Barışa benzin dökmek

Barış sürecinin başarıya ulaşması için çaba gösterilirken ne acı gerçektir ki, sürece gölge düşürecek görüntüler oluştu. Birdenbire ülkenin birçok yerinde güya birkaç ağacın kesilmemesi için olaylar çıkarıldı, pusuda bekleyen karanlık güçler devreye girdiu2026

Abdulkadir İkbal

Otuz yıldır PKK ile devam eden silahlı mücadele, Hükümet'in risk alması, İmralı, Kandil ve BDP'nin devreye girmesi ile barış sürecine dönüştü. Bu sürecin dikkatle takip edilmesi ve başarıya ulaşması için çaba gösterilirken ne acı gerçektir ki, barış sürecine gölge düşürecek görüntüler oluştu. Bu büyük siyasi hareketi yok sayarak birdenbire ülkenin birçok yerinde güya birkaç ağacın kesilmemesi için yapılan gösteriler ve hatta ölümle sonuçlanan olaylar açıkça gösteriyor ki, pusuda bekleyen karanlık güçler devreye girmiştir.

Ülkenin her yanında bir kaos ortamının meydana gelmesine zemin hazırlamak için çaba göstermeleri herkesin dikkate alması gereken bir husustur. Barışın ülkeye getireceği huzur ve güveni istemeyenler, taksim alanını siyasi mayınlarla adeta döşediler.

Taksim meydanındaki olayların bağlantılarının hem batılı ülkeler, hatta Amerika ve İsrail'e kadar uzanması açıkça gösteriyor ki: Türkiye ile İmralı ve BDP arasındaki barış sürecini baltalamak için ortaya konulan bu fiili durumla son derece ilintilidir. Ancak bu senaryonun çok yönlü, ülkenin altını oymak isteyen iç ve dış mihrakların, bazı basit bahaneleri büyüterek iktidar kanadının söylem ve eylemlerini dikkatle takip edip aleyhte kullanacakları delilleri güçlü bir organize ile, bir çok kesimleri ayaklandıracak kadar meydana çıkmaları hafife alınacak bir husus değildir.

Hükümet kanadının bazı sert açıklamaları elbette tartışılır ve eleştirilebilir.

Ancak gezi parkı ile ilgili olayların zincirleme olarak bir birini takip etmesi, gündemi tamamen başka bir alana taşımış, asıl hedef ise İktidarı iktidarsızlaştırmak için bazı yerlerin işgal edilmesi, hareketin farklı bir siyasi alana kaydırılıp, böyle bir senaryonun başarıya ulaşması imkansız olduğu halde, yine de böyle bir yöntemi deneyerek güya başarılı olacaklarını zannediyorlar.

Bu kadar zarar ve ziyan bu kadar tedirginlik birkaç ağaç için olabilir mi? Her zaman olduğu gibi bazı yolları, alanları hatta meskenle ilgili çalışmalar için ağaçlar kesilmiş ve kesilmektedir. Eğer hiçbir ağaca dokunulmadığı takdirde ne yerleşim alanları ve nede yollarla ilgili hiçbir çalışma yapılamaz. Ancak kesilen ağaçların yerine başka yerlere daha çok ağaç dikerek, bu olumsuzluğu telafi etme imkanı her zaman vardır.

Bazıları içkinin birçok alanda satılmasına sınır getirilmesi tam olarak seslendirmeseler de, bazı üniversite hocaları ve örgütler, gençlerin yaşam biçimine müdahale edildiği gerekçesini ileri sürerek sinsi bir çalışma yaptılar. Gençlerin bu damarından girmek suretiyle bir ayaklanma yapmak üzere gayret sarf ettiler. İçkiyle ilgili alınan kararın laikliğe karşı yapılmış bir çalışma olduğunu savundular. Yaşam tarzına müdahale edilmenin ötesinde içkiyle ilgili alan kısıtlamalarının dini referansa dayalı olduğunu ileri sürdüler. Laikçilere göre din tamamen hayattan çıkarılmalı, beşeri anlayış hayata hakim kılınmalı.

Şayet Türkiye PKK ile olan çatışmayı bitirirse ki öyle görünüyor, içerde huzur ve güven, dışarıda da itibar kazanacağı şüphesizdir. Her yıl milyarlarca dolar bütçede kalacak, gerek askerlerin ve gerekse PKK'lilerin anası ağlamayacak, barışın getireceği huzur ortamı geçmişin hasarlarını, zamanla onaracaktır.

Türkiye'nin huzur ve güven ortamını yakalaması birçoklarını rahatsız etmiştir. Birinci derece de bu barış ortamının bozulması ve ülkenin huzursuz olduğunun dünyaya gösterilmesi için büyük bir komplo ve senaryonun hazırlanması lazımdır.

Hükümet ise seçimde elde ettiği başarıları devam ettirmesi için halkın bütününü kucaklayan ve insanları rencide edecek söz ve davranışlardan kaçınması elzemdir. Hiç kimseyi dışarı da bırakmayan bir politika başarının sırrı olacaktır. Hükümeti iktidara taşıyan görüş sahiplerinin isteklerini de dikkate almalıdır. Allah (CC), Yüce Peygamberimize hitaben " Ey Muhammed, eğer sen yanındakilere sert davransaydın, birçokları senden yüz çevireceklerdi" mesajı herkes için geçerlidir. Büyük bir mevki ve makam elde edenler bilhassa çok dikkatli olmak zorundadırlar.

Yüce Peygamberimiz (a,s,m.) bazen çocuklarla bile meşveret eder ve onları dinlerdi. Çocukların bile orijinal fikirleri olabilir. En azından onları adam yerine koyma gibi bir anlayış hakim olur.

Hürriyet diye ortaya çıkanlara sormak lazım; hani hürriyet başkasına zarar vermemek esasına dayanıyordu. Haklı olduğunu iddia edenler, hangi hakla başkalarına zarar verme hakkına sahiptirler. Hak haktır, haksızlık ise haksızlıktır.

Hz. Alinin meşhur bir sözü var ; Haklı, haksız eylem ve söylemlerle kendini haksız durumuna düşürmesin..

Taksim meydanındaki olaylar sebebiyle civardaki esnafın çektiği sıkıntı ve çile izah edilemez. Kira bedeli yüksek olan bu yerlerde iş yapamamak iflas demektir. Taksim meydanı civarında meydana gelen olaylar hem kamu mallarına ve hem de orada iş yapanlara acımasız bir darbe vurmuştur.

Başkalarının yıkılışını, kendi emelleri uğruna en vahşi bir şekilde tahrip edenleri görmezlikten gelerek temize çıkarmak isteyen ferasetsiz siyasetçilere ne demeli. Hani siz milletin canını ve malını korumakla kendinizi görevli olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu hususta iktidar kadar muhalefetin de sorumluluğu var.

Bir siyaseti beğenip beğenmemek, ona tepki koymak , yanlışları izah etmenin yeri siyasetçiler için parlamentodur., Amma siyasi acizlik, siyaset dışı yollara bazılarını itmiştir. Meclis kürsüsünde küçülenler bunu ört bas etmek için can havliyle sokağa çıkıp, sokak siyasetiyle bundan bir şey çıkar mı hesabını yapmaları geçmişten beri nükseden bir hastalıktır.

Yıkıp yakanların görüntüleri sizleri aldatmasın. Çünkü yapmak zor, yıkmak kolaydır. Yıkanlar güçlüymüş gibi görünebilirler. Yıkıcılar kuvve-i maneviyemizi bozmasın.

Mesela; Kocaman bir binayı bir çok usta, işçi, malzeme ve büyük masrafla yapabilirsiniz. Amma o binayı yıkmak için çeşitli yerlerine yerleştirilen dinamitle birkaç saniye de yerle bir edebilirsiniz. Yıkıcılık dünyanın en kolay işidir. Bir kibritle kocaman ormanları hatta devasa yerleri bile yakmak mümkündür.

Aklın ve ilmin süzgecinden geçen her anlayış fayda getirir. Hissin öne geçtiği, aklın geride kaldığı bir durumda hak ile batıl, doğru ile yanlış birbirine karışır. Aklın, ilmin ve hakkın süzgecinden geçmeyen hiçbir anlayışın yolu doğruya vasıl olamaz.

Taksimdeki olaylar da esefle ve dehşetle izlediğimiz bir olay var ki insan olan herkesin vicdan muhasebesi yaparak, o bayana karşı işlenin fiili işleyenler birlikte olmaması lazım, bir bayana başörtüsünden dolayı yapılan hakaret ve terbiyesizliğin izahı olabilir mi.. Bu fiili işleyenler insanlıktan nasibini almamakla beraber hayvaniyetin bile gerisinde kalmışlardır.

Taksim meydanı eylemlerinin en büyük hedefi PKK ile çatışmaya son verildiği bir anda, bir iç kargaşa çıkarıp, barış sürecini yerden yere vurmaktır. En çok üzerinde kafa yormamız barış süreci olduğu halde, bu kadar yaşadığımız badireler sanki olmamış gibi koca ülke birkaç ağaca takılıp kalmıştır. Bu çok büyük bir senaryodur. Hükümetin barışla ilgili çalışmaları yerinde saydığı takdirde, Kürtler için iyileştirmelerin akamete uğraması, ülkeyi bu hususta tekrar başa döndürebilir.

Bu devasa mesele masada dururken, nazarları başka tarafa çevirenlerin başka hesapları var. Bu oyunu bozmak için bir an evvel Hükümet değiştirilen köy,kasaba,şehir ve coğrafi isimleri iade ederek Kürtler ve hatta tüm halkımıza rahat bir nefes aldırıp, anayasa çalışmalarını hızlandırarak, ana dilde eğitim ve yerel yapılanmayı güçlendirdiği takdirde, alınacak haklar ülkeye büyük bir rahatlama getirecektir. Kürtlerin öfkesini bir an evvel dindirmek, PKK'nin çekilmesi hiçbir şarta bağlanmasa bile, hükümetin sağlıklı adımları atması güven açsından elzemdir. Kürtler hiçbir talepte bulunmasalar dahi onların eksiğini tamamlamak siyasetin asli görevidir.

Onun için diyoruz ki: Kandilde yanan barış meşalesini söndürmek isteyenleri engelleyip, bu meşaleyi yakmaya devam etmekten asla taviz verilmemelidir. Haydi kalın sağlıcaklau2026