Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, çalışanları enflasyona karşı koruyacaklarını belirterek, "Temmuz ayında sadece enflasyon farkı değil emekçilerin karşılaştıkları bu enflasyon tahribatına karşı daha kapsamlı korunmasını sağlayacak düzenlemelerin hazırlığını yaptığımızı belirtmek isterim." dedi.
Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri (Şeker-İş) Sendikası tarafından Ankara'da bir otelde "Gıdanın Geleceği Ellerimizde Zirvesi" düzenlendi.
Programa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Oğuz Kağan Güldoğan, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, PANKOBİRLİK Genel Başkanı Ramazan Erkoyuncu ve Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök katıldı.
Bakan Bilgin burada yaptığı konuşmada, 10 sene önce nişasta bazlı şekerin (NBŞ) kullanımının sınırlandırılması konusunda bir eylem programı başlattıklarını ve NBŞ'nin toplam tüketimdeki payını artırmak isteyen lobilerin bu mütevazı eylemle engellendiğini anlattı.
NBŞ'nin sağlığı ve geleceği tehdit ettiğini belirten Bilgin, sendikaların sadece emeğin hakkını korunmakla yetinmeyip ülkenin toprağına, havasına, suyuna sahip çıkmalarının önemine değindi.
Bilgin, emek mücadelesinde vatan, emek ve demokrasiye önem verdiklerini dile getirerek, bunlar olmadığı takdirde Türkiye'nin ayakta duramayacağını ifade etti.
Yaklaşık 300 yıl önce ortaya çıkan kapitalizmin, insanın tabiatla olan ilişkisini yok ettiğini anlatan Bilgin, Kovid-19 salgınının da insanın tabiatla olan ilişki ve dengesinin bozulmasının sonucu olduğunu söyledi.
Bilgin, insanın toprak, su ve havayla olan ilişkisinde denge bozulduğunda hayatta kalamayacağını belirterek, daha fazla kar için kapitalizmin bunu tahrip ettiğini bildirdi.
"Yarın çok geç olacak"Kapitalizmin iklim üzerindeki yıkıcı etkisinin ortadan kaldırılması için yeni bir bilince ihtiyaç olduğunu vurgulayan Bilgin, "Yarın çok geç olacak. Bugün birçok konuda gecikmişizdir. Bunun maliyetini farklılaşan hastalıklarla, kanser hastalıkları ve diğer hastalıklarla ele alındığı zaman nasıl korkunç bir gelecekle karşı karşıya kalabileceğimizin ipuçlarını görmemiz mümkün." diye konuştu.
Gıdayı yeniden sağlıklı bir şekilde üretmenin önemine işaret eden Bilgin, Türkiye'nin yeniden kendi geleneğini kendi topraklarıyla buluşturacak üretim düzenine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Toprak, gıda ve doğal şekeri koruyarak geleceğe sahip çıkacaklarını, bunun yanı sıra emekçileri de sahipsiz bırakmayacaklarını ifade eden Bilgin, emekçi olmadan üretimin olmayacağının altını çizdi.
"Enflasyona karşı çalışanlarımızı, emekçilerimizi koruyacağız"Gazetecilerin kendisine sürekli "Enflasyon yüksek. Bu şartlar karşısında ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusunu yönelttiğini bildiren Bilgin, Türkiye'de yüzde 70'lere dayanan enflasyonun ciddi boyutlara ulaştığını söyledi.
Enerji maliyetlerinin enflasyon üzerindeki etkisine değinen Bilgin, şunları kaydetti:
"Bunlara karşı çalışanlarımızı, emekçilerimizi koruyacağız. Dolayısıyla önümüzde temmuz ayında biliyorsunuz sadece enflasyon farkı değil emekçilerin karşılaştıkları bu enflasyon tahribatına karşı daha kapsamlı korunmasını sağlayacak düzenlemelerin hazırlığını yaptığımızı belirtmek isterim. Sadece çalışanlarımızın mı? Kamu çalışanları, memurlar, işçilerimizle değil aynı zamanda emeklilerimizle ilgili hazırlıklarımız var. Onları da koruyacağız. Onlara karşı da sorumluluğumuz var.
Daha birçok konu... İşte bugünlerde bitirdik, son değerlendirmeleri yapıyoruz. 3600 ek gösterge meselesinin çözümünü bu ay sonu itibarıyla tamamlamış olacağız. Bitti zaten, son düzenlemeleri yapıyoruz. İşte sözleşmeli personel meselesi var, EYT meselesi var. Bunların hepsi bizim önümüzde. Dosyaları adım adım açıyoruz ve sorunu çözdüğümüzde kamuoyumuzla paylaşıyoruz."
Emekçi, çalışan, işçi ve emeklilerin endişe etmemesini isteyen Bilgin, "Bizim görevimiz onları enflasyon karşısında da korumak, tahribatlara karşı da korumak, onları tıpkı gıdanın geleceğini düşündüğümüz gibi emeğimizi, emeklilerimizi, insanımızın geleceğini de düşünmek mecburiyetindeyiz. Bu aynı zamanda benim görevim." dedi.