Hacettepe Teknokenti'nde şarbon ve veba gibi biyolojik ajanlarını 3 dakikada havadan tespit edebilen cihaz geliştirildi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve TÜBİTAK'ın desteği ve üniversitelerden öğretim üyelerinin katılımıyla geliştirilen "Biosis" isimli cihaz, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'da gerçek mikroorganizmalarla yapılan testlerden başarıyla geçti. Geliştirilen teknoloji, hastane enfeksiyonları, et, süt ve su yoluyla bulaşan mikropları da havadan aldığı numunelerle anında tespit ediyor.
Hacettepe Teknokentinde yerleşik Biosis Ar-Ge Müdürü Engin Kıran, yaptığı açıklamada biyoterörizmi, "kişiler, gruplar veya hükumetler tarafından ideolojik, politik veya finansal kazanç sağlamak amacıyla hastalık yaratıcı mikroorganizmaların açık veya gizli şekilde yayılması" olarak tanımladı.
Bu mikroorganizmaların ufak bir miktarının bile öldürücü olabildiğine işaret eden Kıran, geliştirdikleri cihazın bu tür biyolojik ajanlara karşı gereken önlemlerin hızlı bir şekilde alınmasını sağladığını belirtti.
Cihazın günümüz dünyasında politik çekişmeler sonucu gündeme gelen biyolojik harp maddeleri listesinde ilk sıralarda yer alan şarbon, tularemi, veba, e-coli, ricin toksini gibi patojenlerin tanısının bu cihazla oldukça hızlı şekilde konulabildiğini anlatan Kıran, "Oldukça yüksek hassasiyete sahip bir teknoloji olup yanlış tanı oranı çok düşük. Sistem, temel olarak bu ajanların olay yerinde hızlı ve kolay tanısı için geliştirildi" açıklamasını yaptı.
"Türkiye'de ilk, dünyada ise çok yeni"
Halk sağlığını tehdit eden bu ajanların klasik sınıflandırılmasına göre 40'ın üzerinde mikroorganizma ve toksinin önemli olduğunu belirten Kıran, geliştirilen cihazın 12 farklı patojeni, 100 patojen hassasiyetinde tespit edebilme özelliğinin bulunduğunu aktardı. Kıran, "Türkiye'de ilk, dünyada da çok yeni" olan bir teknoloji konusunda Ar-Ge yapılarak bir cihaz geliştirildigini belirtti. Kıran, "Bu teknoloji, sınır bölgelerinde, kamu binalarında, metro, AVM gibi kapalı kamuya açık alanlarda et, süt ve bunlara bağlı gıda endüstrisinde biyolojik ajanlara karşı savunma yeteneklerini arttıracak" dedi.
Cihazın geliştirilmesinde tüm dünyanın kullanımına açık akademik ve bilimsel literatürden, üniversitelerden yararlanıldığını, teknokent ve teknoloji geliştirme bölgelerine sağlanan destekler, TÜBİTAK, KOSGEB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının Ar-Ge desteklerinin kullanıldığını dile getiren Kıran, şöyle konuştu:
"Geliştirilen cihaz, et, süt veya su yoluyla bulaşan ve gıda zehirlenmelerine, hatta ölümlere yol açan mikroorganizmaların tespit edilmesinde kullanılıyor. Ayrıca hayvancılık ve besicilikte insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen bakterilerden brusella, salmonellanın tespitini yapabiliyor. Ek olarak sağlık kurumlarında, istenmeyen ölümlere neden olan hastane enfeksiyonları ile mücadele ve takibi konularında özellikle yoğun bakım üniteleri, yenidoğan üniteleri veya ameliyathanelerde kullanılabilecek."
"Havadan veya su numunelerinden tespit yapıyor"
Kıran, Biosis'in dünyada fonksiyonel olarak geliştirilen tüm yenilikleri içerdiğini ve adı geçen ajanları üç dakika gibi oldukça yüksek bir hassasiyetle tespit edebildiğini bildirdi.
Engin Kıran, cihazın ilk başta odadaki havayı giriş mazgallarından geçirip makinede bulunan tanımlama modülüne getirdiğini ve ardından havayı dışarı verdiğini, böylece havada hangi biyolojik ajanların var olduğunu ve önlem alınması gerektiğini bildirdiğini kaydetti.
"Ebola'nın teşhisinde de tanı konabilir"
Son günlerde Orta-Batı Afrika'da binden fazla kişinin ölümüne neden olan ebola virüsünün de biyolojik terör ajanları listesinde yer aldığını belirten Kıran, "Biosis sistemiyle viral kaynaklı kanamalı ateş etkenleri arasında yer alan Filovirüs'lerinde (Ebola ve Marburg virüs) tanısı konulabilir. Elimizde bu etkenler veya onların saflaştırılmış antijenikyapıları olması durumunda tanımlama modülüne eklenebilir. Biosis; ülkemizde yerli kaynaklar ve uzun bir Ar-Ge süreci sonucunda geliştirilmiş olup sunduğu teknik alt yapı ve uygun maliyetli sarfları ile çok farklı alanlarda kullanılacak" dedi.
Kaynak: AA