Barış için ter dökme zamanı

NİL GÜLSÜM/ANKARA-

Eski milletvekili Ufuk Uras, hükümetin sürdürdüğü müzakere sürecini ve gelinen noktayı Milat'a değerlendirdi. Uras, gelinen noktada mazeret üretmek yerine barış için ter dökmenin gerekliliğini ifade etti.

Yeşiller ve Sol Gelecek Parti Kurucusu Ufuk Uras barışın Türkiye'yi bölmek bir yana daha da bütünleştireceğini ifade etti. Uras, "2013 yılı bir barış hasadı yılı olacaktır. Sorunların demokratik siyaset zemini üzerinden sağlanacak bir mutabakatla çözülmesi Türkiye'ye eşik atlattıracaktır. Sonuç aldıkça kamuoyundaki desteğin daha da artacağını düşünüyorum. Barışın, Türkiye'yi bölmek bir yana daha da bütünleştireceğini düşünüyorum" dedi.

Kandil ve İmralı arasında uyum olmayacağını ifade edenler aslında bunu temenni ediyorlardı diyen Uras, "Murat Karayılan'ın açıklamalarında, Abdullah Öcalan'ın tavrıyla uyumun olduğu çok açıktır. Kandil ve İmralı arasında bir uyumun olmayacağı şeklinde görüş beyan edenlerin bu görüşü de bir varsayım değil temenniydi. Böyle bir durumun olmadığı çok açık bir şekilde görüldü. Öcalan'ın bu konuda belirleyici bir yanı olduğu gibi Kürt toplumunun büyük bir çoğunluğu da hayatın normalleşmesini istiyor" şeklinde konuştu.

Kürtler ve Türkler arasında olumsuz duyguların olduğu şeklinde yapılan analizlerin gerçeği yansıtmadığını belirten Ufuk Uras, "Varlığını çözümsüzlüğe bağlayanlar hep buralardan bir tutamak noktası aradılar ama tam tersine süreç meselenin çözümüne doğru gidiyor. Türkler ve Kürtler arasında olumsuz duyguların olduğuna yönelik analizlerin hiçbir şekilde doğruluğuna inanmıyorum. Bir toplumsal mühendislik yaratılmak isteniyor" ifadelerini kullandı.

Gelinen noktada mazeret üretmek yerine katkı sunmak gerektiğini dile getiren Uras, "Şimdiye kadar yurttaş arasında bir problem yoktu. Yaşanan sıkıntı da siyasi elitler üzerinde vardı. Yurttaşın bu sürece verdiği destek, bunun en önemli kanıtıdır. Mazeret üretmek yerine barış süreciyle ilgili ter dökme zamanıdır. Türkiye'de 'ayrık otlarını gübrelemek' diye bir siyaset var. Ancak bunun toplum nezdinde hiçbir karşılığı bulunmamaktadır. İnsanlar sadece eşit koşullarda bir arada yaşamak istiyorlar" diye konuştu.