Ramazan sonu duamız
Şanı Yüce olan Allah’ımız! Sen, Kur’ân’ında rızan için yapılan işlere tam ücret vereceğini,
katından çok daha fazlasını da ödeyeceğini vaat ediyorsun. Peygamberimizin diliyle de oruç
ibadetini, yüceliğine uygun düşecek şekilde mükâfatlandıracağını müjdeliyorsun.
Ya Rab! Bize bağışlayarak ver. Sağlımızı koruyarak, rızıklarımızı ve verme duygularımızı artırarak ver. Ahlakımızı; ince ruhluluğumuzu/zerafetimizi geliştirerek ver. Birliğimizi pekiştirerek yüreklerimizi barış, adalet ve sevgi ile donatarak ver.
Güzel kulların arasına katarak ver. Âteşin azabından koruyarak ver. Sınırsız ve sonsuz
nimetlerinle ebedileştirdiğin Cennet’lerine ve güzelliklerine erdirerek ver.
Âmîn, âmîn, âmîn…
**************************
Bismillâhirrahmenirrahîm…
İslâm, kişiyi Hakka yönelten ve Halk insanı kılacak görevler yükleyen Din’dir. Bu sebeple
Müslümanı, Hak ve Halk insanı olarak tanımlayabiliriz. Bayramlar Hak ve Halk insanı olmanın yoğun olarak yaşanması gereken günlerdir.
Bayram Namazı
Bayramlarımızda ilk görevimiz Hak insanı olduğumuz bilinciyle bayram namazı kılmaktır.
Gecenin karanlıklarından aydınlıkları çıkararak sabaha can veren ve Hak olan Allah’a
yönelerek bayram Namazı kılmak ilk görevimizdir. (Felek 1,Tekvîr 18) Peygamberimizin,
Medine’ye hicretinin ikinci yılından itibaren sürekli olarak kıldığı bayram namazları, yalnız
erkeklerin değil kadınların da yükümlü kılındığı bir görevdir.
-Allah şanını artırsın- Sevgili Peygamberimiz, erkekler gibi yükümlü bağımsız bireyler olan
kadınlara da Kur’ân âyetlerini tebliğ ettiği ve onları da eğittiği için kadınlar vakit namazları ve Cuma namazlarına katıldıkları gibi bayram namazlarına da katılıyorlardı. Bayram namazlarını Mesci-di Nebi’nin dışında açık alanda kıldıran Peygamberimizin
emirleriyle kadınlar bayram namazlarına katılırlardı.
Peygamberimiz mümin kadınları bayram namazlarına yönlendirdiği gibi kendi eşleri ve
kızlarını da yönlendirirdi. (İ.Mace Hn.1309)
Bu Ramazan Bayramı’nı pandemi sebebiyle buruk kutlayacağız. İnşallah önümüzdeki yıllarda yukarıdaki fotoğrafta olduğu gibi bayramlaşabileceğimiz bayramlar görürüz.
Çocuklar götürülmeli
Çocuklarımızı erken yaşlarda ibadetlere alıştırmalıyız. Müslümanlığın çocukluk hatıraları ile
beslenebilmeleri için yedi yaşına basmış çocuklarımızı da cuma ve bayram namazlarına
getirmeliyiz.
Peki… Bayram Namazını Camide Kılamayan Kadınlarımız Ne Yapmalıdır?
Camilerde kendilerine yer ayrılmadığı için ülkemizde kadınlarımızın çok büyük çoğunluğu
İslâm’a aykırı olarak bayram namazına katılamıyorlar. Bu sebeple onlar bayram namazını,
evlerinde bayram namazı vaktinde tek başlarına kılmalıdır.
Onlar, bayram namazı kılmaya niyet ederek sabah namazının farzı gibi iki rek’atlik bir namaz
kılarlar. Ancak birinci rekâta “Sübhaneke” den sonra ve Fatiha’dan önce üç defa “Allah ü
Ekber” diyerek tekbir getirirler. Bu tekbirleri, ikinci rek’atta rukûa gitmeden önce de tekrar
ederler. Tekbirlerde, başlangıç tekbirinde olduğu gibi eller kaldırılır ve yanlara salınır.
*****************************
Sadaka-i Fıtır vermek
Ramazan Bayramı’ndaki bir görevimiz de Fitre (Sadaka-i Fıtır) vermektir. Temel ihtiyaçları yanı sıra bayram günü ve gecesi gereksinimlerini de karşılayabilecek kişi, fitre verir. O, alabileceği gibi fitre de verebilir.
Zekâtla zenginleri, fitre ile zenginlerin yanı sıra fakirleri de verici konumuna yükselten İslâm
ne yüce bir dindir.
Bu yıl için 30 lira olarak belirleyebileceğimiz fitre, 30 lira olarak en alt dilimi oluşturur. Bu
miktarı düşmemek koşuluyla Maide sûresinin 89 âyetinden hareketle ailemize yaptığımız
gıda harcamaları esas alınarak bir günlük yiyecek ve içecek ihtiyacını karşılayacak miktar fitre olarak verilmelidir. Hayat nimetine şükür olduğu için fitrenin üst sınırı yoktur.
Kişi kendisinin fitresinin yanı sıra yeni doğmuş olanları dahil küçük çocuklarının, velayeti
altındaki akıl hastalarının ve bakmakla yükümlü olduğu fakir ana babası ve kardeşlerinin
fitresini de verir. Zekât verilebilen herkese fitre verilebilir. Ramazan bayramının birinci günü
görevleşirse de fitre Ramazan ayı boyunca da verilebilir.
**************************
Bayramda Hediyeleşmek
Hediyeleşme özellikle bayram günlerinde önemsememiz gereken bir fazilettir/erdemdir.
Peygamberimiz, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de
gerçekten iman etmiş olamazsınız.” buyurmakta, ”Hediyeleşiniz ki birbirinizi sevebilesiniz.”
öğüdünü vermektedir.
Onun bu müjdeli beyanlarından hareketle sevgi üreten hediyeleşmeyi İslâmî bir görevimiz
olarak algılamalıyız.
Gücümüz ölçüsünde ihtiyaç karşılayacak bir maddeden küçücük bir kitaba, tek bir çiçeğe, bir
çift çoraptan bir kaleme ve bir anahtarlığa kadar her maddeyi hediyeleşme aracı kılabiliriz.
*********************
Bayramda ziyaret etmek sünnettendir
BAYRAM günlerinde Ana- baba ve Akrabaya Sıla-i Rahim yapmak sünnettendir.
Her zaman yapılması gereken bu görevimiz, özellikle bayramlar da ihmal edilmemelidir.
Telefonla olsun ilişki kurmalı ve dua almalıyız. Akrabamızın özellikle hasta ve tutuklu
olanları da unutulmamalıdır. Peygamberimiz akraba ilişkilerini sürdürmenin Cennet’e
götürücü bir amel olduğunu müjdelemişlerdir.
**********************
Dargınlar bayramda barışmalıdır
Peygamberimiz Müslümanların üç günden fazla dargın durmalarını yasaklamıştır. Bu sebeple
özellikle Bayramlarımızı, birbirimizi bağışlayarak dargınlıklarımızı gidereceğimiz günler olarak değerlendirmeliyiz. Çünkü bağışlamak, Cennet’i ve armağanlarını kazandıracak işlerdendir. Nefislerimize ağır geldiği için kendimizi Cennet kazandıracak erdemlerden yoksun bırakmak akıl işi değildir.
*********************
Sevgili Peygamberimizin müjdesi
Peygamberimiz bizleri şöylece müjdelemişlerdir: Üç haslet/özellik vardır ki bunlara sahip olan kişiyi Allah kolay ve basit bir muhakeme ile hesaba çeker ve onu rahmeti ile Cennet’e koyar. Bunlar da seni yoksun bırakana vermen, seninle ilgiyi kesene alâka göstermen, sana haksızlık edeni affetmendir.
***********************
Bayramlarda eğlence helâl midir?
Bayramlar sevinç günleridir. İnsan doğası, eğlenceye de muhtaçtır. Sevgili Peygamberimizin
eşi Hz. Âişe annemiz şöyle anlatıyor:
“Bir bayram günüydü. Yanımda bulunan iki genç kız def çalıyor, ezgiler söylüyorlardı. Hz.
Peygamber geldi, yatağa ilişti ve yüzünü çevirdi. Bir süre sonra babam Ebû Bekir geldi.
Peygamberin huzurunda, “Şeytânî enstrümanlı müzik ha!” diyerek beni azarladı.
Sevgililer sevgilisi Peygamberimiz, Ebû Bekir’e dönerek onu şöylece uyardı:
- Ya Eba Bekir! Kızları kendi haline bırak. Her toplumun bir bayramı vardır. Bu da bizim
bayramımızdır.(Buharî Îdeyn 2)
**************************
Bayramda kılıç-kalkan oynamak
Peygamberimiz bir bayram günü, namaz kıldıkları mescitlerinde kılıç-kalkan gösterisi
yapılmasını onaylamış ve genç eşi Âişe annemize de izlettirmiştir. Sonuç olarak
söyleyebileceğimiz şudur: Alkollü içkiler ve bedensel temasları içeren oyunlardan kaçınarak
mahalli eğlencelere yer verebiliriz.
*********************
Kabir Ziyareti bu günlerde ihmal edilmemeli
Bayram günlerinde kabir ziyareti yapmamız için dinimizde özel bir teşvik yok ise de engel de
yoktur. Geleneksel güzelliklerimiz içinde yer alan bu tür ziyaretlere ihtiyaçlı olduğumuz
bilinmelidir. Vefa göstermeliyiz ki biz de unutulmayalım. Peygamberimiz kabir ziyaretine
teşvik ederek şöyle buyurmuştur: “Kabirleri ziyaret ediniz. Zirâ kabirleri ziyaret, dünya hayatını, taparcasına ihtirasla yaşamanızı engeller ve Âhiret Hayatı’nı hatırlatır.”