Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Şu an itibarıyla İdlib, Hama ve Humus, hedef tabii ki Şam. Muhaliflerin bu yürüyüşü şu an itibarıyla devam ediyor. Biz de bunu gerek istihbarat gerekse bütün medyadan takibini yapıyoruz. Tabii temennimiz kazasız belasız bir şekilde Suriye'deki bu yürüyüş devam etsin. Terör örgütleriyle birlikte oradaki bu direniş devam ederken, bizim de hatırlarsanız Esed'e bir çağrımız olmuştu. Gel görüşelim, Suriye'nin geleceğini birlikte tayin edelim demiştik. Ne yazık ki Esed'den bu işe olumlu bir cevap alamadık. An itibarıyla İdlib'den sonra Humus yine muhaliflerin elinde ve Şam'a doğru da bir ilerleyiş söz konusu. Bütünüyle bölgede devam eden bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil, gönlümüz bunları istemiyor.
'Gerek Golan'da gerek Beyrut'ta artık her taraf yerle yeksan olmuş'Maalesef bölge sıkıntıda. Dün Lübnan'dan yine sayın başbakandan bir haber aldım. Onunla da bir görüşme talebi var. Büyük ihtimalle görüşeceğiz. Lübnan biliyorsunuz çok sıkıntılı durumda. Gerek Golan'da gerek Beyrut'ta artık her taraf yerle yeksan olmuş. Böyle bir sıkıntı var. Biz de tabii elimizden geleni yapacağız. Ancak Mısır'da ciddi manada ihtiyaç talebi var. Bu ihtiyaçların giderilmesi için de Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya inşallah devam edeceğiz. Bunlar özellikle de ayni hatta hatta nakdi yardım talepleri var. Türkiye olarak dünyanın suskun olduğu bir dönemde biz yardımlarımıza devam edeceğiz.
Tüm dünya başta Birleşmiş Milletler Teşkilatı olmak üzere dün Guterres'le görüşmem oldu. Onlar da ellerinden gelen her türlü gayreti ortaya koyuyorlar. Birbirimizle olan görüşmeleri devam ettirelim diyorlar. Bizler de bu görüşmelerimizi devam ettirmek suretiyle bölgedeki ateşkesi ama sonsuz olmak üzere nasıl devam ettiririz? Bunun gayreti içerisinde olacağız. Birleşmiş Milletler bu konuda tabii tek çıkış yolu.
'Dünya devletleri olarak ne yapıp yapıp hesabını sormamız lazım'
Bildiğiniz gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararlar arka arkaya geliyor. Bunlar tabii İsrail'i doğrusu köşeye sıkıştırıyor. Fakat bugüne kadar tabii İsrail kendisi aleyhinde verilmiş kararların hepsinde de ne yaptı yaptı, sıyırdı. Ama insanlık İsrail'i bu attığı adımlarda, yaptığı bu ihanetlerde yalnız bırakmayacak ve hesabını soracak.
İsrail'in bu vahşetini, İsrail'in bu soykırımlarını hep birlikte dünya devletleri olarak ne yapıp yapıp hesabını sormamız lazım. Başta ülkem olarak, Türkiye olarak bu hesabı biz de soracağız, sormalıyız.