NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
YPG GÖZÜNÜ GÜNEYE DİKTİ
YPG'nin Deyrizor bölgesine ilerleyişinin büyük bir tehdit içerdiğinin altını çizen Aslan, YPG'nın bir çıkışı olan toprak aradığını söyledi. Aslan, "Kuzeydeki bu seçeneği Türkiye kapattı. ABD güdümündeki PKK, bundan sonra güneye yönelerek Ürdün sınırına ulaşmaya çalışacaktır. Böylece ABD'nin hem çıkarlarına hizmet edebilecek hem de Orta Doğu siyasetine dahil olmaya çalışacak. Ayrıca Suriye'nin güneyinde PKK varlığı, Esed Rejimi ve Rusya'ya zarar verebilecek bir durum." şeklinde konuştu.
RUSYA, İSRAİL'E DİŞİNİ GÖSTERİR
ABD ile PKK'nın birlikte çalıştığını ve bunun Rusya için büyük tehdit olduğunu söyleyen Aslan, İsrail'in bölgedeki sessizliği ve Rusya ile ilişkileri hakkında ise, "İsrail bölgede herkesin birbiri ile savaşmasını istiyor. Rusya ile İsrail henüz karşı karşıya gelmedi. Rusya, İsrail'in ABD için önemini ve Yahudi lobisinin gücünün farkında görünüyor. Ancak Rusya, Orta Doğu çıkarlarını ABD-İsrail eksenli kargaşa politikalarına terk etmeyecek kadar akıllı stratejiler ilzeyecektir." dedi.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi Güvenlik Çalışmaları Uzmanı Murat Aslan, Gaziantep'te "Afrin Kurtuluş Kongresi"nin gerçekleştirdiği Afrin'in de oluşturulacak yeni yönetim modeli için kararların özgürce alınmasına vurgu yaparak, Türkiye'nin Batıya büyük bir ders verdiğini belirtti. YPG'nin sıkıştığı alandan kurtularak ABD öncülüğünde Suriye'nin güneyinde Ürdün sınırında bir alana ulaşmayı planladığını söylen Aslan bu durumun Suriye Rejimi ve Rusya açısından çok büyük problemlere neden olacağının altını çizdi. Rusya ile İsrail'in asla karşı karşıya gelmediğini kaydeden Aslan, ABD-İsrail ikilisinin Rusya'ya karşı ortak bir hamle yapmasına Rusya'nın kayıtsız kalmayacağını, Rusya ile halen ortaklık ilişkisi kuran İran'a yönelik eylemlerin de belirleyici olacağını ifade etti.
"Afrin, Batı'ya önemli bir mesaj oldu"
Aslan, Türkiye'nin İdlib, Afrin ve Azez'de şu anda izlediği stratejinin terörist yapılardan temizlenen bölgelerin, toprağın asıl sahiplerine herhangi etnik ve dini ayrım gözetmeden iade etmek olduğunu söyledi. Teröristlerden temizlenen Afrin'in geleceği ve bölgede ortaya çıkabilecek yeni senaryolar hakkında şöyle konuştu: "Türkiye her ne olursa olsun bölgenin demografisine saygı duyuyor. Türkiye, Gaziantep'te Afrin'in nasıl yönetileceğine dair Afrinlilerin yaptığı 'Afrin Kurtuluş Kongresi'ne herhangi bir müdahalede bulunmadı. Bölgenin temsilcileri Afrin'in nasıl yönetileceğini kendileri demokratik olgunluk içinde konuştular. Bu Batı'ya önemli hem bir mesaj, hem de örnek bir uygulama. Daha önce PKK'nın Afrin'e yönelik demografik değişimler yaparak öz yönetim iddiaları olmuştu. Ancak Batı'nın iddia ettiği asıl demokrasi Gaziantep'te tecelli etti. Türkiye İdlib, Azez ve Afrin'de askeru00ee güç bulundurmasına rağmen bölgenin dinamiklerine saygı duyarak ve halka hizmet götürerek demokratik değerlere sahip çıkıyor. Bu durum, Batı'ya önemli bir mesaj içeriyor. Daha önce Irak, Afganistan ve Afrika'nın muhtelif ülkelerinde Batı'nın sömürü ve güç odaklı askeru00ee güç bulundurduğunu gördük. Çünkü hiçbir devlet askeri güç bulundurduğu bir bölgeyi istediğini almadan terk etmez. Örneğin istediği yönetimi getirir veya belli bir gruba imtiyaz sağlar. Türkiye öyle yapmıyor. Türkiye, kendisine sığınmış Afrin'in asıl sahibi Afrinlilerin aldığı kararlara saygı gösteriyor. Türkiye'nin hiçbir müdahalesi yok."
"YPG'nin güneye ilerleyişi büyüt tehdit oluşturuyor"
İlerleyen süreçte bölgedeki hamleler hakkında da değerlendirmede bulunan Aslan şunları kaydetti: "Rusya, Cenevre görüşmelerinde uzlaşı istiyorsa Rejime baskı uygulayarak Astana'da oluşan çatışmasızlık bölgelerinin yaygınlaşmasını sağlamalı. Esat Rejimi mutlaka bu çatışmasızlık bölgelerine saygı duymalı ve İdlib'de olduğu gibi kışkırtıcı eylemlerden kaçınmalı. Çünkü Suriye ve rusya için artık asli tehdit ABD ve YPG'dir. ABD tarafından teçhiz edilen ve hava desteği sağlanan YPG'nin farklı kimliklere bürünerek veya 'DAEŞ ile mücadele' gibi içi boş iddialarla Fırat batısına geçmek isteyeceği açık. Çünkü PKK'nın asıl amacı, kaynağı olan, farklı yerlerden çıkışı olan bir toprak parçasına sahip olmak. Kuzeyde, söz konusu seçeneği Türkiye kapattı. Özellikle ABD, Ortadoğu içerisinde parçalanma sağlayıp İran etkisini kırmak ve Şii Hilali'ni halihazırda PKK ile kırmaya çalışıyor."
"Rusya, İsrail'e dişini gösterecektir"
İsrail-Ürdün-Suudi Arabistan-ABD şu an bir blok şeklinde hareket ettiğini söyleyen Aslan sözlerini şöyle sürdürdü: "Petrol bir kaynak, akması için bir koridor gerekir. İki ülke çok kritik, birisi Ürdün. En son İngiltere'de gizli bir toplantı yapıldığı iddia edildi. Toplantıya Ürdün, Almanya, Fransa, İngiltere, ABD ve Suudi Arabistan'ın katıldığı biliniyor. Toplantıda nasıl bir denklem üzerinde çalışıldığı bilinmiyor. Ancak Suriye'nin güneyinde ABD'nin, İsrail-Ürdün-Suudi Arabistan eksenini bütünleştiren böyle bir toplantıda hedefi İran olduğu açık görünüyor. PKK da doğal olarak söz konusu eksenin bir maşası olacaktır. Rusya-İran ekseninin çıkarlarına ve Suriye'deki varlığına zarar verecek böyle bir eksene Rusya tepkisiz kalamaz. O halde Rusya'nın PKK'ya yönelik izlediği politikada değişiklik beklenmeli. Rusya'nın, bir yandan Moskova'da PKK temsilciliğine izin verirken, diğer taraftan ABD ile iş birliği yapmasını hoş karşılaması beklenmemeli. Ayrıca Afrin'de perişan olan PKK'nın muharipliği ve meşruluğunu sorgulayacak Rusya'nın yakın zamanda PKK'ya tepki vermesi beklenmeli. Türkiye için ise kritik ve stratejik alan Sincar ve kuzeyindeki bölgedir. Çünkü ABD ve PKK'nın köşeye sıkışması için Sincar başta olmak üzere Suriye-Irak sınırının kontrol altına alınması gerekiyor." dedi.