- Muhterem hocam sizinle bekârlık döneminin edebi üzerinde konuşmak istiyoruz. Bir insan bekârlık döneminde nelere dikkat etmelidir, nasıl yaşamalıdır?
Erkek ve kadın olarak bizler için kendilerinde bedenen ve ruhen mutluluk bulacağımız eşler yaratan Allah’ımıza hamd ederim. Bütün Peygamberler gibi evliliğe yönlendiren Aziz Peygamberimiz Efendimize de salât ve selâm ederim,
Önce şu gerçeğin altını çizelim: Bedenî ve mâlî gücü olup da geçerli olabilecek bir mazereti olmayan kişinin bekâr olarak yaşaması helâl değildir. Kur’ân diliyle ifade edersek erkek ve kadın birbirinin zevci/eşi ve işlevleri farklı eşitidir. Onlar birbirlerine eğilimli ve ihtiyaçlıdırlar. Peygamberimizin ifadesiyle erkeksiz kadın ve kadınsız erkek yoksul ve yoksundur. Evlilik fıtrî ve dinî bir gerekliliktir. Kaldı ki İslâm’ın önerdiği hayat düzeni evlilik hayatı üzerine oturtulmuştur.
Sorunuza gelince: Bekâr da evli de Müslüman olarak kulluk görevi ile yükümlüdür. Bekârın mükellef olduğu fakat evlinin yükümlü olmadığı bir görev yoktur. Bu sebeple Müslüman olarak bilgilenmek ve bilinçlenmek konumundayız. İslâmî yaşayışımıza katkı verecek kişilerden oluşan bir çevre edinmek bekârlığın manevî tehlikelerinden korunmanın ana yoludur.
BEKARLIK SIKINTILARI!
-Bekârlık döneminin kendine has birçok sıkıntısı olabiliyor. İnsan bu sıkıntılarla nasıl başa çıkabilir? Bu anlamda tavsiyelerinizi alabilir miyiz?
Rabbimiz erkek ve kadın olarak aramızda cinsel ve ruhsal cazibe yaratmıştır. Eğilim bazen şiddetlenebilir. Gözlerimizi özellikle yazılı ve görsel medyadan korumaya çalışmalıyız. Gözlerimizi korumaya çalışmak farz görevimizdir. Karşı cinsle ilişkilerimizi de sınırlandırmalıyız. İmanlı ve tesettürlü gençliğimizde bile bedensel teması içeren onaylanamayacak yakınlaşmalar olmaktadır.
-Bekâr insanların yeme-içme, giyim-kuşam ya da sosyal hayat anlamında özellikle dikkat etmeleri gereken hususlar nelerdir?
Bekârlığa özgü ölçülerimiz yoktur. Müslüman olarak uygulamamız gereken kurallar vardır. Giyim kuşam bizim için îman, ahlâk estetik ve sağlık konusudur. Bir diğer anlatımla İslâm’a aidiyetimizin belgesidir. Giyim kuşam ölçülerimizden taviz veremeyiz. Yeme içme de son derece önemlidir. Kabul olunur dualar edebilmemiz, İslâm’ın öngördüğü salih amelleri yapabilmemiz ve cinsel haramlardan korunabilmemiz için helâl ve temiz/katıksız gıdalar yiyip içmemiz şarttır. İhtiyacımız olan gıdaları almalı, ama cinsel arzularımızı artırıcı aşırı yeme alışkanlığından da kaçınmalıyız. Bunun için de zaman zaman benzeri olmayan yücelikteki ibadetimiz olan oruca yönelmeliyiz.
-Bekarlık sultanlıktır deniyor, bu söze katılıyor musunuz?
Ben 17 yaşında evlendim. Dokuz çocuk babasıyım. Erken yaşta evlendiğim için hayatımın hiçbir döneminde pişmanlık duymadım. Helâl-haram ayırımı yapmayan, kulluk amacından yoksun insanlar flört ve zina türü ilişkileri sultanlık olarak görebilirler. Modern denilen piç yaşamda Müslüman için nasıl yücelik olabilir?
İBADET HAYATIMIZ
-Batıda evlilik müessesesi giderek yara alıyor. Ülkemizde de bekarlık süreleri uzamaya başladı. Kimi genç arkadaşlarımız evliliğe endişeyle, bekarlığa ise daha makul bir şekilde yaklaşıyor. Hatta 25’li yaşlarda evlenen insanlar için bile “ne kadar da erken” tepkisi verilebiliyor artık. Sizce bu normal mi? Bekarlık ne zamana kadar makul karşılanabilir?
Ölçülerinizi Rabbinizden ve Peygamberinizden almazsanız yanılgılara düşersiniz. Yaratılış amacınız olan ibâdet hayatından uzaklaşırsınız.
İbadet, Yüce Allah’mızın ve O’nun evrensel Peygamberi kıldığı Hz. Muhammed’in emredici ve yasaklayıcı her bir buyruğuna itaattir.
Bu gerçeği hatırlatarak evliliğin nasıl ibâdet olduğunu şöylece açıklayabiliriz:
1- Evlilik Allah’ın emri ve bütün Peygamberlerin uygulamasıdır. (Nisa 3; Ra’d 38)
2- Evlilik Allah’ın yarattığı cinselliği, O’nun yasakladığı zina türü evlilik dışı ilişkilerden korunarak, emrolunduğumuz şekilde yaşamaktır. (Müminûn 5-6)
3- Evlilik, Allah’ın düzenlediği ve işletilmesini emir buyurduğu üreme kanununu, çocuğu amaçlayarak işletmektir. (Bakara 187)
4- Evlilik, Allah’ın koyduğu evlilik yasakları gözetilerek gerçekleştirilecek işlemdir. Bir diğer anlatımla Rabbimizin yasakladığı kadınlar ve erkeklerle evlenilemez. Müslüman erkekler yalnızca Müslüman ve Ehl-i Kitap kadınlarla evlenebilirken kadınlarımız da yalnızca Müslüman erkeklerle evlenebilirler. Müslüman erkekler ve kadınlar hiçbir şekilde Müşriklerle; Allah’a, âhiret hayatına, Kur’ân’ın içeriğine inanmayanlarla veya putlaştırdıkları eşya ve ideolojilere tapanlarla evlenemezler. (Bakara 221; Nisa 23-24, Maide 5)
5- Evlilik, aile içi görevleri üstlenerek ilgili ilâhî yasaları uygulamaya sokmaktır.
Özetlediğimiz bu sebeplerle evlilik biz Müslümanlar için kültürel bir tercih değil kutsal bir görevdir; bir ibadettir. Bunun gibi evlilik hayatında genel ve eşlere yönelik özel görevler de Rabbimizin ve Peygamberimizin emri olduğu için ibadetir; mutluluğa ve ebedî cennetlere yoldur.
Gerçek bu iken mânevî tehlikeler içeren bekârlığa nasıl sıcak bakılabilir. Bir an önce engelleri ortadan kaldırmalı ve evliliğe yönelmeliyiz.
Gençlerimiz kendini korumalı
-Bekârlık döneminde şehvet bombardımanı altında kalan gençlere neler tavsiye edersiniz? Kendilerini nasıl koruyacaklar?
İslâm ümmetinin ilimde ve sanatta gelişmiş gençlere ihtiyacı vardır. Bedenî, ilmî, malî, ahlakî ve estetik yönden zirveler hedeflenmelidir. İlmî çalışmalar ve güzel sanatlara eğilim koruyucu olur. Sohbetler faydalıdır. Oruç da bir seçenektir. Zina tehlikesi belirdiğinde alışkanlık haline getirilmemesi koşuluyla bazı iradi atılımlar da yapılabilir.
EVLENMEDE ZORLUK
Evlenmek istediği halde bir türlü kısmetini bulamayan, bu anlamda zorluk çeken birçok genç mevcut. Böyle olduğu zaman, hâliyle bekarlık süresi uzuyor, moraller bozuluyor. Herkese küsme, hayata sitem etme gibi hâller görülebiliyor. Bu durumdaki insanlara neler söylemek istersiniz?
Biz kuluz. Ailelerimizin katkılarıyla araştırmamızı yaparız. Sevebileceğiz dindar eşler ararız. Geleneklerimiz onay vermiyorsa da erkekler kızlara talip olabildiği gibi kızlar da erkelere talip olabilirler. Altısı evli dokuz çocuk babasıyım. Bilgilerim ve tecrübelerim bana eş bulma konusunun kader mevzuu olduğunu kabule yönlendiriyor. Araştırmaya ve duaya devam edeceğiz. Bu da bir kulluk imtihanıdır, bir ibâdet türü olan sabretmeye çalışacağız. Üzülmenin/ümitsizliğe kapılmanın gereği ve de faydası yoktur.
-------------------