Cumhur ittifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım Kanal 7 ve Ülke TV ortak yayınında Kanal 7 Ankara temsilcisi Mehmet Acet'in sorularını yanıtladı. Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Millilerimizin Fransa galibiyeti
Dün Konya'da oynanan maçta millilerimiz hakikaten destan yazdılar. Bu vesileyle başta Şenol Güneş'i ve oyuncuları kutluyorum. Hepsi gencecik kardeşlerimiz. Çok güzel bir iş yaptılar. Son Dünya Kupası Şampiyonu Fransa'yı Konya'da hizaya getirdiler. İzlanda maçı için de şimdiden başarılar diliyorum.
Seçim kampanyası süreci
Önceki kampanyada hem Ramazan'dı hem kampanya yaptık. Ramazan olunca kampanyanın şekli de tamamen değişiyor. Ağırlıklı olarak iftar öncesi başlıyor, sahur sonuna kadar yoğun bir program icra ettik. Çok da güzel oldu. Hem Ramazan'ın manevi havası hem de insanların gece boyunca hep ayakta olması kampanyayı çok verimli ve renkli hale getirdi. 31 Mart öncesi kampanyayla bu kampanyanın en belirgin farkı şu diyebilirim: Burada biz çok büyük toplulukların bir araya geldiği, açık hava mitingleri gibi etkinlik yerine birebir, yüz yüze küçük gruplar, STK'lar, kanaat önderleri, esnaf, sanatkar, emekli... Yani bütün toplum kesimleri İstanbul'da ben de varım diyen bütün paydaşlarla bir araya geldik, sohbet ettik. Onları dinledik, önerilerini aldık ve o şekilde çok dolu dolu bir Ramazan ayını geride bırakmış olduk.
CHP adayı ile televizyon yayını
(Uğur Dündar'ın yayını sunmaktan vazgeçmesi) CHP'den Uğur Dündar'a vazgeçmesi için telefon geldiğine dair sosyal medyada, çeşitli yerlerde laf dolaşıyor. Bu çok vahim durumdur. Ben açıkça sürekli bizim üzerimizden puan toplama gayretleri görüyorum. Uğur Dündar olsun dedim. Bu da bir anlamda şu mesajı veriyor: Biz sağ-sol fark etmez, bizim taraf sizin taraf demiyoruz. İstediğinizi seçin, biz İstanbul'u konuşalım. Benim yapmak istediğim bu ayrışmayı, kutuplaşmayı bir ölçüde ortadan kaldıracak ve ülkeyi daha birleştirici bir sürece sokmak. Sürekli bir yerlerde mevzilenip birbirlerine çeşitli mecralardan atış yapan ruh hali topluma da yansıyor, topluma zarar veriyor. Bu anlamda bir normalleştirmeye ihtiyaç vardı. Bunu başlatmak istedim ama karşı taraf burada samimi olmadığını ortaya koydu.
Ben hayatım boyunca taktik bilmem. Nasıl gözüküyorsam öyleyim. Ne düşünüyorsam onu söylerim. İçim de bir dışım da bir. Geçmiş müktesebatım, gelecek öngörülerim neyse dürüstçe İstanbullularla bütün vatandaşlarımla paylaşacağım. Ne istiyorlarsa sorsunlar, nasıl bir format istiyorsa olsun. Kim olursa olsun. İstanbul'a katkı sağlayacaksa. Böyle bir karşılıklı program İstanbul'a ne sağlayacak, İstanbullulara hangi mesajları verecek. İstanbullu bunun için bu programa ilgi duyar.
CHP adayından Valiye hakaret
Kendini bir şekilde gözden geçirmesi lazım. Öfke kontrolü önemli bir şey. Dün de kendisine bir çağrı yaptım, bir özür bekliyorum. Vali devleti temsil ediyor. Vali kendisini ifade edemez, memurdur. Siyasetçi her türlü ağır eleştiriye hatta hakarete muhatap olabilir. Buna hazırlıklı olması lazım. Her önüne geleni doğrarsa bu olmaz.
Yıldırım'ın İstanbul'a vaatleri
Biz vaatlerimizi 3 grupta topladık. Bir gençlerle ilgili vaatlerimiz. Ulaşım konusu halihazırda yerine geldi. Aylık kart 85 liradan 40 liraya düştü. Ama bir şey daha ilave ediyoruz buna. Şu anda liseyi bitirip üniversiteye de girememiş hazırlık yapan öğrenciler var. Bunlar da bu pakete dahil edilecek ve bu hemen çıkarılacak. İkincisi; gençler artık internetle yatıp internetle kalkıyor. Araştırmalarını, ödevlerini yapıyorlar. Bütün dünyada ne olup ne bitiyor internet üzerinden takip ediyorlar. Dolayısıyla gençlere her ay 10 GB internet ücretsiz olacak. Yine gençler müzelere, şehir tiyatrolarına para vermeden gidecekler. Spor tesisleri de gençlere bedava olacak.
Şu anda İstanbul'da 935 tane amatör spor kulübü var. Buradaki lisanslı sporculara zaten destek veriliyor ama bu destek miktarını 10 kat artırıyoruz. Yani her amatör spor kulübüne yılda 100 bin lira destek vereceğiz. Milli ve yerli kaynağımızı geliştirmemiz gerekiyor. Bunu da amatör spor kulüpleriyle yapacağız. Lisans yenileme ücretini de kaldıracağız. Son zamanlarda revaçta olan bir şey var: e-spor. Uluslararası faaliyetler de yapılıyor. Bu iş öyle bir şey ki, belki bizim kuşak "offline" olduğu için... Ama gençlerin hayatı bu. Bizim bilmediğimiz başka bir dünya geliyor, bu gençlerin dünyası. Onları destekleyeceğiz ve bu olimpiyatların İstanbul'da düzenlenmesi için çalışma yapacağız.
Öğrencilerimizi kitap desteği gibi sene başında kırtasiye desteği vereceğiz.
Engelliler için çeşitli tesislerde bir haftalık tatil imkanı vereceğiz.
Ev kadınlarının evde ürettiği ürünleri belediye olarak sanal market kurup değerlendireceğiz. Aylık 1000 TL'ye kadar gelirleri olabilecek.
Motosikletler 15 Temmuz ve Yavuz Sultan Selim köprülerini kullandıklarında ücret ödemeyecek. Ayrıca motosikletler için de daha uygun oto korkuluklar yapılacak. Motopark düzenlemesi yapacağız.
İstanbul'un 70 bin sokağı gecesi de gündüz gibi pırıl pırıl olacak. Her sokağa kamera, aydınlatma yapacağız.
İSPARK'ta ilk bir saat ücretsiz olacak. Bir saat sonra eğer çekmezsen para ödeyeceksin. Bu şekilde kısa süreli işi olan vatandaşlarımızın "arabam çekildi, ceza geldi" gibi dertleri olmayacak. Yani "dert etme, park et" diyoruz.
İstanbul, hayatın zorluklarını en fazla hisseden şehir. 300 tane mahallesinde kreş yok. Bu mahallelerin hepsine kreş yapacağız. Toplam 955 tane yeni kreş yapacağız. İkincisi 3 bin 150 tane devlet okulu var İstanbul'da. Bu okulların temizliği, bakımı maalesef yapılamıyor. Çünkü Bakanlık bunlara kadro vermiyor. Biz bu işleri belediye olarak üstlenerek oraya ihtiyacı olarak personelleri vereceğiz. Bu iş sadece okullarla sınırlı kalmayacak; camilere, cemevlerine, gayrimüslimlerin ibadet yerlerine aynı hizmeti vereceğiz. Vatandaşların üzerinden yükü kaldırmış olacağız.
Sözleşmeli-kadrolu bütün öğretmenler İstanbul'da toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanacak.
Doğalgazda yüzde 10 indirim yapacağız. Ayrıca dar gelirli, yani devletten sosyal destek alan ailelerin elektrik faturalarına 80 lira, doğalgaz faturalarına da 50 lira katkı sağlayacağız.
Belediyeye borçlu olan vatandaşlarımız var. Belediyeyle davalık olmuş bütün İstanbullularla belediyeyi barıştıracağız. Faizleri sileceğiz, ana parayı da taksitlendireceğiz. Böylece yeni bir sayfa açıyoruz.
İstanbul'da okuyan bütün gençlere ücretli staj imkanı sunacağız. Projesi olan gençlere sermaye vereceğiz. Bu şekilde belediyeden yılda 500 milyona kadar kaynak ayıracağız.
Büyükşehir belediyesinin bütçesi
Belediyenin 20 milyar 500 milyon borcu var. Ama belediyenin iştirakleriyle beraber bütçesi 60 milyar. Yani aşağı yukarı iştirakleri de katarsak toplam kaynağının üçte biri kadar borcu var. Çok kötü bir durum değil. Borcun karşılığı da var, döndürülebilir.
Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi sosyal destek anlamında ciddi bir kaynak kullanıyor. 700-800 milyon liralık bir kaynak kullanılıyor, biz bunu 3 milyar liraya çıkaracağız. Diğer kalemlerden alacağız. Yatırım kaleminden alacağız. Çünkü bizim yatırım için farklı kaynak üretebiliriz. Bu konuda yeterli tecrübemiz var. Yatırım uzun vadeli bir iştir ve onun finansmanı zaten kendi içinde hallolacak bir iştir. Benim en önemli işlerimden birisi vatandaşımızın yükünü hafifletecek, hayatını kolaylaştıracak bir belediye başkanı olmak. Yani dertleriyle dertlenecek. Ulaşım, konut, istihdam, yeşil alan gibi konularda İstanbul'da en önemli konular. Bu konularda çözüm için gayret edeceğim.
İstanbul trafiği
Trafik konusu da çok önemli. Trafik işi benim işim. Bu benim en iddialı olduğum konudur. Bunu Türkiye'de çözdüm, İstanbul'da hayli hayli çözerim. Toplu ulaşımı yaygınlaştırmayla çözülecek. Raylı sistem İstanbul'un her tarafına ulaşacak. Her yıl 50 kilometre raylı sistem yapacağız. Bunu nasıl yapacaksınız diyorlar? Marmaray'a bakın, Avrasya Tüneli'ne bakın, hızlı trene bakın, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne bakın, siz karar verin.
CHP adayının israf yapılıyor iddiası
Bu iddialar ortaya atıldığında arkadaşlarıma sordum. Onlar da bana bilgileri getirdiler. CHP adayı, "643 yöneticiye 1717 makam aracı" diyor. Büyükşehir Belediyesi açıklama yapıyor. Belediyede hiç makam aracı yok. Makam aracı sadece bakanlarda olur, cumhurbaşkanında olur. Diğerleri hep hizmet aracı olur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kiralık araç sayısı 1798'dir diyor. Bir havuz var. Koyuyorsunuz buraya, işi olan oradan alıyor. O yüzden buna hizmet aracı diyor. 120 araç var. 1798 nereden geliyor? Ambulanslar, cenaze araçları, itfaiye araçları var. Hepsinin toplamını makam aracı diye veriyorlar. İhtiyaç fazlası araç yok.
Eğer israf arıyorsa, en büyük israf 8.5 milyon İstanbulluyu tekrar sandık başına gitmeye mecbur bırakmak. Bunun sebebi de CHP'dir. Biz kazanalım derdinde değiliz, bütün oyların sayılmasını istedik. 1 milyona yakın oy sayıyoruz, bizim oylar fark 29 binden 12 binlere iniyor. Yarıdan fazlasını biz tekrar kazanıyoruz. Halbuki eşit kazanmamız lazım. Yüzde 10'da yarısı kapansa, yüzde 90'da ne olacağını tahmin etmek zor değil. Biz seçim üzerindeki şaibenin ortadan kalkmasını ve oy vermeye gelen 8.5 milyon İstanbullunun kafasında soru kalmamasını istiyoruz. Biz 13 bin önde olsaydık CHP 'canınız sağ olsun' mu diyecekti? Hiç kimse demez. Bu seçimde kim olsa kabul etmez. Bu kadar açık. Nitekim saymaya başlayınca bizim iddiamızın doğru olduğu ortaya çıktı. Biz baştan beri dedik ki: Biz seçim tekrarı istemiyoruz, biz oylar yeniden sayılsın diyoruz. Gelin tamamını sayalım, böylece herkes rahat etsin, seçim kiminse o geçsin görevini yapsın. Tartışmaları sonlandırmak için yapılması gereken iş bu oyların tamamının sayılmasıydı, bunu da CHP şiddetle reddetti ve bu yolu tıkadı.
Asıl izah edilmesi gereken konu bu. İki aday, birbirine çok yakın oy alıyor. Arada binde 1,5 fark var. Topu topu 13 bin oy fark var. Saydınız, bir tane geçersiz bana geçerli döndü. Bir tane de geçersizin onun tarafına gitmesi lazım. Öyle olmuyor ne hikmetse. 10 tane geçersiz benim adıma geçerli oluyor, onun adına bir tane oluyor. Normal mi?
CHP adayının yaptık yine yaptık sloganı
Ne tesadüf, biz de aynı sloganı kullanıyoruz: Ne dediysek yaptık, yine biz yaparız. Bizim resmi sloganımız. O da bundan esinlenmiş. Ama kimin ne yaptığını, ne yapacağını millet daha iyi bilir, ona göre karar verir.
(Ekrem İmamoğlu'nun ortak program için hazırlık kampına girdiği haberi) İyi olur, hazırlansın tabii. Biz de İstanbul'un sokaklarında hazırlanıyoruz. Her program bir hazırlanmadır. İnsanlar adaylarını dinleyebilmeli. Polemiklerle vakit doldurulursa, ben bunu kayıp zaman olarak görürüm.
İstanbullu seçmenin tamamının oyuna ben talibim. Ben Cumhur İttifakı adayıyım, ancak bütün İstanbul'a hizmet etmek için yola çıktık. Seçimde adaylığımız belli, partimiz belli ama seçimden sonra bu tamamen bir kenara bırakılacak, oy veren vermeyen herkese hizmeti götürmek için gayret edeceğiz.
Benim İDO'da çalışmama baksınlar. Cumhurbaşkanımızla başladık ve İDO'yu kendi sınıfında en büyüğü yaptık. Ben işini yapan, işinin ehli olan hiçbir personelin kafasının içine bakmam, fikriyatına, zikriyatına, partisine bakmam. Yeter ki çalışsın, vatandaşın işini kolaylaştırsın. Başım gözüm üstünde yeri var. Ama ideolojini, zihniyetini işin önüne çıkarırsa, verimli çalışmıyorsa o da kusura bakmasın. Herkes rahat çalışmaya devam edecek, kimsenin tedirgin olmasına gerek yok.
AK Parti'de küslük, dargınlık olmaz. Ben birçok Kürt kardeşlerimiz de dahil Saadetli kardeşlerimiz de dahil diğer bütün hemşehrilerimizin oyuna talibim ve inşallah onları mahcup etmeyeceğim, verdikleri desteğin karşılığını mutlaka fazlasıyla ödeyeceğimi bilmelerini istiyorum.