Teyp bantları deşifre edildiğinde ilginç diyaloglar var. Toplantıda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e sunum yaptığı görülen Necdet Üruğ'un, 1 Mayıs'ta alanlara inecek olan işçilere silah kullanılacağını, Atatürkçülüğü korumak adına onların başlarını ezeceklerini söylediği görülüyor.
ASLAN DEĞİRMENCİ / ANKARA-
12 Eylül darbesinin harekat planı olan "Bayrak Harekat Planı Direktifi"ni hazırlayan dönemin 1. Ordu Komutanı Necdet Üruğ'un darbe öncesi Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı'nda yaptığı konuşmanın teyp bandı metinlerine Milat ulaştı. Toplantıda dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e sunum yaptığı görülen Üruğ'un Türkiye de devlet otoritesinin bulunduğunu ispatlamak ve devlet otoritesini muhafaza etmek adına 1 Mayıs'ta alanlara inecek olan işçilere silah kullanılacağını Atatürkçülüğü korumak adına başlarını ezeceklerini söylediği görülüyor.
Ben izin vermiyorum
Başbakan'a hitaben yaptığı konuşma da işçi bayramını gündeme getiren Üruğ, "1 Mayıs İstanbul'da 1 Mayıs mitingine ve gösteri yürüyüşüne izin verilip verilmemesine herhalde bir münakaşa konusu olarak huzurunuzda kabul etmeyeceğiniz kanısındayım. Gerek vermiş olduğunuz sıkı yönetim ilanında, vermiş olduğunuz genel konsept, gerekse İstanbul'un gerekleri sıkı yönetimin sade ve sıkı yönetimce böyle bir mitingin yapılmasına asla müsait değildir. Ve hükümetimizin ve Genel Kurmay Başkanlığı'nca tayin edilmiş bir komutan olarak da buna sureti katiye de müsaade etmez. Bunun için malumlarınız da zamanın da arz edildiği şekilde Şubatın 9'undan itibaren ve en son olarak da böyle bir mitingin yapılması halinde alınacak tedbirlerde, askeri tedbirlerde huzurlarınıza ve malumlarınıza sunulmuştur" diyor.
Devlet otoritesi için ne gerekiyorsa yaparız
"DİSK'i gayet nezaketle ve yasalar içinde yasaya saygılı olmaya davet ederiz" diyen Üruğ, "Yasaya girmek kar, yahut da olmaz artık. Bu bizim kontrolümüzden çıkmıştır. Sıkı yönetim komutanlarımızca yalnız bizim bundan sonraki vazifemiz yasaya hakim kılmak ve Türkiye de devlet otoritesinin bulunduğunu ispatlamak ve devlet otoritesini muhafaza, müdafaa korumak ve kollamaktır. Eğer siz yürüyüş ve gösteriyi her ne pahasına olursa olsun yapmaya kalkarsa ki bugün için bu miting ve gösteri yürüyüşü dış mihraplarca DİSK kanalı ile devlet otoritesinin varlık veya yokluğunun denenmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Atatürk ilkelerine ne derece bağlı olduğunun ve ne derece ideolojik etkileşim altında bulunduğunun incelenmesi için düzenlenmiş olduğunu, güçlü bir devlet varlık ve yokluğunu denemesinin, sınamasını yapmak istemesidiru2026" dediği görülüyor.
Ateş açarız, canlar yanar
"Nitekim alınan haberlere göre bütün bu içra planları hakkında gerekli direktifler, gerek sendikalara gerekse Türkiye'deki diğer isimleri, kendi başlarına demokratik diye takmış oldukları efendim bu demokratik örgütlere bizim radyo ve Türkiye komünist partisinin sesi radyosu vasıtasıyla devamlı olarak talimat verilmektedir" diyen Üruğ sözlerini şu şekilde sürdürüyor: "Geçmiş yıllardaki 1 Mayısların da talimatı bu kararlardan, bu odaklardan verildiğine de şüphe yoktur. Bu itibarla 1 Mayıs meselesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin devletini kendini ve Atatürkçülüğü koruma, manen var olma ve yok olma meselesi haline gelmiş bulunmaktadır. Mitinge bağlı olucu tahditler gerektiği zaman alınacaktır. Ancak bunu ifade ederken büyük bir acı duyma, vatandaşına karşı sanki İstanbul'u kısa zamanda işgali bahis konusudur. Düşman İstanbul'un varoşlarına varmıştır. Yani İstanbul'da, İstanbul şehir muharebesi verecek şekilde İstanbul'un korunmasını sağlayan bir planı ona benzer bir planı hazırlamak gibi. Çok üzücü, esef verici ve hepimizi bütün birinci ordu mensuplarını eleme sürükleyici bir vazife ile karşı karşıya bulunmaktayız. Bütün bu tedbirlerde temel amacımız cana zarar getirmeden evvela caydırıcılık, yasaya saygılı olmaya davet ederek ve korku salan eylemcileri dağıtmaktır. Muhitten İstanbul'a, İstanbul merkezine doğru 3 iç içe kuşak halinde aldığımız önlemler ve tedbirlerle İstanbul'da eylemcileri dağıtmaya çalışacağız. Buna rağmen eğer göze almışlarsa bir ihtilal metodu denemeyi mutlak surette bu kuşakların üzerinde aşmaya gayret edeceklerdir. Aralardan sızmaya gayret edeceklerdir. Güvenlik kuvvetleri bile köşe kapmaca oynayacaklardır. Binaenaleyh o noktadaki askerin, o noktadaki küçük rütbeli subayın 87. Maddesinin kullanma takdirine kalmıştır. Ve bundan dolayı da kimse mesul olmaz. Kanun gayet sarihtir. O halde bunun afakili, bunun sonucu tamamen DİSK yöneticilerine ait olacaktır. Veyahut DİSK'le beraber bu mitinge katılan diğer dernek, demokratik dernek yöneticilerine ait olacaktır."
Başlarını ezeceğiz
1 Mayıs eyleminin gerçekleştiği takdirde sıkıyönetime karşı koyacaklarını ifade eden Üruğ, "DİSK yöneticilerinin devlet otoritesine meydan okurcasına verdikleri beyanlar birinci orduyu galeyan haline getirmişlerdir. Ben DİSK'in yapacağı hareketten çok bu galeyan halindeki silahlı kuvvetlerin tetiğine parmaklarını getirmemek için nasıl tedbir alacağım. Endişesindeyim. DİSK'i hiç kimse kale almamaktadır. Ve büyük üzüntü içinde ifade edeyim ki, zati alinizi devreye efendim engin devre sistemi ile ve milli hislerimizle hareket ederek işçi ile askeri karşı karşıya getirmemek gibi bir icrası durumu dahi düşürmeleri bizimi için büyük üzüntü kaynağı olmuştur. Hatırlarsanız sıkıyönetimin ilan edildiği ilk gün DİSK yöneticileri efendim sıkıyönetimin karşısındayız ifadesini buyurmuşlardır. O halde sıkıyönetimin karşısında bulunan bir insanda yahut insanlar kitlesinden yöneticilerinden sıkıyönetim herhangi bir yardım beklemektedir. Tek bir şey beklemektedir. Devlet otoritesine, kanunları üstünlüğüne hürmet davranışını beklemekteyiz. Bunu yapmayanın mutlaka başı ezilecektir. DİSK yönetimin yasaklarına rağmen bu mitingi yapmaya yeltenirse İstanbul'daki manzara şöyle olacaktır. DİSK yöneticileri tutuklanacaktır. İstisnasız tabi bunların içinde eğer varsa efendim teslimatımızda olanlar onlar içinde efendim ilgili makamlara müracaat etsin. Sendikaların çok faaliyetleri durdurulacaktır. 1 Mayıs günü sokağa çıkma yasağı uygulanacaktır. İstanbul'daki kişilerin ulaştırma araçları girip çıkmaları, sürati katiyede men edilmiştir. Bütün bunlara rağmen eylem devam ederse biraz evvel söylediğim gibi efendim 3 numaralı bildiride yetki verilmiştir. Silah kullanma yetkisi bunun akıbet sorumluluğu şüphesiz DİSK yöneticilerine ait olacaktır."
Kanlı 1 Mayıs
1 Mayıs 1977'deki İşçi Bayramı kutlamalarını kana bulayan olaylarda 34 kişi hayatını kaybetti, 136 kişi de yaralandı. Bu olayın ardından 1 Mayıs 1977 tarihe adını "Kanlı 1 Mayıs" olarak yazdırıldı. Olayların failleri hala yakalanamadı, sır perdesi aralanamadı. Milat ise ilk kez somut bir belgeye ulaşarak asıl faillerin kimler olduğunu deşifre ettiu2026