıştı. Bayterek Ağacı, sık sık Erlik Han’ın saldırısına uğruyordu. Zira Bayterek Ağacı’nın düşmesi demek Türkütlerin sonu demekti.
OK UZ ortaya çıktı
İşte böylesine zorlu bir zamanda OK UZ, kadim kitaplarda müjdelenen kahraman ortaya çıktı ve Türkütlerin Hanı oldu. Artık Erlik Han’a karşı daha cesaretli bir Han vardı. Ve bu han, tüm Türk illerini etrafına toplamayı başarır. Ama bunu yaparken Erlik han’ın ordularını birer birer yener. Tabii ki kendisine hiç ummadığı yerlerden yardımlar gelir.
Erlik han’ı öldürür
OK UZ Han, çoğu Türküt illerini etrafında toplamanın hemen ardından Erlik Han’la büyük bir savaşa girer. Tançulpan Hanım’ın ve Börülerin de gelmesiyle daha bir güçlenen OK UZ Han, sonunda Şeytan Erlik Han’ı yener ve onu öldürür… Yada Taşı yeniden Türkütlerin eline geçmiştir. Orta dünya yeniden huzur bulmuştur.
4. kitap da gelecek
Ufuk Tufan, Yada Taşı Efsenasi’ne devam edecek… Börü Efsanesi’nin sonunda, 4. kitapla seriye devam edeceğini söylüyor… Büyük ihtimalle bu 4. kitapta, Erlik Han’ın tahakkümü altına giren diğer Türküt illerini yeniden kendine bağlamanın mücadelesini verecektir. Ancak bu mücadelede yine Türk mitolojisinden farklı örnekler okumaya devam edeceğimizi umuyorum.
Teşekkürler Ufuk Bey… Bize, Yüzüklerin Efendisi, Hobbit, Taht Oyunları gibi yabancı kaynaklı mitolojileri unutup kendi özümüze dönmemiz gerektiğini öğrettiğiniz için…