BM'nin Myanmar raporuna Malezya'dan destek

Myanmar'daki Budistlerin soykırım uyguladığı Arakanlı Müslümanlar için Malezya, "Arakanlı Müslümanlar krizine" sessiz kalmayacaklarını söylerken, BM ve uluslararası insan hakları örgütlerinin, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırdığı rapora destek verdi.

Malezya, Birleşmiş Milletler'in (BM) kurduğu Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu'nun bu hafta, Myanmar ordusunun (Tatmadaw) Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'in de aralarında bulunduğu üst düzey ordu generallerinin Arakanlı Müslümanlara yaptığı soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılanması talebine destek verdi.

Malezya Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Myanmar ordusuna ve hükümetine, kendilerini ifade etmeleri için birçok kez fırsat verildi. Bu nedenle, BM raporunun ön yargılı, adaletsiz ve siyasi bir gündem tarafından yönlendirildiğini söyleyemezler." ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Myanmar'ın, üyesi olduğu Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) sözleşmesinin, temel özgürlüklere, insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına ve sosyal adaletin desteklenmesine saygılı olunması gibi ideallerine atıfta bulunması gerektiğine işaret edildi.

Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara yönelik zulmünün bölgede istikrarsızlığa neden olduğunun kaydedildiği açıklamada, "Tüm bunların Malezya ve bölge için potansiyel olarak derin etkileri var. Bu nedenle, Malezya sessiz olamaz ya da Arakanlı Müslümanlar krizini görmezden gelemez." ifadesi kullanıldı.

Malezya'nın, Arakanlı Müslümanların içinde bulunduğu zor durumla ilgili konuşmaya ve ülkelerindeki baskı ve zulümden kaçan yaklaşık bir milyon Arakanlı Müslümana kapılarını açan Bangladeş için uluslararası destek çağrısında bulunmayı sürdüreceği kaydedildi.

Myanmarlı generaller için soykırım yargılaması talebi

BM İnsan Hakları Konseyi'nin 23 Mart 2017'de kurduğu Misyon, 27 Ağustos'ta, yaklaşık 18 ay süren çalışmalarının ardından elde ettiği bulgulara ilişkin hazırladığı raporu, Myanmar'daki Arakanlı Müslümanların maruz kaldığı katliamın 1. yılında açıklamıştı.

BM tarafından kurulan Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu, Myanmar ordusunun (Tatmadaw) Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'in de aralarında bulunduğu üst düzey ordu generallerinin Arakanlı Müslümanlara yaptığı soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) yargılanmasını istemişti.

Myanmar ordusu ve fanatik Budistlerin Arakanlı Müslümanlara yönelik cinayet, tecavüz, işkence ve keyfi tutuklamalar dahil insan hakkı ihlallerinin ortaya çıkarılması amacıyla kurulan Misyon'un raporunda çarpıcı ifadelere yer verilmişti.

Raporda, Myanmar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing ve pek çok üst düzey ordu generalinin Arakan eyaletinin kuzeyinde soykırım, ülkenin kuzeyindeki Kaçin ve Şan eyaletinde ise insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları nedeniyle araştırılması ve haklarında soruşturulma başlatılması istenmişti.

Arakanlı Müslümanların, başta Myanmar ordusu ve diğer güvenlik güçlerinin apaçık insan hakları ihlalleri ve istismarlarına uğradığı vurgulanan raporda, tüm bu eylemlerin "Uluslararası hukuka göre şüphe götürmeyecek şekilde ağır suçlar." olduğu vurgulanmıştı.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

BM'ye göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'dan kaçmak zorunda kalarak Bangladeş'e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, bugüne kadar Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.

Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizliğe yol açacağı endişesini taşıyor.