Hiçbir Müslüman'ın diğer mümin için beddua etmesini dinin tasvip etmediğini ifade eden Fırıncısözlerine şöyle devam etti:
'Ferdi bir şey olabilir. Anı olarak hoşuna gitmemiş bir hadiseye karşı böyle bir olmuş. Ama tamamen yanlıştır. Müslüman bir Müslüman'ın kusurunu da görse ona iyilikle davranarak ondan vazgeçirmektir görevi. Bediüzzaman kendisine zülüm edildiği halde beddua etmiyor.
YANLIŞ OLDUĞUNU BİZDEN İYİ BİLİR
Bediüzzaman, Eskişehir Hapishanesi'nde kışın ortasında kendisini camı kırık tek kişilik bir hücreye atıp, idamla yargılanması için iddianame hazırlayan Eskişehir savcısına hiddet edip beddua etmek istemiştir. Ama bahçede oynayan çocuğun, savcının kızı olduğunu öğrenmesiüzerine, o masum yavrunun zarar görmesinden ürktüğü için beddua etmekten kaçınmıştır. Beddua etmek istediği kişiye ve ailesine dua ediyor. Bediüzzaman daima uygungörmediği bir şey olduğunda bile lütufla karşılık verebilir. Çok yanlış bir tavır. Hoca Efendi bunun yanlış olduğunu bizden daha iyi bilir. Üzüldük. Allah en kısa zamandabeyinlerini ıslah etsin.'
HÜKÜMET İYİLİK İÇİN ÇIRPINIYOR
Memleketi idare edenlerin ellerinden gelenleri yaptığını vurgulayan Fırıncı, 'Her türlü iyiliği yapmak için çırpınıyorlar. 10 yıldan beri yapılan hizmetleri görüyoruz. 10 yılda 75 yılda yapılamayan yapıldı. Hatta uzun asırlardır yapılmayanlar yapılıyor. Hükümete beddua değil dua etmek gerekir. O kadar güzel hizmetleri yapan insanlara biz beddua değil ancak dua ederiz' dedi.
İşkence yapanlara hakkını helal ediyor
Fırıncı, Bediüzzaman'dan örnek vererek şöyle dedi:
'Mademki nur-u hakikat, imana muhtaç gönüllerde tesirini yapıyor; bir Said değil, bin Said feda olsun. Yirmi sekiz sene çektiğim eza ve cefalar ve maruz kaldığım işkenceler ve katlandığım musibetler hep helal olsun. Bana zulmedenlere, beni kasaba kasabadolaştıranlara, hakaret edenlere, türlü türlü ithamlarla mahku00fbm etmek isteyenlere, zindanlarda bana yer hazırlayanlara, hepsine hakkımı helal ettim' diyor.'