Başıboş köpek meselesinde rant pastası var!

Erzurum Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu, "Başıboş sorununa çözüm üretilemediği takdirde inanılmaz bir boyuta ulaşacak köpek popülasyonumuz olur. Beraberinde kuduz, korkunç bir boyuta evrilir. Beraberinde köpekten bulaşan hastalıklar ile her birimiz muhatap oluruz. Bu düşünmesi bile korkunç bir durum" diye konuştu.

RÖPORTAJ: FATMA GÜLŞEN KOÇAK

Erzurum Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilüfer Sabuncuoğlu ile Türkiye gündemini meşgul etmeye devam eden başıboş köpek tartışmalarını, konuyla ilgili yasayı ve sorunun çözüm yollarını konuştuk.

Sokak hayvanları yasasıyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Yapılabilecek en iyi yasa. Normalde diğer ülkeler, medeni ülkeler sahiplendirilmeyen hayvanların uyutulmasını esas alan bir yasa yaparlar ve bu şekilde sıfır başıboş köpek politikası sağlarlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti barındırmayı esas alan bir yasa yapıyor. Barındırma, sağlık şartlarını göz önüne almak demek. Barındıracağınız hayvanların kesinlikle sağlıklı olması gerekiyor. Dolayısıyla bazı karantina ve biyogüvenlik önlemleri de beraberinde gelecek.

Uygulanması nasıl olur?

Son derece ideal bir yasa, inşallah başarı ile uygulanacak.

BATIDA SIFIR BAŞIBOŞ KÖPEK POLİTİKASI VAR!

Batı bu meseleyi nasıl çözmüş?

Batı dediğimiz kuduzdan ari ülkeler ve Avrupa ülkeleri, Amerika, Güney Amerika gibi birçok ülke kuduzdan ari bölgeler ve dolayısıyla sıfır başıboş köpek politikası uyguluyorlar. Diyeyim ki bir köpek başıboş kaldı; sahibi öldü veya küçük bir yerde birkaç köpeğin kısa bir sürede sayısı arttı ve başıboşluk var. Hemen o köpekler alınıyor ve sahiplendirme ilanına çıkılıyor. Sahiplendirilemezse uyutuluyor. Batı'daki çözüm yolu, medeni ülkelerdeki çözüm yolu böyle.

RANT PASTASI VAR

Türkiye’de Başıboş köpekler konusunda bazı kesimlerle uzlaşılamamasının sebepleri nelerdir?

Neden uzlaşamıyoruz? Çünkü bu olayı siyasi bir olay olarak değerlendiriyoruz. Politik bir olay bu. Bir halk sağlığı sorunudur, güvenlik sorunudur. Ve bunu siyaset üstü tutmak gerekir. Bu anlamda anlaşamıyoruz. Siyasi olarak hayvansever dernekler tarafından anlaşılamamasının sebebi de rant paydaşı olmaları. Rant paydaşı MASAK raporlarına göre birçok farklı bileşen var. Dört ayağı olan bir rant pastası var. Bununla ilgili bir sokakta kalsın, kısırlaştırılsın, yerinde yaşatılsın mantığının devam etmesini isteyen gruplar var. Onların da rantla ilgili endişeleri olabilir.

PAGAN ANLAYIŞLARI VAR!

Bu konuda rant elde etmeyen ama meseleye müdahil olanlar da var. Bunların radikal şekilde savunma sebebi nedir pekiyi? Pagan anlayışlara mı sahipler?

Bir başka sebep de insanların pagan bakış açısına sahip olması. Bazı insanların, çok az sayıda tabii, bu bahsettiklerimiz marjinal insanlar. Pagan anlayışları var ve tıpkı Hindistan'da köpek kutsaldır ve barınaklara tıklamaz gibi bir anlayışla yaklaşıyorlar. Barınaklara köpekleri layık görmüyorlar. Dünyada bütün hayvanlar, bütün evcil hayvanlar barınakta ve sahipli bir şekilde yaşarlar. Evcil hayvanın evi olmak zorundadır. Evine de barınak denir. Barınakta yaşamak. Barınak bir hayvanın evidir. Ama bazı pagan bakış açısı köpeklerin sokakta başıboş, özgür bir şekilde dolaşmasını istiyor. Bir sebep de bu. Onları normal hayvan gibi görmüyorlar. Diğer hayvanlarla eşit bulmuyorlar. Zaten insanla eşit yaşam hakkı talepleri var köpekler için. Dolayısıyla köpeklerin başıboş bir şekilde milyonlarcasının sokaklarda dolaşmasını tercih ediyorlar.

ÇÖZÜM OLMAZSA KORKUNÇ BİR BOYUTA EVRİLİR

Sokak köpeklerinin üreme hızları baz alındığında ve bir çözüm üretilemediğinde yıllar sonra nasıl bir sonuçla karşı karşıya kalırız?

Üstel bir matematiksel fonksiyonla ürüyorlar. Popülasyon büyüklüğü çok hızlı bir şekilde artıyor. Bununla zaten kısırlaştırarak baş etmek mümkün değil. Hiçbir şey yapmadan saldığımız zaman, zaten çok kısa bir süre içerisinde, şu anda mesela Hindistan'da 60 milyon, 40 ila 60 milyon arası köpekten bahsediliyor. Aynı şekilde inanılmaz bir boyuta ulaşacak köpek popülasyonumuz olur. Beraberinde kuduz, korkunç bir boyuta evrilir. Beraberinde köpekten bulaşan hastalıklar ile her birimiz muhatap oluruz. Bu düşünmesi bile korkunç bir durum.

İNSANLIK DIŞI TAVIR!

Bazı siyasilerin sokak köpekleri tarafından evlatları öldürülmüş ailelere karşı komisyonda gösterdiği tavrı nasıl yorumluyorsunuz?

Bazı siyasilerin çocukları ölmüş ailelere karşı veya zarar görmüş, nineleri ölmüş ailelere karşı veya ısırılmış, parçalanmış, bedel ödemiş ailelere karşı tavırlarını inanılmaz buluyorum. Bunları insanlık dışı buluyorum.

FİLİSTİN’E DUYARSIZLAR!

Köpeklere şefkat abidesi kesilenler Gazze’de canice öldürülenlere canlara karşı neden sessizler acaba?

Filistin'e karşı da Filistin'de şehit olan insanlarımıza karşı da aynı benzer duyarsızlıklarını fark ediyorum. Onlar için köpek kıymetli bir tür, insan kıymetli bir tür değil demek ki, o yüzden bu şekilde, tamamıyla bu şekilde bakan siyasi partileri de görmemeye çalışıyorum. Bu konuyla ilgili bu şekilde yaklaşan siyasi partileri görmemeye çalışıyorum.

EVCİL HAYVAN BAŞIBOŞ OLMAZ

Sizin bir bilim insanı olarak konuyla ilgili çözüm öneriniz nedir?

Bizde köpeklerin koca erişkin insanlar, hatta veteriner hekimler, bazı veteriner hekimler, tabii çok azınlıklar ama bazı siyasiler, köpeklerin yaşam alanlarının sokaklar olduğunu, bir evcil hayvanın yaşam alanının sokak olmadığını ifade ederler. En temel önerme budur. Bilimin temelidir. Temel biyolojinin, evcilleştirme tarihinin en temel gerçeklerinden birisi budur. Evcil hayvan başıboş olmaz, barınakta yaşar, tamamıyla insan kontrolü altında yaşar ve sonuna kadar insana muhtaçtır. En temel önerme budur.

VARLIKLARI SOKAKTAKİ KÖPEKLERİN VARLIĞINA BAĞLI

Başıboş köpek savunucularının istedikleri olmazsa ülkeyi kaosa sürüklemek gibi provakatif açıklamaları hakkında ne dersiniz? Mesele sadece hayvanseverlik mi yoksa hayvanseverlik görüntüsü altında başka şeyler mi amaçlanmaktadır?

Örgütlü tepki gösterenler, genellikle belediyelere kendini yerel hayvan koruma gönüllüsü olarak tanıtan ve bu şekilde bir görev edinen, eski yasada böyle bir görev var çünkü böyle görev tanımı var. Başka bir işi olmayan, köpeklere belediyeden yemi teslim alıp o yemi dağıtmakla görevli olan insanlar veya dernek üyeleri, hayvan sever olduğunu ifade eden dernek üyeleri sosyal medyada çok aktifler ve köpek dediğiniz zaman bile size saldırıyorlar. Köpeklere çocuk demenizi bekliyorlar çünkü kendileri o şekilde ifade ediyorlar. Yani onlar için çocukların veya insanların, milletin zarar görmesinin önemi yok. Köpeklerin sokakta varlığının sürmesinin bir anlamı var, çünkü kendi varlıkları da köpeklerin sokaktaki varlığına bağlı.

Başıboş köpek savunucuları parçalanan bedenlere ısırılan insanlara kuduz teşhisi konulan mağdurları görmüyorlar mı?

Öncelikle hiç reaksiyon göstermiyorlar. Mümkünse insanımızın başına bir iş geldiği zaman, ki günde 1200 kez yaklaşık ısırılma yaşıyor insanlar, bununla ilgili hiçbir açıklamaları yok. Köpekle beraber sokakta yaşıyorsanız bunlar makul kayıplardır, makul durumlardır.

Başıboş köpek savunucularının argümanları nelerdir?

İşte köpeği görürseniz ağaç olun, cenin olun gibi afaki çözümler üretiyorlar. Köpekle beraber yaşamayı dayatıyorlar insanlara. Ve bunu yaklaşık 90'lı yıllardan beri, yaklaşık 30 seneden fazla bir dönemdir yapıyorlar aslında. Çocukların ölümünü de birkaç ölüm diye küçümsüyorlar. İşte 5-10 çocuk öldü diye sokaktan milyonlarca köpeği niye toplayacaksınız gibi argümanlarla ifade ediyorlar.

HERKESE SALDIRIYORLAR

Başıboş köpekler konusundaki görüşleriniz nedeniyle size yönelik örgütlü tepkiler gösteriliyor mu?

Onların sistemli örgütlü saldırısına, Cumhurbaşkanımızdan tutun, ben sokakta köpek istemiyorum diyen vatandaşımıza kadar herkese bir saldırıları var zaten. Elbette bizlere de var. Köpek severlerin insanlarla ilgili tehditleri Türkiye Cumhuriyeti için hiçbir şey ifade etmez. Yani insanlarımıza nasıl hayvanlarımıza zarar veriyorsunuz, insanlara da zarar verirsiniz tehditleri var. Türkiye Cumhuriyeti’nin halkı, milletimiz, sokakta köpeklerin varlığından rahatsızdır ve bunu zaten siyasi partilerimiz de çeşitli platformlarda söylüyor.

Cumhurbaşkanımız defalarca bu durumu dile getirdi. Bu bir can güvenliği meselesidir, bu bir halk sağlığı meselesidir. Sokaklar, caddeler, insanlar içindir, evcil hayvanlar için değildir. Barınaklarda yaşamalarını sağlamak, kısırlaştırmaları yapıldıktan sonra barınaklarda yaşamalarını sağlamak yeterlidir. Barınaklardan sahiplendirilmesi esasına dayalı, medeni bir ülkenin yapacağı yöntem de budur. Medeni ülkelerde, köpeklerin başıboş gezmesine müsaade edilmez. Biz de bu şekilde medeni bir ülke olma yolunda gereken adımları atacağız. Dolayısıyla bu tehditlere karşı da kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz.

Son olarak konuyla ilgili siyasilere tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

Medeni ülkelerde artık sahiplenme, başıboşun sahiplenmesi, sahibi ölmüş bir köpeğin yeniden sahiplendirilmesi o kadar hızlı ve kolayca oluyor ki ötenazi yapacak hayvan bile kalmıyor artık. O yüzden ötenazi yasada yazıyor ama çoğu ülkede buna gerek kalmıyor bile. Sahiplendirmeyle, yeniden sahiplendirmeyle başıboşluk sorununun üstesinden geliyorlar. Ama şu ana kadar böyle olmadı. Amerika'da çok fazla terk edilme var. Orada da her yıl yüz binlerce köpek uyutuluyor.

Yasa da bunu önermiyor mu zaten?

Evet. Yasada da bunu önermektedir aslında. Barındırma yasasıdır bu yasa. Avrupa Birliği ülkeleri veya Avrupa ülkeleri, Amerika, Kanada veya medeni diğer ülkeler gibi uyutulması yasası, sahiplendirilmeyenlerin uyutulması yasası değildir. Sağlıklı hayvanların barındırılmasını esas alan bir yasadır. Dolayısıyla söylediğim şekilde ekonomik açıdan da doğru işler yapılırsa hem maliyetleri minimize eder hem millete külfet olmaz hem de hayvanlar bir yuva sahibi olur, bir çatı altında stresten uzak bir şekilde yaşama imkânı olur.

En basit şekilde şunu da söyleyeyim; minimal harcamalarla, yani çok az harcamayla, belediyelerin mama satın alıp sokaklara dökmesi gibi mantıksız bir çözümdense, kurum yemek artıklarının barınaklara verilmesi. Çünkü hayvanların yemesi gereken yem, zaten artan yemeklerdir. Bu şekilde barınaklarda yedirilmesi sağlanabilir. Ama asıl yapılması gereken bu karantina ve biyogüvenlik kurallarına, barınakların da uyulması. Bu şekilde köpeklerin de sağlıklı yaşaması ve toplum sağlığını tehdit etmemesi sağlanabilir.