Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yıldırım, 15 Temmuz gecesi, FETÖ'nün darbe girişimi hakkında kendisine haber verilmemesine ilişkin, "Ben bunu Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı'na sordum, 'Bu nasıl olur?' dedim. 'Başbakan'ın haberi yok, Cumhurbaşkanı'nın haberi yok. Tamam Genelkurmay Başkanı'nın bilgisi olması gayet doğal ama aynı zamanda Başbakan'a da söylemeniz gerekir. Çünkü, siz Başbakan'a karşı sorumlusunuz, bağlısınız.' Ama bunun cevabını veremedi, herhangi bir şey de söyleyemedi. Doğrusu bu." dedi.
"Bilgiye sahip olmazsanız başınıza gelecek olaylara tedbir alamazsınız, almakta geç kalırsınız." diyen Yıldırım, "Bizim 15 Temmuz'da yaşadığımızın izahı, özeti budur. Eğer yeterli istihbarat alınabilseydi, o istihbarat vakitlice elde olabilseydi, belki de bu mesele bu noktaya gelmeyebilirdi." şeklinde konuştu.
"Keşke kendileri gelseydi"Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"ne liderleri davetine ilişkin de "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı katılmayacak ama bir heyet gönderecek. MHP'den de bugün, bu akşam cevap geleceğini düşünüyor. Değerlendirmem şu, keşke kendileri gelseydi, yani parti başkanları gelse, orada vatandaşlara hitap etselerdi çok daha güzel bir birlik, beraberlik görüntüsü olurdu ama en azından temsilci göndermeleri, partilerinden, o da bir anlamda birliğe, beraberliğe verdikleri önemi gösterir diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Haklı ile haksızı mutlaka birbirinden ayırt etmemiz lazım"20 binin üzerinde öğretmenin açığa alındığını belirten Yıldırım, "Dolayısıyla ders sezonu da geliyor, okullar açılacak, öğretmen ihtiyacı var. Bu yüzden 15 bin öğretmen alınması konusunda Bakanlar Kurulu'nda bir karar aldık ve Milli Eğitim Bakanına gereğini yapması talimatını verdik." diye konuştu.
Yıldırım, şu açıklamalarda bulundu:
"Biz bir ölçü koyduk. Ölçüler belli. Doğrudan bunlarla teması olan, hatta temasları devam eden, 17-25 Aralık'tan sonra finansal desteğe katkı sağlayan, şu anda bu yapının derneklerinde, partilerinde aktif görev alan bütün bu insanların hepsi zanlı olarak toplanıyor. Daha sonra 'Bu işle benim alakam yok' diyenler, itirazlarını yaptıkları zaman bunları gözden geçireceğiz. Hakikaten ikna edici bir delil ortaya çıkarsa o zaman bunlar diğer zanlılardan ayrılacak. Bu konuda işimizin kolay olmadığını söylemek isterim ama biz bir hukuk devletiyiz. Haklı ile haksızı mutlaka birbirinden ayırt etmemiz lazım."
"Sınavlarını incelemek lazım"2010 KPSS'nin Genel Yetenek-Genel Kültür oturumunun iptaline ilişkin de değerlendirmede bulunan Yıldırım, "Burada bir yargı kararı var, yargı kararı da o mağdurlar tarafından açılan dava, 'buradaki sorular çalındı' diye. Neyse mahkemeler işte bu kadar sürmüştü, 2010, geldik 2016'ya, bunlar memuriyete girmiş toplam 86 bin kişi. Bunlar şimdi iptal olunca, bunun anlamı nedir, 86 bin kişi çıkarılacak demektir, başka bir tedbir olmasa çıkarılacak. Yani 'Mahkeme karar vermiş ama aradan şu kadar sene geçti biz bir şey yapamayız' deme şansımız yok. Ya bir yasa düzenleyeceğiz bu mahkeme kararını etkisiz hale getireceğiz ya da mahkeme kararını uygulayacağız, 86 bin kişinin iş akdini feshedeceğiz." dedi.
Yıldırım, şöyle konuştu:
"Burada şunu da yapmamızın daha doğru olacağını düşünüyorum, ben Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza da bunu söyledim, şunu yapmak daha doğru, bunların sınavlarını incelemek lazım, yani bu kadarın tamamı mı acaba soruları aldı, yoksa bunların içinde FETÖ terör örgütünün hedef kitle olarak gördüğü belirli bir grup mu? Onlar belli olur. O geriye yönelik sınav sonuçlarına bakılır, orada bu işin failleri kimse onlar ortaya çıkarılır, diğerleri bu işten muaf tutulur."