BBC/Türkçe
Financial Times yazarı Dan Dombey, Kürt sorununun çözümüne yönelik müzakere sürecini değerlendirdiği makalesinde olası bir uzlaşmanın Türkiye'yi petrol zengini Kuzey Irak'ta nüfuzunu artırma hedefine yaklaştırabileceğini yazdı.
Dombey yazısında şunları kaydetti: ""Başkan Lyndon Johnson, gücü nerede arayacağını ve nerede bulacağını bilme yeteneği olduğunu söylerdi. Bu hafta muhtemelen gelişmelerin de göstereceği gibi Erdoğan da aynı yeteneğe sahip olduğuna inanıyor. Erdoğan bu hafta Kuzey Avrupa'da ama Türkiye'nin güneyinde tarih harekete geçti. Perşembe günü Leyla Zana binlerce kişinin önünde ateşkes ilanını ve önümüzdeki aylar için bir yol haritasını içeren mesajı okuyacak."
Her şey planlandığı gibi giderse Diyarbakır'ın iç ve dış siyaseti tamamen tersine çevireceğini kaydeden Dombey şöyle yazdı: "Arap devrimleri bölgeyi sarsarken Türkiye'nin jeopolitik konumu değişti.. Bu bağlamda, içeride barışı sağlayıp stratejik bir zafiyetten kurtulmak daha da zorunlu hale geliyor ve eski bir hayal yeniden canlanıyor; Türklerin zengin gaz yataklarının bulunduğu Kuzey Irak topraklarında nüfuzunu artırması. Bu, enerji ihtiyacı sürekli artan Türkiye'nin Rusya'ya yakıt için ayda 2 milyar dolar ödediği bir dönemde Türklerin iştahını kabartan bir hedef. Kürt azınlıkla anlaşmaya varılması bu süreci hızlandırabilir, Kuzey Irak'taki geniş özerkliğin Türkiye'de ayrılıkçı talepleri güçlendirme riskini azaltabilir. Kuzey Irak'taki her iki yabancı işletmeden biri Türklere ait. Fakat ekonomideki karşılıklı bağımlılık daha da ileri gidebilir."
Bağdat'ın itirazlarına ve ABD'nin uyarılarına rağmen Türkiye'nin bölgedeki gaz ve petrol sahalarında daha aktif olmaya çalıştığını kaydeden yazar, şöyle devam ediyor:
"Barış bir başka zayıf noktayı daha ortadan kaldırabilir. Ankara, PKK'yla bağlantılı bir grubun Suriye'nin kuzeyinde güçlü bir varlığı olduğunun farkında. Bu durum Türkiye'yi ana örgütle anlaşmaya daha da iten nedenlerden biri olabilir. İçeriye gelince. Erdoğan Abdullah Öcalan'ın Kürtlerin ana dillerini kullanabilmeleri ve siyasi hakları karşılığında güçlü bir başkanlık sistemi içerecek yeni bir anayasayı kabul ettiğini ima ediyor. Ki bu başkanlık makamına Erdoğan'ın geleceği neredeyse kesin."