Destici, yaptığı yazılı açıklamada, 16 Mart 1988 sabahı, Irak savaş uçakları ve topçularının, Kuzey Irak'taki Halepçe kasabasına yaptığı saldırıda, resmi kayıtlara göre, çoğu sivil 3 bin 200 ile 5 bin arasında Kürt kökenli Irak vatandaşın hayatını kaybettiğini, 7 bin ila 10 bin kişinin yaralandığını belirterek katliamın çok sayıda uluslararası kuruluş tarafından "soykırım" olarak nitelendirildiğini ifade etti.
Milyonlarca insanın bölgeyi terk ettiğini ve 500 bin sığınmacıya da Türkiye'nin kucak açtığını hatırlatan Destici, "İnsanlık tarihinin kara lekelerinden biri olan katliamı lanetliyorum. Yaşananlar, toplumların zulümle yönetilemeyeceğinin, topraklar silahla alınsa bile adalet olmadan orada asla kalınamayacağının tarihteki sayısız örneğinden biri olarak hafızalarımızda yer alıyor. Halepçe Katliamı, o gün itibarıyla 'ilişkileri nedeniyle' olaylara sessiz kalan Batı'nın da yine iki yüzlü adalet ve insan hakları anlayışına ayna tutan çarpıcı örneklerden biri olarak hatırlanıyor." değerlendirmesini yaptı.
Bölgede hala sayısız insanlık suçunun işlenmeye devam ettiğini belirten Destici, şunları kaydetti:
"Bölgenin kaynaklarını yağmalamak isteyenler, bölgeye kendi tabirleriyle 'on binlerce tır' silah gönderip cinayetlerini, başta PKK ve PYD olmak üzere, kukla terör örgütleri eliyle işliyorlar. Barzani'nin ve PKK'nın, Türkiye'yi Kürt düşmanı gibi göstermeye çalışması, başka bir haksızlık, başka bir ihanettir. 'Kürt düşmanı', 'Müslüman düşmanı', 'insanlık düşmanı' olanlar emperyalizmin bekçi köpekliğini yapıp bu amaçla katliamlar yapanlar, cinayetler işleyenlerdir. Yaşananların bugünün değil, farklı biçimlerde karşımıza çıkan 100 yılı aşan bir mesele, bölgede yaşananların sorumlularının ise savaşları ve terörü sömürü aracı olarak kullananlar ve onların uşakları olduğunu hatırlatarak Halepçe Katliamı'nda hayatlarını kaybedenleri rahmetle anıyorum."