Volker Türk, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"BM Genel Kurulunun bugün kabul ettiği ve 11 Temmuz'un Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma Günü olarak belirlenmesi yönündeki kararı memnuniyetle karşılıyorum." ifadesini kullanan Türk, kararın, mağdurlar ve hayatta kalanların daha fazla tanınmasını sağlayacağını belirtti.
Kararın ayrıca mağdurların adalet ve böyle bir soykırımın tekrarlanmaması için mücadele ettiklerinin bir göstergesi olduğunu da kaydeden Türk, "Bu aynı zamanda Bosna Hersek'te ve bölgede anma ve barış kültürünün desteklenmesi yönünde de önemli bir adımdır." ifadesine yer verdi.
Türk, kararın, Bosna Hersek'in yanı sıra komşu ülkelerdeki üst düzey siyasi liderlerin ısrarlı revizyonizmi, Srebrenitsa Soykırımı'nın inkarı ve nefret söylemi göz önüne alındığında daha önemli hale geldiğini vurgulayarak, kısa bir süre önce bölgede yaşananların, Bosna Hersek ve Batı Balkanlar'da geçmişle hesaplaşmanın ne kadar acil olduğunun altını çizdiğini hatırlattı.
Volker Türk, bölgedeki siyasi liderlerin, insanların ayrımcılığa uğramadan, çatışma ve şiddet korkusu olmadan, güvenli ve özgürce yaşayabilecekleri barışçıl toplumlar inşa etmek için yapıcı bir diyalog kurma sorumluluğu olduğunu da anlattı.
BM Genel Kurulu, 11 Temmuz'un "Srebrenitsa Soykırımı'nı Anma Günü" ilan edilmesi istenilen karar tasarısını kabul etmişti.
- Srebrenitsa'da neler yaşandı?
Srebrenitsa'nın 11 Temmuz 1995'te Ratko Mladic komutasındaki Sırp birliklerince işgal edilmesinin hemen ardından BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplar'a teslim edildi.
Kadın ve çocukların Boşnak askerlerin kontrol ettiği bölgeye gitmesine izin veren Sırplar, en az 8 bin 372 Boşnak erkeği ormanlık bölge, fabrikalar ve depolarda öldürdü, katledilenler toplu mezarlara gömüldü.
Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı, 2007'deki kararında, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesinden (ICTY) gelen kanıtlar doğrultusunda, Srebrenitsa ve civarında yaşananları "soykırım" olarak nitelendirdi.
Srebrenitsa'daki soykırımda hayatını kaybedenlerden kimlik tespiti yapılamayan ve cenazesine ulaşılamayan 1600'den fazla kişi bulunuyor.