Başkan Erdoğan: Türkiye Yüzyılı için asıl çıkış 2024'te

Yılın son saatlerinde 2024'e girerken yeni yıl mesajını paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'ün Türkiye Yüzyılı için bir başlangıç olduğunu belirterek, asıl çıkışın 2024'te başlayacağını vurguladı.

2023'ün sona ermesine sayılı saatler kala Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl mesajını video formatında paylaştı. Erdoğan, 2024'ün Kovid-19 salgınından ve bölgedeki çatışmalardan kurtulup, hedeflere odaklanılacak bir yıl olacağını ifade etti. Aynı zamanda 2023 hedeflerinin bir başlangıç olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin asıl çıkışını Türkiye Yüzyılıyla birlikte 2024'te başlattığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni yıl mesajında şu cümleleri aktardı:

"Evet, 2023 hedefleri başlangıçtı; asıl çıkışımızı Türkiye Yüzyılıyla, 2024’le birlikte başlatıyoruz. Bu mücadeleyi de, sizlerin desteğiyle zafere ulaştıracağımıza yürekten inanıyoruz. Bu duygularla bir kez daha yeni takvim yılının milletimizin tüm fertlerine ve insanlığa hayırlı olmasını diliyorum.''

Yeni yıla buruk bir şekilde giriyoruz

Bu gece 2023 yılını tamamlıyor, 2024 yılına adım atıyoruz. Yeni takvim yılının, ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Aslında her yeni yılın; sevinçle, umutla ve heyecanla karşılanması gerektiğine inanıyoruz.

Ancak, bu yeni yıla, hem bölgemizdeki ve dünyadaki olumsuzluklar, hem de geçtiğimiz günlerde verdiğimiz şehitlerimiz sebebiyle, buruk bir şekilde giriyoruz. İnsanlığın tamamı için daha güzel, daha huzurlu, daha müreffeh bir gelecek umudumuzu elbette muhafaza ediyoruz.

Tüm ülkelerin ve kurumların ortak tavır aldığını görmemiz gerekiyor

Bunun için önce, sözde demokrat ve özgürlükçü ülkelerin eli kanlı terör örgütlerine verdikleri destekleri kestiğini görmemiz gerekiyor. Bunun için önce, Gazze’de masum çocukların, kadınların katledilmesine karşı tüm ülkelerin ve kurumların ortak tavır aldığını görmemiz gerekiyor.

"Adil ve samimi çaba gösterildiğini görmemiz gerekiyor

Bunun için önce, Rusya-Ukrayna savaşı başta olmak üzere, bireyleri acıya boğan ve ülkelerin kaynaklarını heba eden çatışmaların durdurulması için adil ve samimi çaba gösterildiğini görmemiz gerekiyor. Bunun için önce, asırlardır sömürülen ve onurları çiğnenen toplumların zenginliklerinin kendi gelecekleri, refahları, güvenlikleri için kullanıldığını görmemiz gerekiyor.

"Farklı bir misyonu, farklı bir anlayışı temsil ediyoruz"

Velhasıl, umutları fiiliyata dönüştürmek için dünyadaki tüm ülkelerin, kurumların, fertlerin ortak değerler ve ilkeler etrafında bütünleşmesini temin etmemiz gerekiyor. Türkiye olarak biz, bu dünya fotoğrafında farklı bir yeri, farklı bir misyonu, farklı bir anlayışı temsil ediyoruz.

"Kardeşlerimizin dertleriyle dertleniyoruz"

Devlet ve millet olarak biz, sadece kendi güvenlik ve refah çabamızı neticeye ulaştırma mücadelesi vermekle kalmıyoruz. Dünyaya ve bölgemize huzur iklimi hâkim olmadan bizim de huzur bulamayacağımız anlayışıyla, herkes için aynı standartları diliyoruz. Bu anlayışla; Bölgemizdeki barış çabalarını neticeye ulaştırmaya çalışıyoruz. Dostlarımızla ilişkilerimizi her alanda geliştiriyoruz. Kardeşlerimizin dertleriyle dertleniyoruz.

"Azmimizi ve gayretimizi sürekli perçinliyoruz"

Dünyayı daha iyi, daha adil, daha müreffeh bir geleceğe hazırlamaya dönük her çabaya destek veriyoruz. Cumhuriyetimizin ilk asrını bitirip, Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni asrına ayak bastığı bir dönemde, daha büyük hedeflere yönelirken, azmimizi ve gayretimizi sürekli perçinliyoruz.

Dengesiz küresel yönetim sisteminin son çırpınışlarını yaşadığına inanıyoruz

Zalimin zulmünün ilanihaye sürüp gitmeyeceğine inanıyoruz. Adaletsiz ve dengesiz küresel yönetim sisteminin son çırpınışlarını yaşadığına inanıyoruz. Mazlumların sesinin derinden derine tüm dünyayı sardığına, bu çığlıkların büyüyerek insanlığın ortak vicdanı haline dönüşeceğine inanıyoruz.

Bu meşakkatli yolda yeni engellerle de karşılaşıyoruz

Nitekim, Türkiye’nin kendi vatandaşları, dostları ve kardeşleriyle birlikte, insanlığın tamamına hitap eden beyan ve tutumlarının, gönüllerde giderek daha fazla mâkes bulduğunu görüyoruz. Elbette bu meşakkatli yolda sürekli yeni sınamalarla, yeni sıkıntılarla, yeni engellerle de karşılaşıyoruz. Terörle mücadeleden ekonomik tuzaklara kadar pek çok alanda yaşadığımız sorunların temelinde, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını engelleme amacı vardır.

Çünkü Türkiye’nin büyümesi demek, asırlardır bizim tökezlememiz sayesinde dört bir yanımızda rahatça at koşturanların hesaplarının bozulması demektir. Bizim güçlenmemiz demek, kendi refah ve güvenlikleri için diğer herkesi araç olarak kullananların, sömürenlerin, ezenlerin düzenlerinin sonuna gelinmesi demektir.

Bizim sesimize daha çok kulak verilmesi demek, dünyanın her yerindeki hak, adalet, özgürlük ve vicdan arayışlarının güçlenmesi demektir. Milletimiz, tarihinin hiçbir döneminde, kendi hedeflerine ulaşmak için bedel ödemekten, fedakârlık yapmaktan, elini taşın altına koymaktan çekinmedi.

"Allah’ın izniyle bizi kimse bölemeyecektir"

Son 21 yılda yaşadığımız nice kritik hadise karşısında milletimizin sergilediği güçlü duruş, kararlılığın bugün de devam ettiğini gösteriyor. Evet, buradan bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Milletimiz birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıktıkça, Allah’ın izniyle bizi kimse bölemeyecektir.

Devletimiz 2023 hedeflerinin bir sonraki safhası olan Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirdikçe, Allah izniyle ayyıldızlı bayrağımızın yükselişi hep sürecektir. Siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik başarılarımızla dostlarımıza güven, düşmanlarımıza korku vermeye devam ettikçe, önümüzdeki sisler giderek dağılacaktır.

Velhasıl biz istiklalimizden ve istikbalimizden taviz vermedikçe, kimse kutlu yürüyüşümüzün önüne geçemeyecektir. Geçmişte, emperyalistlerin birer aracı olarak başımıza musallat edilen vesayet güçleriyle, darbecilerle, terör örgütleriyle, siyasi ve sosyal mühendislik projeleriyle çok vakit, çok enerji, çok insan kaybettik.

Artık bu numaralara karnımız tok olduğu gibi, böyle ağır faturalar ödemeye niyetimiz de yok. Ülkemizi kendi iç mücadeleleriyle meşgul ederek, tarihi mirasından ve sahip olması gereken imkânlardan mahrum edenlerle yollarımızı ayıralı çok oldu. Her fırsatta tekrarladığımız, 'tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan' düsturumuzun anlamı işte budur.