Evladına büyük özlem duyduğunu dile getiren Safitürk, "Çocuklarımın en küçüğüydü. O geldiği zaman bütün çocuklar, ağabeyleri, ablaları toplanır, bir bayram yapardık." ifadelerini kullandı.
"Hepimiz bir aileyiz"
Evlat acısının çok ağır olduğunu vurgulayan Safitürk, şöyle devam etti: "Resulullah efendimizin çok sevdiği torunu Hazreti Hüseyin Kerbela'da katledilmiştir. İnandığım bir gerçek var. Mahşerde benim çocuğum, hakkını herkesten alacak. Allah, Kur'an-ı Kerim'de, 'Kim zerre kadar hayır yaparsa onun karşılığını görecek, kim zerre kadar şer yaparsa o da onun karşılığını bulacak.' diyor. Ben buna inanıyorum. O ilahi mahkeme herkesi bekliyor. Yavrumun hiç suçu, haberi yok, elinde silah yok, çatışmaya girmemiş. Onu hiç unutmuyoruz, dua ediyoruz. İnşallah cennette bizi karşılayacak. En büyük tesellimiz budur. Kur'an-ı Kerim'de 'Şehitler ölmez, onlar hayattadır, siz anlamazsınız.' diyor. Bunlar bizi teselli ediyor, bu yönden ayakta duruyoruz."
Türkiye'nin dört bir yanından kendilerini arayan insanların acılarını hafiflettiğini anlatan Safitürk, "Allah razı olsun milletimiz bu işi çok güzel kavramıştır. Bilhassa mülki erkan çok sahip çıkıyor. Hepimiz bir aileyiz, çok dua ediyorum. Oğlum hayatta olsaydı 'Vatan için millet için hizmete devam.' derdim. Allah kimseye bu acıları vermesin. Milletimizin başı sağ olsun. Allah ordumuza, güvenlik güçlerimize zafer nasip eylesin. Unutulmayacak, bizi cennette karşılayacak inanıyorum. Kendimizi imanımız gereği sağlam tutuyoruz." diye konuştu.
Safitürk, oğlunun davasında birinci mahkemenin kapandığını ve sonuçtan memnun olmadıklarını aktararak, adaletli bir süreç beklediklerini sözlerine ekledi.
Kaymakam Safitürk'ün şehit edilmesi
Mardin'in Derik ilçesinde 10 Kasım 2016'da makam odasında terör örgütü PKK tarafından el yapımı patlayıcıyla düzenlenen saldırıda, İçişleri Bakanlığınca Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilen Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk ağır yaralanmış, kaldırıldığı hastanede 11 Kasım 2016 günü şehit olmuştu. Saldırıda, Safitürk'ün şoförü Mustafa Dinçer de yaralanmıştı.
Mardin'de, 22 Ekim 2018'deki karar duruşmasında, sanıklardan Şerif Mesutoğlu, "devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etmek" ve "patlayıcı madde bulundurmak" suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet ile 28 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Sanıklardan Kaymakamlık eski yazı işleri müdürü Tahsin Erdaş'a ise "ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkındaki kanuna muhalefet" suçundan 1 yıl, aynı suçtan sanıklar Ahmet Deniz ve Fikret Deniz'e ise 5 yıl hapis cezası ile 20 bin lira adli para cezası verilmişti.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 11 Mart'ta yerel mahkemece 4 sanığa verilen cezayı hukuka uygun bulmuş, beraat eden 8 sanığın ise yeniden yargılanmasına hükmetmişti.