Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq, düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki durumla ilgili Tunus hükümeti ile hem New York'ta hem de sahadaki ekipler aracılığıyla temaslarını sürdürdüklerini söyledi.
Haq, Tunuslu siyasi liderleri ve paydaşları, anlaşmazlıkları diyalog ve uzlaşma yoluyla hızla çözmeye ve sükuneti korumak için sorumlulukla davranmaya teşvik etmeye devam ettiklerini belirtti.
"Bu noktada tüm tarafların hukukun üstünlüğüne, hak ve özgürlüklere saygı duymaya devam etmesi kritik bir önem taşımaktadır." diyen Haq, basın özgürlüğü ile demokratik kurumların düzenli işleyişinin de buna dahil olduğunu kaydetti.
Tunus'ta ne oldu?
Tunus'ta 25 Temmuz'da hükümet ve muhalefet partilerine yönelik yüzlerce kişinin katılımıyla protesto gösterileri yapılmış, çıkan olaylarda başta Nahda Hareketi olmak üzere, parti merkezlerine saldırılar düzenlenmişti.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said de Meclis'in tüm yetkilerini dondurduğunu, milletvekillerinin dokunulmazlığını askıya aldığını, mevcut Başbakan Hişam el-Meşişi'yi görevden aldığını ve kendi atayacağı bir başbakanla yürütmeyi devralacağını duyurmuştu.
Said, kendisini başsavcı ilan ederek yargının alanına da müdahale etmişti.
Hükümete yönelik demokrasiye müdahale girişiminin ardından askerler, Tunus Meclis Başkanı ve Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ile beraberindeki milletvekillerini Meclis'e almamıştı.
Cumhurbaşkanı Kays Said'in kararları üzerine halkı barışçıl mücadeleye çağıran Gannuşi, yasal bir dayanağı bulunmayan bu adımın bir "darbe" olduğunu vurgulamıştı.
Kays Said ise tarihi bir sorumluluk üstlendiğini, aldığı kararların anayasaya uygun olduğunu belirterek bunu "darbe" olarak nitelendirenlerden "hukuk derslerini gözden geçirmelerini" istemişti.