Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
BAŞBAKANLIK İnsan Hakları Eski Başkanı Hasan Tahsin Fendoğlu, Batı'nın insan hakları konusundaki maskesinin çoktan düştüğünü dile getirdi. Fendoğlu, "15 yıldır iktidarda bulunan AK Parti hükümetleri insan hakları konusunda ülkemizi çok ileriye taşıdı. Batı'nın Türkiye'de insan hakları'nın gelişmesi adına ortaya koyduğu talep ve isteklerin esas amacı; Türkiye'yi parçalamak istemeleridir. Hükümetimiz bu girişimleri başarılı taktiklerle savuşturdu ve bugün çok güzel işleyen yerli ve milli kurumlarımız oldu" ifadelerini kullandı.
Batı'nın sinsi tezgahı
Fendoğlu şöyle devam etti: "Batı'nın bu taktiğini geçmişte SSCB'ye karşı uyguladığını biliyoruz. Benzeri bir bölme taktiği Batı tarafından Osmanlı'ya da yapıldı. Fransız İhtilali'nin getirdiği kardeşlik, eşitlik vs. gibi değerler, insan hakları kavramları olarak araçsallaştırıldı. Gönderilen misyonerlerle, diğer güçlerle Osmanlı devleti parçalandı. Kenyalı devlet adamı Kenyatta'nın Avrupalılar ile ilgili bir sözü var: 'Avrupalılar size hediye getirdik, gözünüzü kapayın, dedi. Gözlerimizi kapattık, açtığımızda avucumuzun içinde Avrupa'nın değerleri, onların elinde bizim topraklarımız vardı.' Bu, Batı'nın son 300 yıllık taktiği. Aynı taktiği Türkiye'nin parçalanması için Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya da yapmaya çalıştılar. Bunu hükümet başarılı taktikleriyle, başarılı ataklarıyla boşa çıkardı. Artık gizli taktikleri bırakıp açıktan oynamaya çalışıyorlar. Terör bütün ülkelere göre bir suç. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin çok sayıda kararları var. Hatta Amerika Federal Yüksek Mahkemesi'nin PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiğine dair de bir kararı var. PKK-YPG terör örgütüne yardım yapmaları bunların Yüksek Mahkemelerinin kararlarına da aykırı, Avrupa'nın değerlerine de aykırı."
Teröre destek vermek
"İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanlar şimdi Ortadoğu'yu yangına veriyorlar" diyen Fendoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunlar tabii sınırları da değiştirmeye çalışıyorlar. Tabi milletin 15 Temmuz'da milli iradeye kast edenlere dur demesi gerçekten asırlık bir olaydı. Batı'nın ve Batı'nın iş birlikçilerinin tamamının el ele verdiği bir zamanda milletin bu yapılan planları boşa çıkardığını görüyoruz. Batı, 'Gazeteciler var içerde, siz basın özgürlüğüne karşı çıkıyorsunuz, fikir özgürlüğüne karşı çıkıyorsunuz, insan haklarına karşı çıkıyorsunuz, insan haklarını zedeliyorsunuz' şeklinde ifadelerle Türkiye'ye yüklenmeye çalışıyor. Her meslekten insanlar suç işleyebilir. Hapiste askeri personel var, sivil personel var, öğretim elemanlarından var. Sorun sadece gazeteci değil ki. Gazeteci olanlar terörist olamazlar mı? Asker olanlar teröre hizmet edemezler mi ya da diğer bir meslekten olanlar teröre hizmet edemezler mi? Oluyorlar. Kendilerine geldiği zaman 'bağımsız yargı, tarafsız yargı' diyorlar. Bizim yargıya geldiği zaman da bunu 'siyaset mekanizması yaptı' diyorlar."
Batı neden rahatsız
16 Nisan Referandumu ile Batı'nın kriterlerinin Türkiye'ye geldiğinin altını çizen Fendoğlu, Batı'nın bu konu da rahatsız olmaması gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti: "Batı, Kuzey Irak'taki yasa dışı referanduma karşı çıkar gibi oldu. Aynı zamanda Katalonya'da da benzeri bir şey oldu. Avrupa Birliği, Katalonya'yı gayrimeşru ilan etti. Fakat Barzani'nin yaptığı şey için henüz gayrimeşru lafı kullanılmadı. Kuzey Irak'taki istikrarsızlık dolayısıyla aslında Avrupa'da kaybediyor. Türkiye'nin bölgedeki gücü artarsa petrol fiyatları daha fazla düşer. Yani istikrarsızlıktan kaynaklı kayıplar Avrupa'ya ve bölgeye daha fazla zarar veriyor. İstikrarlı bir Türkiye Batı'nın da lehinedir. Batılı insanlar daha ucuza petrol almak istiyorlarsa bu Türkiye'nin petrol bölgelerinde etkin olmasından geçiyor."