HABER / ÖZLEM DOĞAN
Düşman ülkelerle işbirliği yapıp Osmanlı’yı yıkanların yönettiği CHP’nin ilk icraatları halkı dilinden ve tarihinden koparıp dinine savaş açmak oldu. ‘İhtimal bazı kelleler gidecektir’ sözü İstiklal Mahkemeleri’nde vücut bularak Müslüman Türk toplumunun hiçbir değeriyle bağdaşmayan şapka kanunu ve diğer ithal garabet yenilikler yüzünden birçok kişi idam sehpalarına çıkarıldı. Üstelik idam edilen isimlere boyun eğdiremedikleri için asan zihniyet, onlara ‘İngiliz-Yunan ajanı, mandacı’ yaftası vurarak yazacakları yalan tarihte hain damgası vuruyordu. Türk halkı bu zulüm düzeninden bir çıkış yolu arıyordu. Diktatörce yönetim anlayışının vücut bulduğu CHP’den kurtulmak için Demokrat Parti vatandaşa bir umut ışığı oldu. Seçimlerde CHP’yi ezip geçen Menderes, icraatlarıyla Türk milletin gönlüne taht kurmuştu. Halkın sevgisini kazanan Menderes, cuntacı CHP’nin kirli oyunlarının hedefi oldu. Üstelik CHP bununla da yetinmeyerek Türkiye tarihinde halkın gönlüne taht kurmuş tüm siyasetçileri darbe ile devirmenin yollarını aramaya devam etti.
Faşist ve diktatör CHP’nin tuzağı
Halk için faşizan bir tavır ve diktatörce yönetim anlayışının vücut bulduğu CHP’den kurtulmak için bir çıkış yolu belirmişti; Demokrat Parti. Şapka takmayı reddedenleri darağacına gönderen, ezanı 18 yıl zorla Türkçe okutup camileri satan, ahıra çeviren ve Batı’nın ahlaka aykırı adetlerini ülkeye bıçak gibi saplayan CHP’den halk nefret ediyordu. 14 Mayıs 1950 seçimlerini bir kurtuluş gibi gören Türk milleti CHP’nin 27 yıllık faşist iktidarını sona erdirerek 10 yıllık Demokrat Parti döneminin başlaması için oy verdi. Fakat halk, kendi iradesine CHP’nin ileride ne büyük bir tuzak kuracağını bilmiyordu. Yüzde 57 ile 1954 seçimlerinde de Türkiye siyasi tarihinin en yüksek oy oranına kavuşan Demokrat Parti ilk icraat olarak Türk milletinin hasretle beklediği değişikliği yaparak ezanı yeniden aslına çevirdi. Zehirli inkılaplarını insanları darağaçlarında sallandırarak kabul ettiren cuntacılar, olanları bir köşeden karanlık hesaplara yaparak izliyordu.
Menderes’i yalanlarla hedef yaptılar
Türkiye hızla yükseliyordu. Zira devlet CHP boyunduruğundan kurtulmuştu. Bu da Adnan Menderes’i yok edilmesi gereken bir hedef haline getirdi. Çeşitli entrikalar, ayaklanmalar ve yalan haberlerle iktidar yıpratılmalı ve Demokrat Parti alaşağı edilip CHP yeniden iktidara geçmeliydi. Şer odağı olan Millî Birlik Komitesi, sonradan doğru olmadığı anlaşılan haberleri yayınlatmaya başladı. Adnan Menderes'in yurtdışına kaçarken beraberinde 12 uçak dolusu altın, mücevherat ve parayı kaçırmakta iken yakalandığı iddia edildi ve bu tebliği matbaası olan herkesin basıp yayınlaması emri verildi. Bu iftirayı yayınlayan gazeteler, CHP basınının yalanda zirveyi zorladığı yeni bir habere daha yer verdi. Habere göre gözaltına alınan öğrenciler, kıyma makinalarından geçirilip tavuk yemi yapılmıştı. Halkın buna inanması ve Menderes’e CHP tarafından biçilen sona ses çıkarmaması isteniyordu.
Cuntacı CHP yine gençleri kullandı
Karanlık güçler tarafından tezgâhlanan 6-7 Eylül olayları büyük olumsuzluklara yol açtı. CHP durumu fırsat bildi ve İsmet İnönü her tarafı dolanıp mitingler yapmaya başladı. 27 Mayıs’tan önce 1960 kışında profesörlerle İnönü arasında bir görüşme yapıldı. İnönü’nün İstanbul Üniversitesi Rektörü Sıddık Sami Onar’a ‘iktidara gelirsek seni Cumhurbaşkanı yapacağız, yeter ki bizi destekle’ sözü verdiği ortaya çıktı. Ardından öğrenci hareketleri başladı. Beyazıt’tan Eminönü’ne yürüyen öğrenciler geçtikleri yerde ne kadar Demokrat Parti binası varsa taşlayıp, kırıp döktüler. Yeni Cami önüne geldiklerinde en öndekiler ‘Arkadaşlar radyo evi elimize geçti, şimdi de vilayeti alacağız’ diye bağırıyorlardı. Her şey planlı programlıydı. Artık olaylar CHP’nin cuntacıların istediği seyirde ilerliyordu. Kışkırtma bununla da kalmıyor, düzenlenen seminerlerde İsmet Giritli ve Tarık Zafer Tunaya kasıtlı olarak Fransız ihtilalini anlatıp öğrencilere ‘bir ihtilal havası olursa siz de boş durmayın’ mesajı veriyorlardı.
Cuntacıların Yassıada pozu Cumhuriyet’te
Cuntacı subaylar, CHP’li siyasetçiler ve bazı gazeteciler Menderes’in seçim tarihini ilanı haline darbe olmayacağını iddia ediyorlar. CHP gerçekten bir seçim istiyor muydu? CHP’li siyaseçi Nihat Erim, 16 Mayıs 1960 tarihli günlük sayfasında bu konuya ilişkin bir anekdot aktarmıştır: “Ferit Melen’den mektup geldi. Ali Fuat Cebesoy aracılık teşebbüsü yapmış. İktidarın oylama taktiği olarak karşılamış CHP yöneticileri. ‘Şimdilik senin gelmene lüzum yok’ diyor. Hadiselerin son anına kadar demokrasinin işleyebilmesi için ve kötü hadiselerin cereyan etmesini önlemek amacıyla hükümet uğraşsa da CHP darbeyi kafasına koyduğundan dolayı tüm çabaları sonuçsuz bırakıyordu. Üstelik o günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nde Yassıada’nın bir fotoğrafı çıkmıştı. Söz konusu fotoğrafta Yüksek rütbeli subaylar adayı geziyorlardı. Adeta bir yerlere ve birilerine mesaj veriliyordu.
Menderes, cuntacıların planını ifşa etti
Darbe için 27 Mayıs’tan daha ileri bir tarih planlayan cuntacılar Menderes’in seçim tarihini açıklayacağını fark ettiklerinde apar topar darbeye kalkıştılar. Çünkü Menderes tarih verirse planları suya düşecekti. CHP ve işbirliği içindeki cuntacıların kirli ittifakının farkında olan Adnan Menderes Eskişehir’de yaptığı bir konuşmada bu oyunu gözler önüne seriyordu: “Maalesef bir aydan beri çok mühim hadiseler cereyan etmektedir. Bu hadiselerin manası seçim isteği değil, zorlama ile iktidara gelinebilir mi yoklamasıdır. Milletin olgunluğuna ve demokrasinin faziletine inanıyoruz. Gayrimeşru yollarla iktidara gelmek ve gitmek kabul edemeyeceğimiz bir şeydir. Türk milleti demokrasiye ve DP’ye sadıktır. Yolumuz seçim yoludur. Seçimden başka iktidara gelme yolu olmadığını herkesin bilmesi gerekir.”
CHP’nin darbeye bağlı iktidar hayalleri
CHP tıpkı cuntacılar gibi seçime gidilmesine karşıydı çünkü yapılacak bir seçimle DP’nin bir önceki seçime göre çok daha yüksek bir oy alacağının farkındaydılar. Seçmen desteğiyle güçlü bir iktidar haline gelecek olan bir Demokrat Parti hükümetiyle başa çıkmak daha da zorlaşacaktı. CHP, darbe gerçekleşmezse kendisi için iktidarın hayalden öte bir serap olacağının da bilincindeydi. Tüm hayallerini darbeyle birlikte ele geçirecekleri iktidar süslüyordu.
CHP ve cuntacı askerler el ele Türkiye’yi darbe uçurumundan aşağı itmeye hazırlanıyorlardı. Bunun için gerekli ortamı da sağlıyorlardı. Gazetelerinden her gün yalan yanlış haberler yayınlayarak Adnan Menderes ve ekibini halkın gözünden düşürmeye çalışıyorlar bir yandan da darbeyi ve darbeden elde edecekleri nemayı hesaplıyorlardı.
Türk milletinin iradesini astılar
Küresel akıldan emir almadan adım bile atamayacak olan cuntacılar gerekli emri alıp ortamı oluşturduktan sonra harekete geçti. 27 Mayıs darbesini gerçekleştirdi. Cuntacıların illegal mahkemelerinde halkın iradesiyle seçilmiş hükümeti sözde yargıladılar. Hiçbir söz ve savunma hakkı tanımadıkları Adnan Menderes ve arkadaşlarını idam etmeyi zaten çok önceden planlamışlardı. CHP karakterine uygun hareket ederek yine cuntacıların yanında yerini aldı. Menderes’i diktatörlükle suçlayan CHP’nin kurulduğu ilk günden bugüne asıl kendisi diktatör idi. Nitekim Adnan Menderes’in idam edildiği gün Müslüman halk karalar bağladı. Bu hazin ve tarihe kara bir leke olarak geçen cinayeti gözyaşları içinde izledi. Aradan geçen onlarca yıl ne CHP’yi darbecilikten vazgeçirebildi ne de Türk halkının cuntacı CHP’ye olan kinini… CHP bugüne kadar iktidar olmayı başaramadı. Bu hırsla halkın iradesiyle seçilmiş hükümetlerin ardından ellerini ovuşturarak olası darbelere çanak tutmaya devam ediyor.