Başkan Erdoğan'dan dikkat çeken Menendez yorumu

Azerbaycan dönüşü gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, ABD'li Senatör Menendez skandalı ve F-16'larla ilgili konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Erdoğan, hakkında yolsuzluk soruşturması açılan Menendez hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

Değerli Basın Mensubu arkadaşlarım, sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum. Haziran ayındaki Bakü ziyaretimizin ardından bugün de Türk dünyasına açılan kapımız Nahçıvan'daydık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev kardeşimle Iğdır-Nahçıvan Doğalgaz Boru Hattı’nın temelini attık. Toplam 80 bin 150 metrelik hattın günlük 2 milyon metreküp taşıma kapasitesine ulaşmasını hedefliyoruz. Projeyle Nahçıvanlı kardeşlerimizin doğal gaz ihtiyacının tamamı karşılanıyor. Bugün ayrıca Nahçıvan Onarım Üretim Askeri Kompleksi’nin açılışını gerçekleştirdik. Güncel gelişmeler savunma sanayinde yerli ve milli kabiliyetlerin ehemmiyetini bir kez daha gösterdi. Bu kompleksin Azerbaycan ve Nahçıvan’ın savunma kabiliyetine önemli katkı yapacağına inanıyorum. Enerji, ulaşım ve toplu konut alanlarında imzalanan üç anlaşmayla Nahçıvan ziyaretimiz adeta taçlanmış oldu.

Yeni projelerle Azerbaycan'la iş birliğimizi her seferinde bir adım daha öteye taşımanın bahtiyarlığı içindeyiz. Kardeşim Sayın İlham Aliyev ile yaptığımız görüşmede ikili ve bölgesel birçok hususu ele alma fırsatımız oldu. Karabağ'daki son durum üzerinde özellikle durduk ve Azerbaycan'ın haklı davasında güçlü desteğimizi tekrarladık. Can Azerbaycan'ımızı, antiterör operasyonunda elde ettiği tarihi başarıdan dolayı bir kez daha tebrik ediyorum. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Azerbaycan ordusu teröristlere karşı tavizsiz, sivillere ise son derece merhametli davranmıştır. 30 yıl önce Karabağ'ın işgali sırasında yaşananlar ile işgal edilmiş toprakların kurtarılması sonrasında yaşananlar arasındaki büyük fark şimdiden hafızalara kazınmıştır. Sivillerin ihtiyaç duyduğu tüm malzemeler, ciddi manada tırlar dolusu gıda ürünleri bölgeye ulaştırılıyor. Azerbaycanlı kardeşlerimizi harekat sonrasında sivillere yönelik sergiledikleri bu insani ve vicdani tutum dolayısıyla ayrıca kutluyorum. Türkiye olarak tüm süreçlerde Azerbaycan'ın yanında yer aldık.

Azerbaycan'ın Karabağ'da egemenliği perçinlenmiş oldu

Desteğimizi, geçtiğimiz hafta BM Genel Kurulu'ndaki hitabımda güçlü bir şekilde vurguladım. Harekat neticesinde Azerbaycan'ın Karabağ'ın tamamındaki egemenliği perçinlenmiş oldu. Çok daha önemlisi 44 günlük vatan savunmasının ardından bölgede kalıcı barış ve istikrarın tesisi yolunda yeni bir fırsat penceresi açıldı. Bu imkanın değerlendirilmesi gerektiğine dair görüşümüz herkesin malumudur. Ermenistan'ın süreci uzatmak yerine artık güçlü bir irade sergilemesini bekliyoruz. Bu beklentimizi 11 Eylül'de telefonla görüştüğüm Ermenistan Başbakanı Sayın Nikol Paşinyan’a da ifade ettim. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve komşuluk hukukuna riayet edildiği takdirde çözülemeyecek hiçbir sorun görmüyoruz. Azerbaycan-Ermenistan sürecinde ilerleme sağlanması, bölgesel normalleşmeye de büyük ivme kazandıracaktır. Güney Kafkasya'da istikrar, barış ve refahın tesis edilmesi için Azerbaycan'la birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Ziyaretimizin, sadece ikili ilişkilerimiz değil tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Şahsıma ve heyetime gösterilen hüsnü kabulden dolayı kardeşim Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bir gazetecinin ABD’li Senatör Bob Menendez, hakkında hazırlanan yolsuzluk iddianamesinden sonra geçici olarak görevini bırakmasına ilişkin sorusu üzerine Başkan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Bizim, F-16’larla ilgili bu konuda en önemli sıkıntılarımızdan biri de ABD’li senatör Bob Menendez’in ülkemiz aleyhine faaliyetleriydi. Dolayısıyla, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan şu anda bu süreci yakından takip edecek. Zaten ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan üç-dört gün önce Amerika'da görüştüler.Bu görüşmeler hala devam ediyor. Ama şimdi bu durumu fırsata dönüştürüp kendisiyle tekrar görüşmekte fayda var. Bu sayede F-16 ile ilgili süreci de belki hızlandırma fırsatımız da olabilir."

Menendez’in devreden çıkması bize avantaj sağlıyor

"Sadece F-16 değil, diğer bütün konularda Menendez ve onun zihniyetindekiler bize karşı engelleyici faaliyet yürütüyor. Menendez’in devreden çıkması bize avantaj sağlıyor ancak F-16 meselesi sadece Menendez’e bağlı bir konu değil. Yönetilmesi gereken alanları Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan yürütecek. Bu konuda ABD’den artık net bir yanıt bekliyoruz. Temenni ediyoruz ki beklediğimiz olumlu neticeyi fazla uzamadan alırız. Bu konu dahi bizlere savunma sanayii noktasında kendi kendine yeten bir ülke olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Daha önce İHA-SİHA noktasında da aynı durumdaydık. O zamanlar Predatör meselesi vardı. İhtiyacımız olduğu halde müttefikimizden alamamıştık. Ne yaptık, kendi İHA’larımızı ürettik. Durmadık SİHA yaptık, TİHA yaptık, Kızılelma yaptık, Hürkuş yaptık, Atak yaptık… Şimdi de F-16’lara ihtiyacımız var fakat bir yandan da yeni nesil savaş uçağımız Kaan’ı üretmek için çalışıyoruz."

Hakan Fidan ABD'li mevkidaşı ile görüşecek

Bir gazetecinin, Sayın Cumhurbaşkanım 1 Ekim'de Meclis açılıyor. Gündem çok yoğun tabii ki. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteriyle de görüştünüz. Pek çok görüşme yaptınız New York'ta. İsveç konusunda da pek çok sanıyorum ifade duydunuz. Acaba Ekim takvimi içinde Meclis’e İsveç var mı yoksa daha sonraki bir tarihe mi kalır? sorusu üzerine Başkan Erdoğan:

Meclis’in bir yapısı var, başkanı var… Amerika’nın biliyorsunuz parlamentosu var, bizim de bir parlamentomuz var. Parlamentomuzun içerisinde de bir yapı var. Cumhur İttifakı olarak bizim de bir yapımız var. Cumhur İttifakı olarak aramızda tabii ki görüşmelerimizi yapacağız. Ona göre de parlamentoya müracaatımızı da bu arada yapıp, parlamentomuz nasıl bir takvim belirlerse, onu da orada takip edeceğiz. Bu konuyla ilgili olarak da Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan, Amerika Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la da bazı görüşmeler yaptılar. Temenni ederim ki onlar da verdikleri söze sadık kalırlarsa bizim parlamentomuz da verilen söze sadık kalacaktır. Adımını da buna göre atacaktır.

Cumhur İttifakı olarak bir birlikteliğimiz var

"Zaten İsveç’i F-16 ile bağlı hale getiriyorlar. Yani diyorlar ki bunu halledin. Kanada aynı şeyi yapıyor, Amerika da aynı şeyi yapıyor. Biz de diyoruz ki, “sizin kongreniz varsa bizim de parlamentomuz var.” Biz parlamentomuzu geri plana atamayız ki. Yani bizim şu anda Cumhur İttifakı olarak bir birlikteliğimiz var. Bu birlikteliğimiz içerisinde biz de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Netice itibariyle İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili kararı artık Türkiye Büyük Millet Meclisi verecektir. Meclisimiz bu konu ile ilgili her gelişmeyi en ince ayrıntısına kadar takip etmektedir. O kararı ne zaman vereceği de kararın ne olacağı da meclisimizin takdirindedir. Meclis’in gündemine konu geldiğinde kararın nasıl olacağını hep birlikte görürüz."

Zengezur Koridoru

Zengezur Koridoru’na ilişkin açıklama yapan Başkan Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

"Kara ve demiryolu hatları ile Nahçıvan ve Azerbaycan’ın diğer bölgeleri ile doğrudan bağlantı kurmamız ilişkilerimizi daha güçlü hale getirecek. Bu güçlü bağ sayesinde birçok konuda yürüyerek aldığımız mesafenin katbekat fazlasını önümüzdeki süreçte koşarak alacağız. Bu nedenle bir an önce bu koridorun açılması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Türkiye ve Azerbaycan için çok önemli bu koridorun hayata geçmesi stratejik bir konudur ve muhakkak tamamlanmalıdır. Bu koridor açıldığında Bakü’den çıkan bir araç ya da tren doğrudan Kars’a gelebilecek. Türkiye-Azerbaycan kardeşliği çok daha güçlenecek. İran’dan da bu konuda olumlu sinyaller gelmesi sevindirici."

O katliamın açtığı yaralar var

Hocalı 'da yaşanan katliama ilişkin konuşan Erdoğan:

"En az o yavrumuz kadar biz de o süreci yaşadık. O katliamın açtığı yaralar var. Tabii o katliamı yaşayanlar için de bizler için de Hocalı Katliamı unutulmaz. Hocalı katliamının şu anda Ermenistan bedelini ödüyor ve ödeyecek. Çünkü 1 milyon Azeri Hocalı’dan ve diğer şehirlerden adeta hicret etti. Nereye? Azerbaycan’a. Şimdi ondan 10 yıllar sonra Azerbaycan bu katliamın hesabını sordu. Çok çok farklı bir şekilde sordu ve topraklarını geri aldı. Malum, Amerika, Rusya, Fransa, Minsk Üçlüsü denilen bu ülkeler, yıllarca Azerbaycan’ın bu hakkını tanımadılar. Sonunda Azerbaycan kendi göbeğini kendi kesti ve işi bitirdi. Şimdi Hocalı’da artık kim var? Hocalı’nın gerçek sahipleri… Tüm şehitlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Azerbaycan ordusu Hocalı’ya kaos, kan ve ölüm değil, huzur ve barış getirmek için girdi. Yıllar önce oraya Ermeni çetelerin girdiği gibi girmedi. İnsanları katletmek için girmedi. Hocalı’ya hak ettiği barışı ve huzuru sağlamak için girdi. Kendi öz toprağına ardındaki zaferlerin müjdesiyle girdi. Artık Hocalı için de Karabağ için de Azerbaycan egemenliği altında kalıcı barış ve huzurun vakti gelmiştir. Ermenistan’a düşen de bu huzurun tesisi ve muhafazası için barışın yanında durmaktır."

3 Kasım’da Kazakistan’da toplantı yapılacak

Önümüzdeki süreçte Türk Devletleri Teşkilatı’nın toplantısı var. Azerbaycan da bu toplantıya KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Bey’in de davet edilmesini çok istiyor. 3 Kasım’da Kazakistan’da toplantı yapılacak ve bu toplantıda inşallah gözlemci üye olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de göreceğiz. Bu konuda sağ olsun Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de ciddi bir kararlılığı var. O da KKTC bayrağının oralarda dalgalanmasını istediğini ortaya koyuyor. Bizler de KKTC ile alakalı atılan bu adımda beraberce el ele omuz omuza kararlılığımızı göstermeye inşallah devam edeceğiz. KKTC’nin tanınması Kıbrıs adasında kalıcı barış ve huzurun sağlanmasını isteyen tüm ülkeler için en doğru seçenektir. Adanın gerçekleri ortadadır ve KKTC Kıbrıs’ın en somut gerçeğidir. Yıllarca oradaki Türk varlığını görmezden gelmeye çalışanların denemediği yol kalmadı. Fakat giriştikleri her adım temelsiz olduğu için onlar açısından hüsranla sonuçlandı. Bizler KKTC ile birlikte çözüm için tüm yolları denedik. Federasyon formülü dahil tüm formüllere samimiyetle yaklaştık. Fakat bundan böyle Kıbrıs’ta iki devletli çözüm dışında seçeneğin kalmadığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Kimse bizden KKTC’nin haklarını görmezden gelmemizi onları çiğnettirmemizi beklemesin. Bizler KKTC’nin artık diğer ülkelerce tanınması için sesimizi daha çok yükselteceğiz. Biz daha önce de “çözümsüzlük çözüm değildir” diyerek bu sorunun ortada bırakılmasının, görmezden gelinmesinin yanlış olduğunu anlatmıştık. Artık tüm yanlışları silecek doğru adımın vaktidir. KKTC’nin tanınması başta Avrupa Birliği olmak üzere birçok tarafın attığı yanlış adımların telafisi olacaktır. Kıbrıs adası artık gerilimlerle değil, barış ve huzurla anılmayı hak ediyor.