İSMAİL ZELVİ
AMERİKA'nın başını çektiği batı medeniyetinin aktörlerinin insanlığa yaşattığı kan ve gözyaşı UHİM'in 2017 Dünya Hak İhlalleri Raporu'nda gözler önüne serildi. Raporu bir basın toplantısı ile kamuoyunun dikkatine sunan UHİM Başkanı Ayhan Küçük 2017 yılının insanlık adına, çelişkilerle dolu, çifte standart ve ikiyüzlülüklerin görüldüğü hastalıklı bir yıl olarak geçtiğini söyledi.
İnsanlığın baş belası
Küresel aktörler ve uluslararası yapıların dünyaya huzur getirmekten çok insanlığın baş belası olduğuna dikkat çeken Küçük, "ABD'de insan hakkı ihlallerinde gözle görülür bir artış oldu. Ülkenin asli unsurları arasında yer alan göçmenler dışlanarak hakları ellerinde alındı" dedi.
Başkan Donald Trump'ın Kudüs kararının eleştirildiği raporda, Rusya'nın Kırım'da yaptıkları, Almanya'nın yabancı ve islam karşıtı politikaları, Çin'in Sincan, Tibet özerk bölgelerinde Uygur Türklerine karşı uyguladığı soy kırımlar, Fransa'nın polis devleti ve ohal uygulamaları, İngiltere'nin nefret suçları ele alındı.
İslam karşıtı şiddet
Dünya'da anlamsız olarak yükseltilen 'islamofobi'ye paralel olarak Müslümanlara karşı şiddetin de yaygınlaştığı vurgulanan raporda, Avrupa'daki 27 ülkede yaşayan Müslümanlar tehdit altında olduğu belirtildi. 2017 yılında camiler karşı yapılan saldırıların iki katına çıktığı, Mart-Temmuz arasında 110 camiye saldırı gerçekleştiği belirtildi.
Yabancı düşmanlığı
Rapora göre yabancı düşmanlığı her geçen gün biraz daha yayılıyor, İngiltere'de 2016-2017 döneminde bir önceki yıla göre yüzde 29'luk artışla 80 bin 393 nefret suçu işlendi. Suçların yüzde 78'i ırkçılık, yüzde 11'i cinsel tercih, yüzde 7'si dini nefret olduğu belirtiliyor. İngiltere de engelli ve cinsiyet değiştirenlere karşı da suçlar artıyor.
İsim bile yasaklandı
Fransa'da ise nefret suçları o derece yayıldı ki, hükümet çocukların isimlerine bile karışmaya başladı. Toulouse banliyölerinden Leguevin'de bir çocuğun isminin 'cihat' olması sebebiyle ailesi cezalandırıldı. Almanya'da geçen yıl 84 bin 230 çocuk sudan sebeplerle ailelerinden uzaklaştırıldı. Koruma altına alınan çocukların 23 bin 361'i Alman, 60 bin 869'u yabancı kökenli çocuklardan oluşuyor.
Avustralya'da durum
Avustralya'da İslamofobik saldırılara en çok kadınlar maruz kalıyor. Avustralya'da Eylül-2014-Aralık 2015 döneminde meydana gelen 243 İslamofobik, 'Müslümanlara günlük hayatlarında yönlendirilen küfür, kötüleme, nefret veya şiddet içeren sözlü ve fiziksel saldırılar' saldırı gerçekleşti. Araştırmaya göre her 5 kadından dördü başörtülüyken, her 10 kadından 3'ü yanında çocuğu varken saldırıya uğradı. Araştırma İslamofobik saldırıların yüzde 48'inin kalabalık ortamlarda gerçekleşmesine rağmen yüzde 48'ine şahit bulunamadığı, dörtte birine ise müdahale edilmediği belirtildi.
Mülteci yükü artıyor
Ülkelerindeki çatışma ve zulümden kaçıp bin bir zorluğa göğüs gererek başka ülkelere sığınan mülteciler ile ülkelerindeki yoksulluk ve kötü yaşam koşullarından kurtulmak için başka ülkelere sığınan göçmenleri gittikleri ülkelerde birçok mağduriyet bekliyor. Dünyadaki mülteci yükünün yüzde 86'sını gelişmekte olan ülkeler çekiyor. Mültecilerin, sağlık, barınma ve gıda sorunlarını kimse üstlenmek istemiyor.
Başkan Trump'ın göçmen karşıtı politikalarına rağmen, ABD'de toplam işgücünün yüzde 16.5'ini Amerika dışında doğan göçmenler karşılıyor. Amerika rüyasına kapılarak hayal kırıklığına uğrayan bu göçmenlerin yüzde 56'sı tarım, yüzde 43'ü inşaat, diğerleri ise temizlik gibi vasıfsız işlerde çalışıyor.
Çifte standartlı sömürü
Raporda Türkiye'nin dünyayı en az kirleten ülkeler arasında olmasına rağmen dünyayı en çok kirleten ABD, Rusya, Çin, Almanya gibi ülkelerle aynı kategoriye alınarak özellikle o ülkelerin sivil toplum kuruluşları tarafından suçlandığı belirtildi.
Türkiye'nin güvenlik tedbirleri kapsamındaki taleplerini yerine getirmeyen sosyal medya ağları, Alman devletinin isteği üzerine Alman seçimleri öncesinde çoğunluğu Türk 10 bin kullanıcının facebook hesabını kapattı.
ABD nükleer tehdit
Rapora göre çifte standartın yaşandığı başka bir konu da nükleer çalışmaları, Dünyada 444 nükleer reaktörün bulunduğu ve 64 santralin yapımının devam ettiği belirtilerek, "Bunların 99'u ABD, 58'i Fransa'da bulunuyor. Fransa enerjisinin yüzde 77'sini Güney Kore, yüzde 30'unu nükleerden sağladığı halde Türkiye'de yapımı devam eden nükleer santral dünyanın en büyük çevre sorunu olarak lanse ediliyor.
Nükleer güç sahipleri
Nükleer silaha sahip devletlerde ABD başı çekerken, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, Pakistan, Hindistan, İsrail ve Kuzey Kore olmasına rağmen, dünya hegemonları İran ve Kuzey Kore'nin ensesinde boza pişiriyor. Bugün dünyadaki mevcut nükleer silahın yüzde 93'ü ABD ve Rusya'ya ait. ABD ve Rusya'nın dünyayı felakete sürükleyecek 10 bin den fazla nükleer silahı olmasına, israil'in nükleer silah kapasitesi binlere ulaşmasına rağmen dünyanın dikkati henüz nükleer silah yapıp yapmadığı belli olmayan İran'a yönlendiriliyor.
Çevre kirliliği her yıl 10 milyon insanın ölümüne sebep olduğu halde ölenlerin tamamı düşük ve orta gelirli ülkelerden ancak çevreyi kirletenler ise gelişmiş ülkeler. Çevreyi kirleten batılı ve küresel şirketlerin yerine kirliliğin bedelini mağdurlar ödüyorlar.