ENES BABACAN / ÖZEL HABER
Türkiye ile Irak arasındaki Başika Kampı gerilimini gazetemize değerlendiren Ortadoğu Uzmanı Dr. Abdullah Manaz, "ABD'nin 1990 Körfez Harekatları ile başlayan Ortadoğu'yu işgal projesinin en temel hedefi, Musul'dan Akdeniz'e ulaşan bir Koridor kurmaktı. ABD bu planları İngiltere ve İsrail gibi stratejik müttefikleri ile yaptığı için, bu Koridor için her türlü ihanet ve işbirliğine açık olan bazı aşiretler de vardı. Dolayısıyla ABD, 1990 yılından önce Kuzey Irak Kürt Federasyonu sınırlarını BM Güvenli Bölge sınırı yaptı. ABD 2003 yılında uydurma bahanelerle Irak'ı işgal ettiği zaman, ilk olarak Kuzey Kürt Federasyonu etkinlik alanını Akdeniz'e doğru uzatmak istedi. Bu amaçla, 250 bin kişilik Türkmen kasabası Telafer'i işgal etti. Ancak Türkiye'nin tepkileri üzerine geri çekildi. PKK ile anlaştı ve o yıllardan itibaren bu bölgedeki PKK'lı teröristleri ve ABD'ye hizmet eden bazı Arapları Türkmenlerin üzerine saldı. PYD bu bölgede Etnik Temizlik uygulayarak, çoğunluğu Şii olan Türkmenleri güneye göç ettirdi. Sincar ve Telafer bölgelerine el koydu. Türkiye o yıllardan itibaren bu bölgedeki Türkmenlerin haklarını ve Telafer bölgesini iyi takip etti. Irak'ın toprak bütünlüğü ve yerinden edilen Türkmenlerin yurtlarına dönmesi için mücadele etti. Başika Kampı işte bu amaçla vardır" dedi.
KÜRDİSTAN KORİDORUNU ENGELLEDİK
ABD'nin Irak Komutanı Yarbay John Dorrian'ın, "TSK Başika Kampında illegal bulunuyor" açıklamasını yorumlayan Manaz, "ABD ve stratejik ortaklarının, Sovyetlerin çöküşünden itibaren planladığı Kürdistan ve Akdeniz Koridoru'na karşı en büyük engel Türkiye'dir. Bu yüzden bir yandan, Irak Parlamentosu'nda para ila satın alınan milletvekillerini ve Şii Irak Hükümeti'ni kışkırtıyor, bir yandan da PYD'yi bu bölgeye iyice tahkim etmek istiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin, sadece Akdeniz koridorunu engellemekle kalmadığını, aynı zamanda ABD'nin müttefiki terör gruplarını da hedef alacağını belirttiğine dikkat çeken Manaz, "Bu yüzden, ABD'nin son yapabileceği, Türkiye'yi Irak'ta işgalci olarak suçlamaktı. Türkiye bölgeye sınır komşusu. ABD, bütün dünyanın gözü önünde Irak'ı işgal eden ve hala da bölge de işgalini sürdüren baş ülke" dedi.
BUNDAN SONRASI KOLAY
TSK'nın Fırat Kalkanı harekatı kapsamında terör örgütü DAEŞ'in elinde bulunan Dabik kasabası operasyonun önemine değinen Manaz, "Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu, Akdeniz Kürt Koridoru üzerindeki ikinci önemli Türkmen bölgesini teröristlerden temizlemek içindir. Esasen AynelArap ve TelAbyad gibi bölgeler de PYD'nin yerleşim alanı değildir. PYD'nin bütün bu bölgede etnik temizlik uyguladığı herkes tarafından bilinmektedir. Türk Özel Kuvvetleri ve Muhalifler, DAEŞ'e karşı değişik askeri taktikler uygulamaktadır. Bu harekata Hilal Harekatı veya Boğma Harekatı da denilebilir. Dabık'ın alınması, Kuzey Batı'daki DAEŞ alanlarının da kısa zamanda temizlenmesine yol açacaktır. Sonraki hedef ise herkesin bildiği gibi El Bab kentidir" tespitinde bulundu.
"Ortadoğu'daki gerçek savaş Türkiye ile ABD ve işbirlikçileri arasında yaşanıyor" diyen Manaz şöyle devam etti; "Nitekim FETÖ Terör Örgütü de bu ihanet şebekelerinden biridir. 15 Temmuz sonrası, Terör temizliği daha da hızlanmıştır. Türkiye, üzerinde oynanan çok büyük oyunları boşa çıkarmıştır. Dolayısıyla bundan sonrasının daha kolay olacağı kanaatindeyim" şeklinde konuştu.