'Başbakan olmasaydı hapiste ölecekti'

Dün bir haber kanalının canlı yayınına katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Erdoğan'ın başbakan seçildiği yıllarla ilgili çarpıcı iddialar ortaya attı.

Soylu dün akşam TGRT Haber'deki "Türkiye'den Dünya'dan" adlı programa konuk oldu. Birilerinin Türkiye'nin uzun soluklu istikrarını istemediklerini savunan Soylu, geçmişten örnekler vererek şuiddialarda bulundu.. "BAŞBAKAN OLMASAYDI, ERBAKANHAPİSTE ÖLECEKTİ"

"Daha 2002'de Recep Tayyip Erdoğan'ı kötürüm bırakmak istediler" diyen Soylu, "Buülkenin Başbakanı, 2002'de seçim kazanmasına rağmen, hukuk müsaade etmediği için 'başbakan' olamadı. Bir inancı olan Necmettin Erbakan'ın da partisini kapattılar, sonra siyasi hayatını tasfiye etmeye çalıştılar. Yani Başbakan Erdoğan olmasaydı, belki de Erbakan Hoca, cezaevinde hayatını kaybedecekti. Turgut Özal'ı da haksız iddialarla itham ettiler. Adnan Menderes'i de Yassıada'da bir çete sorguladı. Yani bugün Yargı bağımsızdır, hukuk da milli iradedir diyenlere, bunlar bir cevaptır. Menderes'in üzerinden çıkan bir cımbız ve bir şişe... Yani suçu bu kadar! Burada liderlerin üzerinden hem milli iradeyi sakatlamaya çalışıyorlar, hem sandığı itibarsızlaştırıyorlar, hem de ülkenin en önemli gücü, en büyük dayanağı, bütün hareketliliği sağlayan bu millete 'sen adımlarına dikkat et' diyorlar" ifadelerini kullandı.

"BÜYÜMEMİZ BİRİLERİNİ RAHATSIZ EDİYOR"

Süleyman Soylu, AK Parti olarak yaptıklarını anlatırken, "Türkiye'nin cumhuriyet tarihi boyunca aldığı doğrudan uluslararası yatırım miktarı 14.5 milyar Dolar. Bizim zamanındaki yatırımların vardığı rakam ise 132 milyar dolara yükselmiş... Bu güvenilir bir Türkiye'yi gösteriyor. Üçüncü Boğaz Köprüsü, Kanal İstanbul ve 150 milyon yolcu kapasiteli havaalanı ve nükleer santral yapıyoruz. Bugün 780 milyar dolarlık bir gayrisafi hasılamız var. Biz yaklaşık 2 trilyona ulaşmayı hedefliyoruz. 17 Aralık Operasyonu ile bunların önüne geçmek istediler. Eskiden iç denizlerdeydik, bugün okyanuslara açıldık. Şimdi Türkiye, okyanuslarda büyük devletlerle rekabet edebilen, yarın bütün dünya düzeninde ve bütün dünya düzeyinde, bu yeni sürecin içerisinde varlığını herkesin kabul ettiği bir ülke konumuna geliyor. Bu da birilerini rahatsız ediyor" dedi.

"TÜRKİYE'NİN BÖLGEDEKİ GÜCÜNÜ HEDEF ALIYORLAR"

Avrupa'nın birçok ülkesinde ekonomik kriz olduğun hatırlatan Soylu, "Kamu yatırımlarını kısıyorlar, emekli maaşlarını kısıyorlar, kamuda çalışanları çıkarıyorlar, üniversitelerin öğrenci harçlarını yükseltiyorlar, öğrenci kredilerini düşürüyorlar, mali idaresi yatırımlarını azaltıyorlar; yani kemer sıkma dediğimiz politikayı uyguluyorlar. Oysa biz refah ve müreffeh içinde yaşıyoruz. 300 yıl sonra Türkiye, bu günleri 'dönüşüm ve gelişim yılları' olarak hatırlayacaktır. Yapılmak istenen tek şey var; o da buna engel olabilmek. Türkiye'nin bu coğrafyada ve dünyada, kendi topraklarında ve etrafındaki ülkelerle oluşturabileceği muazeneyi, dengeyi ortadan kaldırmaya yönelik hamleyi gerçekleştiriyorlar" diye milletin dikkatini çekti.

"MİLLET AK PARTİ'Yİ KORUMA ALTINA ALMIŞTIR"

Soylu, Mayıs 2013'ün Türkiye'nin en parlak dönemi olduğunun altını çizerek, "IMF'ye borcumuzu ödemişiz, 136 milyar Dolar'a çıkmış rezervimiz, 5 milyar Dolar da üste IMF'ye para vermişiz. Bu ülkede 1 yıldan beridir, ki bizim risk primimiz düşüren en önemli ölçüden bir tanesidir, ailelerimiz şehit acısı duymuyorlar. Terörden dolayı evlerde şehit acısı yok. Yeni dünyanın merkezine yönelik önemli ve stratejik bir havaalanı, nükleer santraller, star rafinerisi, köprüler yapılırken, Marmaray açılacakken, birden gezi olayları patlıyor. O günkü faiz 4,61 bugün 10.25. Buradan kim kazandı? Gezi olaylarını yapanlar mı kazandı? O günkü AK Parti oyu yüzde 50, bugün de yüzde 50. Biz kaybetmemişiz. Hukukta bir kavram var; özün önceliği diye... Siz bir meseleyi ortaya koyabilirsiniz; ama sonuç yanlış olabilir. Oradaki niyetinizin ne olduğuna bakar hukuk vicdanı... Burada millet, AK Parti'ye özün önceliği kavramını uygulamıştır, güveniyor. Halk, 17 Aralık'ta, tam olarak 'darbe' diyebileceğimiz girişimde, AK Parti'yi oylarıyla koruma altına almıştır" şeklinde konuştu.

"SANDIK VE HALK İLİŞKİSİ METAFİZİKTİR"

"İstikrarı hazmedemeyenler, istikrarı ortadan kaldırmaya çalışıyor" diyen Süleyman Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

"Ancak hesap edemedikleri bir şey var. Bu yaşadığımız günleri mekanik olarak değerlendiriyorlar. Yani ben yolda yürüyen arabanın lastiğine bir çivi saplarsam onu durdurabilirim. Veya 5000 metre'lik yarışta, son 750 metre kala atlete çelme atarsam yarışı kazanabilirim diye düşünüyorlar. Fakat siyaset ve sandıkla vatandaş arasındaki ilişki mekanik değil; metafizik ilişkidir. Onun için 1983 yılının 5 Kasım gecesi Kenan Evren Paşa, televizyona çıkıp 'Bu adamlara oy vermeyin, Turgut Sualp'i destekleyin' demesine rağmen halk, Turgut Özal'dan yana tercihini kullanmıştı. Bu metafizik bir ilişkidir. Bizim feraset dediğimiz, milletin ön görü kabiliyeti, gönlü dediğimiz, hissetti dediğimiz, kendisi için kim daha iyi mücadele edecek, kim neyi daha iyi ortaya koyacak, kim kendisiyle beraber olacak, kim onu satmayacak dediğimiz bir anlayıştır. Bu milletin sandıkla olan ilişkisi tamamen metafiziktir. Öyle siyaset mühendislikleri ile gerçekleşemez."