Hıçkırık, özellikle mide asidinin fazla olup yemekborusuna kaçması, beyin içi basıncın artması, üresinin yükselmesi gibi durumlarda ve steroid türü ilaç kullanan kişilerde daha sık görülmektedir. Herhangi bir hastalığa da tipik olarak eşlik etmez. Genellikle solunum kasının ve göğüs kaslarının ani kasılması ve boğazdaki bir kapakçığın hızla kapanması veya sıkışması sonucu oluşabilir. Karın organlarından da oluştuğu görülür. Böyle düşünülmesi daha akılcıdır. Fakat bu gibi hastalıklar olmadan ve hiçbir sebebi olmadan da görülebilir.
Kese kağıdına soluyun
Hıçkırığın sonlandırılması için karbondioksitin arttırılması gerektiğini kaydeden Nöroloji Uzmanı Dr. Şükrü Daloğlu, "Kese kağıdına soluyarak karbondioksiti alırız, bu şekilde hıçkırığı azaltabiliriz. Kendi halimizde yapılabilecek tek yöntem budur. Çok fazla ve inatçı bir hıçkırığa yakalanılması durumundaysa hekime başvurulmalıdır.
Kilo vereyim derken kalp ritminizi bozmayın
Haftada 4-5 kilo verdiren diyetler, düşük kalorili olmakta ve gerekli besin öğelerini içermemektedir. Bu diyeti yapanlarda ağırlık kaybı yağ kütlesinden değil, kas ve suda olmaktadır. Bu kayıp, kalp kaslarında da söz konusu olabilir ve kalp ritminde bozukluklar meydana gelebilir. Metabolizma hızını düşüren bu diyetler sonrası verilen kilolar, hızla geri alınmakta ve daha sonra yapılan diyetlerle kilo vermek daha da zorlaşmaktadır.
Protein diyetleri uzman kontrolünde yapılmalı
Son dönemlerde hayli popüler olan protein içerikli diyetlere de dikkat edilmelidir. İnsan vücudu proteinden zengin gıdaları sindirebilmek için daha fazla enerji harcar. Bu besinler, mideyi geç terk ettiği için daha uzun süreli tokluk sağlar. Fakat günlük tüketilecek protein miktarına fiziksel özellikleriniz ve kan değerlerinizi göz önünde bulundurarak mutlaka diyetisyeninizin karar vermesi ve bu yiyecekleri beslenme planınıza dengeli bir şekilde oturtması gerekmektedir.
Kalıcı hasar bırakabilir
Protein ağırlıklı besinler kolesterol ve yağ içerir. Doymuş yağların ve trans yağ asitlerinin fazla tüketimi damar tıkayıcı özelliktedir ve kalp hastalıkları ile ilişkilendirilmektedir. Uzun süreli uygulanan protein diyetleri böbrekler üzerinde geçici ya da kalıcı hasara neden olabilir. Bilinçsiz diyetlerle kilo vermeye çalışırken hayati önem taşıyan böbrek, karaciğer ve kalp gibi organlar riske girebilir. Yüksek protein içerikli diyetlerde yeteri kadar sebze ve meyve tüketilmez. Ancak yeterli sebze ve meyve tüketimi kardiyovasküler hastalıklar, mide kanseri ve kolorektal kanser riskini azaltmaktadır.
Her diyet herkes için uygun değil
Beslenme tamamen kişiye özel olmalıdır. Zayıflama programının ilk adımı doktor kontrolüdür. Ardından bireyin yaşı, boyu, cinsiyeti, mesleği, mevcut hastalıkları ve beslenme alışkanlıkları incelenir. Bütün bunların sonucunda diyetisyen tarafından beslenme programı hazırlanır. Gazete, dergi ve internette yayınlanan diyetler herkes için uygun değildir.
Stresten uzak yaşam tarzı
Diyet, kısa vadeli ve sadece zayıflama amaçlı olmamalıdır. İdeal ağırlığa ulaşıldıktan sonra kişiye mutlaka kilo koruma programı düzenlenerek yaşam tarzına adapte edilmeli, uzun vadede sürdürülebilir olmalıdır. Yaşamın her evresinde yeterli ve dengeli beslenme, temel unsurdur. Uzun vadede maksimum sağlık için yeterli ve dengeli beslenmeye ek olarak; düzenli fiziksel aktivite (Her gün 30 dk./orta şiddette), düzenli uyku, stresten uzak bir yaşam tarzı benimsenmeli ve düzenli sağlık kontrolü yapılmalıdır.