BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Sözcüsü William Spindler, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısında, Eritreli yönetim karşıtı sığınmacıların 2 Eylül'de Tel Aviv'de düzenlediği ve şiddet eylemlerine dönüşen protestolarda çıkan olaylara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Spindler, "2 Eylül'de Tel Aviv'in güneyinde meydana gelen, 170'in üzerinde sığınmacı ve onlarca polis memurunun yaralanmasıyla sonuçlanan şiddetli çatışmalardan derin kaygı duyuyoruz." dedi.
Her türlü şiddet olaylarını kınadıklarını ve itidal çağrısında bulunduklarını kaydeden Spindler, tarafları, durumu daha kötüye götürecek adımlar atmamaya davet etti.
Spindler, İsrail'de yaşayan büyük çoğunluğun barışçıl olduğunu ve yasalara uygun hareket ettiğini belirtti.
Üzüntü verici olayların Eritre toplumunun gerçek davranışını yansıtmadığını vurgulayan Spindler, şöyle devam etti:
"Mülteciler ve sığınmacılar İsrail'in yasal sakinleridir, ev sahibi ülkenin yasalarına saygı göstermekle yükümlüdürler. Bu kişiler herhangi bir suç teşkil eden davranış da dahil diğer farklı bir ülke sakini veya vatandaşıyla aynı prosedürlere tabidir. 2 Eylül'de yaşananların hesap verebilirliğini sağlamak önemli olsa da, Eritre'deki durum değişmediği için tüm Eritreli sığınmacıları etkileyen herhangi bir karar veya geri gönderme durumları uluslararası hukuka aykırı olacaktır. Bu durum dramatik insani sonuçlara yol açabilir."
Ne olmuştu?İsrail'de yaşayan Eritreli yönetim karşıtı yüzlerce sığınmacı, dün Eritre Büyükelçiliği tarafından düzenlenen bir etkinliği protesto için sokağa çıktı.
Eritreli göçmenlerin şiddet eylemlerine dönüşen protestolarına İsrail polisi, çok sert müdahale etmiş ve gaz bombası, tazyikli su, cop ve plastik merminin yanı sıra gerçek mermi kullanmıştı.
İsrail polisinin müdahalesinde 19'u ağır en az 120 Eritreli yaralanmıştı.
Olaylarda taş ve yabancı cisim atılması sonucu 30 polis yaralanırken, Eritreli 39 protestocu gözaltına alınmıştı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Eritrelilerin Tel Aviv’deki protestosuna gerçek mermiyle müdahale ederek onlarca kişiyi yaralayan İsrail polisini savunarak, ülkedeki Afrikalı göçmenleri sınır dışı etmek istediğini söylemişti.
İsrail, az sayıdaki Afrikalı göçmene statü vermeyi reddediyorİsrail İçişleri Bakanlığı'na bağlı Nüfus ve Göç İdaresi'nin verilerine göre, İsrail'de çoğunluğu Eritre ve Sudan'dan olmak üzere geçici koruma kapsamında yaklaşık 25 bin 500 sığınmacı bulunuyor.
Bu kişilerin çoğu 2006-2007'den bu yana İsrail'de olmalarına ve anavatanlarına dönmeleri halinde karşı karşıya kalacakları tehlikeye rağmen İsrail, bu kişileri mülteci olarak tanımayı ve mülteci statüsü vermeyi reddediyor.
Yapılan binlerce iltica başvurusu işleme alınmazken, bazıları ise yıllardır beklemede.
Dünya genelinde Eritre ve Sudanlı sığınmacıların mülteci olarak tanınma oranları, Eritreliler için yaklaşık yüzde 90, Sudanlılar için yüzde 60 civarında. Ancak çoğu ülkenin aksine, İsrail'deki sığınmacıların mülteci statüsünde tanınma oranı yüzde 1 gibi çok düşük bir seviyede.
Öte yandan, İsrail basınındaki haberlere göre, İsrail makamları olaylara karışan yaklaşık 50 sığınmacıyı mahkemeye çıkarmadan ülkenin merkezindeki bir hapishaneye aktardı. Polisin hapishaneye aktarılanların gözaltı sürelerinin uzatılması için mahkemeye başvurusunu geri çektiği ve haklarında "İsrail'e giriş yasası" kapsamında idari bir uygulamayı kullanacaklarını yargı makamlarına bildirdiği belirtildi.