YUSUF GARİP
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci, Kopernik'ten çıkan 'Akıncı Üssü'nün Şifreleri- Darbenin Perde Arkası' isimli kitabında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığında yaşananlara tüm detayları ile mercek tutuyor.
İşte kitapta yer alan o bölümden bir kısım:
Genel Kurmay Başkanlığını işgal eden Türk Silahlı Kuvvetleri içerisine sızan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeleri, sanki emir komuta zinciri içerisinde gerçekleşiyormuş gibi sıkıyönetim emri ve ekindeki sıkıyönetim komutanları ve sıkıyönetim mahkemesi hakimlerinin isimlerinin bulunduğu direktifleri saat 21.30 sıralarında Özel Kuvvetler Komutanlığına iletiyordu.
Sözde atama listesinde Tuğgeneral Semih Terzi, 1. Özel Kuvvet Tugay Komutanlığından Özel Kuvvetler Komutanlığına atanıyordu. Özel Kuvvetler Komutanlığındaki darbe faaliyetini yöneten Kurmay Albay Ümit Bak, Muhabere Albay Murat Aydın ve Kurmay Yarbay Mehmet Ali Çelik tarafından sıkıyönetim emri değerlendiriliyor, illegal kararlara uyulması konusunda mutabık kalınıyordu. İşgal girişimine destek vermeye başlayan üç isim hainliğin içinde yer almayan Özel Kuvvetler Komutanlığı personelini de yanlarına çekmeye çalışıyordu.
İhanet ekibinden harekat merkezi vardiya amiri olan Turgay Usanmaz, Fatih Uysal ve Ali Kapucu ise illegal emri yaygınlaştırıyordu. Savaşa hazırlanıyorlardı. Düşmanları milletti. Nedim Şahin, Muzaffer Han ve Şenol Soylu tam teçhizatlı ve silahlı olarak hazırlanmışlardı. Darbeye teşebbüs eylemine iştirak etmeyen diğer askeru00ee personele silah doğrulttuklarında, karargaha telefonla Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı ulaşıyordu. Aksakallı, darbeci Albay Ümit Bak'ı telefon görüşmesinde ikna etmeye çalışıyor, sıkıyönetim emirlerinin geçersiz olduğunu belirtiyordu. Ancak Ümit Bak dinlemiyor, şeytanların ordusunda yerini alıyordu.
Aksakallı Paşa, halen kendisinin komutan olduğunu, kendisinin emirlerini dinlemesi konusunda Albay Ümit Bak'ı uyarıyor, Albay Bak gerçek durumu kabul etmeyerek 'elimde emir var', yeni komutan Semih Terzi diyerek telefonu kapatıyordu.
Korgeneral Zekai Aksakallı vazgeçmiyor, karargahı tekrar tekrar arıyordu. Karargah telefonları açılıyor ancak telefona artık darbeci Ümit Bak çıkmıyordu. Darbeci olmayanlara silah doğrultan Nedim Şahin ise telefon çaldıkça sinirleniyor, hakaretler yağdırıyordu. Aksakallı Paşa son aradığında ise Nedim Şahin, telefona yumruk atıyor, çalmaya devam edince açıp kapatıyordu. Darbeci Yarbay Mehmet Ali Çelik ise Albay Ümit Bak'a hitaben 'Neyi bekliyorsunuz komutanım, bizim komutanımız Semih Paşa, herkes tarafını seçsin' diye bağırıyordu. Bu aşamadan sonra Albay Ümit Bak, artık telefonlara bakılmasın diye talimat veriyor, karargahın kontrolünü ele geçirdiklerini ifade ediyordu.
Karargah'takiFETÖ'cüleri ikna edemeyen Korgeneral Zekai Aksakallı emir subayı olup o sırada karargahta bulunan Astsubay Ömer Halisdemir'i cep telefonundan arayarak, Semih Terzi'nin darbeye teşebbüs eyleminin içinde yer alan vatan haini olduğunu, kesinlikle karargahın komutasını ona bırakmamasını ve bu işin sonunda şehadet olduğunu söyleyerek tarihu00ee emri veriyordu.
EMREDERSİNİZ KOMUTANIM
Astsubay Ömer Halisdemir, vatansever bir asker refleksiyle kendisine verilen emri hiç bir şekilde sorgulamadan 'Emredersiniz komutanım' diye cevap veriyordu. Milleti ve vatanı adına tarihu00ee emri alan Astsubay Ömer Halisdemir karargahta beklemeye başlıyordu.
Darbeciler tarafından Özel Kuvvetler Komutanı olarak atanan Tuğgeneral Semih Terzi, Silopi ilçesinde emir Astsubayı olan Ahmet Kara'yı yanına çağırmıştı. Terzi, Kara'ya ivedi hazırlanmasını Diyarbakır'a gideceklerini belirtiyordu. Ahmet Kara tarafından gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra birlikte helikopter ile yaklaşık bir saat on dakikalık bir yolculuktan sonra saat 23.30 sıralarında Diyarbakır Havalimanı'na iniyorlardı.
Semih Terzi, Silopi'de iken Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığında bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı birliklerini komuta eden darbeci Binbaşı Fatih Şahin'i arıyor, Ali Kapucu, Mehmet Bilge, Ümit Bak ve Yıldıray Yılmaz ile de görüşmeler sağlayıp, darbenin koordinasyonunu sağlıyordu.
Saat 21.30'da askeru00ee hattan arayarak Özel Kuvvetler Komutanlığının komutasını almak için Ankara'ya gideceklerini belirtip, işgal içerisinde yer alacak olan Furkan Aslanbay, Mihrali Atmaca, İsmail Çınar, Halit Çelik, Gökay Engin, Mehmet Bilge, Harun Topbaş, Ahmet Muhammed Demirci, Cemal Güleç, Ali Güreli, Ali Solmaz, Erkan Kütükçü, Erhan Almaz, Cihat İbrahim Yörük, Hasan Aksoy ve Hüseyin Oğuz'un hazır olmaları emrini veriyordu.
Söz konusu isimler hazırlanıyor, diğer tabur personeli ile Diyarbakır Havalimanı'na gidiyor, Casa tipi bir uçağa binerek diğer bir kısım tim personeli ile birlikte hareket ederek gece yarısından sonra Etimesgut ilçesinde bulunan Özel Hava Alay Komutanlığına iniş yapıyorlardı. İşleri kolay değildi. İllegal emre uymayan askerler de vardı. Yüzbaşı Ahmet Kemal Yılmaz ile beraberindeki yaklaşık yedi tim personeli helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığına gitmeyi kabul etmiyor, işgal hareketine destek vermeyerek Etimesgut Hava Alanı'nda kalıyordu. İllegal emre itaat edilmemesi gerektiğini de ispat ediyorlardı.
Semih Terzi, Ahmet Kara, Fatih Şahin, Furkan Aslanbay, Mihrali Atmaca, İsmail Çınar, Halit Çelik, Gökay Engin, Mehmet Bilge, Harun Topbaş, Ahmet Muhammed Demirci, Cemal Güleç, Ali Güreli, Ali Solmaz, Erkan Kütükçü, Erhan Almaz, Cihat İbrahim Yörük, Hasan Aksoy ve Hüseyin Oğuz, Etimesgut Özel Hava Alay Komutanlığında işgale destek veren personel tarafından hazır edilen iki helikopterle hareket etti. Kısa süre sonra darbeciler Gölbaşı ilçesinde bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığının VIP alanına iniş yapıyorlardı.
Tedirginlerdi. Kaygıları vardı. Ama ihanetten ve işgalden vazgeçmiyorlardı.
HALİSDEMİR ARALARINA KARIŞTI
Helikopterden iniyorlardı. Tüm tim personelinin önceliği Semih Terzi'nin güvenliğini sağlamaktı. Tim iniyor, gözlem yapılıyor, gerekli tedbir alındıktan sonra Semih Terzi helikopterden indiriliyordu. Semih Terzi, Pensilvanya tarafından verilen işgal girişimi kapsamında Özel Kuvvetler Komutanlığının Komutasını kendisine teslim etmek amacıyla kendilerini bekleyen Özel Kuvvetler Komutanlığındaki ihaneti Yöneten Albay Ümit Bak, tam teçhizatlı Astsubay Turgay Usanmaz ve sivil kıyafetli Ali Kapucu ile darbeci tim tarafından karşılanıyordu.
Korgeneral Zekai Aksakallı'dan 'Semih Terzi'nin hain olduğu, bu nedenle kışlanın yönetiminin kendisine verilmemesi' talimatını alan kahraman Astsubay Ömer Halisdemir ise dikkat çekmeden Semih Terzi'yi karşılayanların arasına karışmayı başarmıştı. Hep birlikte karargah binasına doğru yürümeye başlamışlardı. Karargah binasına çok kısa bir mesafe kala saat 02.16 sıralarında Ömer Halisdemir, Semih Terzi'ye sağ tarafından yaklaşıyordu. Ömer Halisdemir, derin bir nefes alıyor, milleti adına vatansever bir asker davranışı ile beylik tabancasını çıkartarak Özel Kuvvetler Komutanlığının yönetimini darbecilere teslim etmemek adına Tuğgeneral Semih Terzi'ye 3 defa sağ tarafından ateş ediyordu. Hedef şaşmıyor, darbeci Semih Terzi vuruluyordu.
Kahraman Ömer Halisdemir, görevini yerine getirdikten sonra karargahın girişine göre sağ tarafında bulunan ağaçlık alana doğru koşuyordu. Darbeci tim ise olup biteni anlamaya çalışıyor, beklemedikleri bu kahramanlık karşısında şok yaşıyordu. Hemen hepsi mevzi pozisyonu almıştı. Tim personeli Hasan Aksoy, havaya bir el ateş açıyor, Halit Çelik ise çalılıklara atış yapıyordu. Darbeci Binbaşı Fatih Şahin ise mevzi pozisyonunda değildi.
12 KURŞUNLA ŞEHİT ETTİLER
Hedefinde kahraman Astsubay Ömer Halisdemir vardı. Şahin, haince arkasından kısa mesafeden uzun namlulu silahı ile 11-12 el ateş ederek Ömer Halisdemir'i vurdu. Darbeci tarafından vurulan Ömer Halisdemir, ağaçların arasına düşmüştü.
Semih Terzi de yerdeydi. Bütün tim ise başında... Sıhhiyeci Hüseyin Oğuz, Semih Terzi'ye ilk müdahaleyi yapıyordu. Bir kısım hain ise vurulan Ömer Halisdemir'i sürükleyerek karargah binasının giriş kapısının sağ tarafındaki alana yatırdı. İkisi de yaşıyordu.
Olay yerine çağrılan ambulans anında geliyor, Ömer Halisdemir'in nabzını kontrol eden sağlık görevlileri hayat belirtisini tespit ediyordu. Ancak o an bir başka hain devreye giriyordu. Mihrali Atmaca, Ömer Halisdemir'e müdahale etmek isteyen sağlık görevlilerini engelliyor, ambulansı olay yerinden gönderiyordu.
Semih Terzi için ise karargah adeta seferberlik ilan ediyordu. Terzi ilk önce icra astsubayının odasına çıkarılıyor. O anda Albay Ümit Bak tarafından Semih Terzi'nin hastaneye götürülmesi için helikopter çağrılıyor.
Darbeciler içerisinde yer almayan ve o sırada karargahta bulunan Yüzbaşı Vural Volkan Bal ise dışarı çıkarak kahraman Ömer Halisdemir'in yanına geliyor. Halisdemir'in nabzını kontrol ediyor. Halisdemir'in yaşadığını görünce müdahale etmek istiyor. Darbeci Mihrali Atmaca ise Yüzbaşı Vural Volkan Bal'ı engelliyor, 02.26'da oradan uzaklaştırdıktan sonra, beylik tabancasını çıkarıp Astsubay Ömer Halisdemir'e alçakça iki el ateş ediyor. Halisdemir şehit düşüyor.
Saat 02.50 sıralarında darbeci Semih Terzi için çağrılan helikopter karargaha inmiştir. Binbaşı Fatih Şahin, tim personeli Hasan Aksoy, sıhhiyeci Hüseyin Oğuz, Emir Astsubayı Ahmet Kara ve Özel Kuvvetler Komutanlığı Personeli sivil kıyafetli Ali Kapucu tarafından yaralı Semih Terzi gelen helikoptere taşınır. Darbeci Semih Terzi GATA'ya getirilir.
KARARGAHTA HAVA DEĞİŞİR
Karargahta hava değişmiştir. Başlarındaki işgal girişimini yöneten Semih Terzi'nin vurulmuş olmasından ümitsizliğe düşen tim panikle geri adım atmaya başlar. Çoğu darbe karşıtı ve darbeye karşı direnen ekibin safına katılır. Ancak karargahta halen darbeciler vardır. Söz konusu darbecileri teslim almak için vatansever askerler harekete geçerler. Saat 03.08 sıralarında karargah binası içerisine girerler. Merdivenlerde karşılarına darbeci Yarbay Mehmet Ali Çelik çıkar. Çelik silahına davranır, ama ateşlemeye cesaret edemez. O anda darbe karşıtı askerler Mehmet Ali Çelik'i teslim alırlar, karargahın alt katına indirirler.
Darbecileri karargahtan temizlemeye kararlı olan tim, darbeci Albay Ümit Bak'ı teslim almak için harekete geçer. Ancak bir sorun vardır. Darbe karşıtı askerler Ümit Bak'ın odasının yerini bilmemektedir. Ümit Bak'ı korumakla görevlendirilen Nedim Şahin'e Albay Ümit Bak'ın odasını sorarlar. Şahin'in 'Onunla ne yapacaksınız?' diye sorması üzerine 'Emirlerini almaya geldik' diye cevap verirler. Bu cevap üzerine Nedim Şahin, kendilerini darbeci Ümit Bak'ın odasına götürür. Odaya girdikleri anda direnişle karşılaşırlar. Darbeci Albay Ümit Bak teslim alınmaya çalışıldığı sırada kendilerine silahlı ve teçhizatlı olarak orada bulunan Nedim Şahin engel olmaya çalışır. İçeride kavga başlar. Darbe karşıtı askerler, Nedim'i uyarır. Nedim ise saldırganlaşır. Bunun üzerine bir komutan, tüfeği ile Nedim'e ateş eder. Sıcak çatışma başlar. Nedim Şahin çatışmada darbe karşıtı askerler tarafından etkisiz hale getirilir. Daha sonra darbeci Ümit Bak teslim alınarak daha önceden teslim alınan Yarbay Mehmet Ali Çelik'in yanına götürülür.
Dost birlikler içerisinde yer alıp Özel Kuvvetler Komutanlığını darbeci unsurlara teslim etmemek amacıyla çağrı üzerine yardım amacıyla nizamiye bölgesine gelen Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli olan İsmail Oğuz ise, darbeciler tarafından açılan ateş sonucu başından yaralanır. Oğuz, olay yerinde bulunan diğer dost kuvvet mensubu kişiler tarafından hastaneye kaldırılır.
Kısa süre içerisinde karargahtaki darbecilerin direnci kırılır. Tek tek karargahta toplanırlar. Birçoğu da GATA'da ele geçirilir ve etkisiz hale getirilir.