Blok zincir ve İslam dünyası: Kabuğu kırma vakti

Blok zincir ağı Binance'in, İsrail'in isteği üzerine Filistinlerin kripto varlıklarını dondurduğu haberi büyük tepki çekti. Yakın zaman Instagram da Heniyye paylaşımlarını kaldırmıştı. İslam dünyasının ise bu tür skandallara karşı elinde sadece 'ambargo' seçeneği bulunuyor. Süratle dijitalleşen dünyada 'biz de varız' demek için ambargodan daha fazlası gerekiyor.

Analiz / Yunus Emre Kabaoğlu

***

Blok zincir (blockchain) ağı Binance’in İsrail’den gelen talep üzerine Filistinlilerin kripto varlıklarını dondurduğu haberleri tepkileri beraberinde getirdi. Hakkında boykot çağrıları yapılan Binance’in Üst Yöneticisi Richard Teng, ‘sadece yasa dışı fonlardaki sınırlı sayıda kullanıcıya engel getirildiğini’ iddia etti. Teng’in açıklamasını teyit etmek güç, ancak yaşanan olaylar İslam dünyasının kendisine ait sistemler kurmadığı sürece ambargoya ve müdahaleye açık olacağını gösteriyor. Binance skandalından kısa bir süre önce Instagram’ın İsmail Heniyye hakkındaki paylaşımları kaldırması da bunu kanıtlıyor.

İnternetin yeniden keşfi

İletişim teknolojileri ve dijitalleşme, Batılıların öncülüğünde son 200 yılda büyük gelişmeler kaydetti. Telgraf ile başlayan süreç, günümüzde küçük bir parmak hareketiyle milyonlarla etkileşime geçme seviyesine ulaştı. İşlerin bu noktaya gelmesinde en önemli pay sahibi, 1980’li yıllarda icat edilen internet teknolojisi. Önümüzde ise ‘internet yeniden keşfi’ olarak adlandırılan Web 3.0 dönemi bulunuyor.

Web 3.0 internetin üçüncü evresini ifade ediliyor. İnsanlığın internet ile tanıştığı Web 1.0’dan Web 3.0’a uzanan süreçte hem internet hem dünya önemli değişimlere sahne oldu. Emekleme aşaması olarak sayılabilecek Web 1.0 dönemi 90’lı yılların teknolojisiydi. Vizyontele filminde televizyonu tarif etmek için söylenen ‘radyonun resimlisi’ tanımlamasına neredeyse eşdeğerdi. Web 1.0 dönemi için ‘gazetenin ekranlısı’ desek çok da yanlış olmaz.

Web 2.0’ın başlangıcı olarak kabul edilen 2000’li yıllar ise ‘devrim’ dönemi oldu. İnternet siteleri hipermetinsellik ve multimedya gibi özelliklere kavuştu. Sosyal medya platformları kullanıma sunuldu, etkileşim üst düzeye çıktı. Bu durum ekonomi sahasında yeni fırsatları beraberinde getirdi. Siyasiler, dolayısıyla siyaset arenası internetin ikinci döneminden bir hayli etkilendi. Bu devrim öylesine güçlüydü ki, Orta Doğu’ya kasıp kavuran Arap Baharı büyük oranda sosyal medya operasyonuydu. Dünya, 2010 yılında başlayan Arap Baharı’nın etkilerini hala yoğun şekilde hissediyor. Bununla birlikte insanlık hala Web 2.0 sürümünü kullanıyor.

Devletin kontrolünden çıkan internet

Web 3.0 ise yepyeni bir dönem vadediyor. İnternetin üçüncü döneminde denetim devletlerin elinden alınıp kullanıcıların eline veriliyor. Bu da yalan haberlere müdahalenin ve hassasiyet sınırlarını ihlal eden platformları engellemenin oldukça zor olacağı anlamına geliyor. Bir diğer ifadeyle; yeni bir Arap Baharı kurgulandığında, orta atılan yalan haberlere ve aldatıcı görüntülere devletin müdahale etme imkanı bir hayli güç olacak. Instagram gibi platformlar, kapatılma korkusuna kapılmadan kullanıcıların hassasiyetini daha kolay yok sayabilecek. Üstelik interneti kesmek de çözüm olmayacak, zira uzay interneti çoktan aktif edildi. İran, Mahsa Amini olaylarında bunu yakından tecrübe etti. Tahran, olayları yatıştırmak adına internete erişimi kısıtladı, ancak Elon Musk’ın Starlink’i İran üzerinde uzay internetini aktif hale getirdi.

‘Peki, internetin kontrolü devletlerin elinden nasıl çıkacak?’ diye soranlar için yeniden Binance örnek gösterilebilir. Binance, aslında bir blok zincir ağı ve ondan başka çok sayıda blok zincir ağı bulunuyor. Ethereum, Bitcoin, Doge gibi...

Web 3.0’ın temelini de blok zincir ağları oluşturuyor. Bu sistemde herhangi bir içeriğin dolaşıma girmesi, düzeltilmesi ya da silinmesi için ağdaki çoğunluğun onayı gerekiyor. Belli bir otorite, içeriğin kaldırılması için tek başına müdahale edemiyor.

Blok zincir denildiğinde şimdilerde akla sadece kripto paralar geliyor, ancak bu sistem hukuktan vergi sistemine kadar pek çok farklı alanda kullanılmaya hazırlanıyor. İnsanlar ise kripto paralar ile sisteme alıştırılıyor.

Yapay zekaya yazı yazdırma, resim yaptırma gibi eylemler de alıştırma faaliyetlerinin bir diğer aşaması...

Teknolojiyi üreten düdüğü çalar

Yazının üst kısımlarında belirtildiği gibi telgraftan blok zincire uzanan süreçte gelişmelerin başını büyük oranda Batı dünyası çekiyor. Bu da, Batının kafasına göre at koşturabilmesi demek. Nitekim, öyle de oluyor. Facebook Filistinlilerin hesaplarını nedensiz kapatıyor. Instagram istediği gönderiyi kaldırıyor. Gmail, milyonlarca insanın kime ne mail attığından haberdar. WhatsApp, akraba sohbetlerine bile hakim. X, bugün fişi çekse dünyanın büyük bölümü Gazze’de ne olduğundan habersiz kalabilir. Yani, İslam dünyası Gazze’deki çığlıkları dünyaya duyurmak için bile Batılılara ihtiyaç duyuyor.

Üzerimize hızla gelen Web 3.0 dönemini de Batı yönetiyor. Ellerindeki imkanları, başta coğrafyamız olmak üzere dünya üzerinde baskı için kullanabileceklerini tahmin etmek zor değil. Buna karşın, İslam dünyası yetişmiş insanlara sahip olsa da şimdiye kadar teknolojik bir akıma öncülük edemedi. Teknolojik akım bir yana, henüz popülerlik kazanmış bir tane sosyal medya platformu bile yok.

Dünya ise büyük değişimlerin eşiğinde. Böyle bir dönemde kendi blok zincirine sahip olmak, kendi sosyal medya ağını yönetmek en az ‘nükleer silah kadar’ önem taşıyor.

[Yunus Emre Kabaoğlu, gazetecidir. Web 3.0, blok zincir, yapay zeka konusunda akademik çalışma yürütmektedir.]