ASLAN DEĞİRMENCİ / ANKARA
Suriye'deki son gelişmeler ve Reyhanlı saldırısı sonrası Alevi-Sünni gerilimi peşinde koşanlar şimdi de 3. Köprü üzerinden, milletin hassas duyguları ile oynamaya başladılar.
Her fırsatı değerlendiriyorlar
İstanbul'da Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayacak 3. köprünün öneminden çok adının Yavuz Sultan Selim olacağından yola çıkan bazı yazarlar Alevi ve Sünnileri karşı karşıya getirmek için kalem sallamaya başladılar. Köprü üzerinden yaptıkları yorumlar ile Osmanlı'ya olan düşmanlıkları da deşifre olan bazı isimler ise Osmanlı İmparatorluğu sürecinde yaşanan Alevi katliamlarını gündeme getirdiler. Katliamların baş sorumlusu Yavuz Sultan Selim ilan edildi, "hükümet çatışma istiyor' şeklinde değerlendirmeler yapıldı.
Sosyal savaş
Gerilimden beslenen bazı yapılar ise eş zamanlı sosyal medya üzerinden tarihi tartışmalar başlattı, farklı düşünceler tartışmaların içine çekilerek karşılıklı tehditlerin yaşanmasına neden olundu. Gün boyu karşılıklı küfür, tehdit ve hakaretlerin tavan yaptığı sosyal medya'da, tartışmalara katılanların bilgiden çok mezhepçilik üzerinden değerlendirmeler yapmaları gözden kaçmadı. Reyhanlı saldırısı sonrası sosyal medya'da örgütlenerek katliamın baş sorumlusu olarak gösterilenleri aklama yarışı içerisine giren yapılar ise gün boyu kendileri gibi düşünmeyenleri hedef alan mesajlar attı.
Tehdit ile bir yere varılmaz
Konu hakkında Milat'a değerlendirmelerde bulunan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Selahattin Özel, köprünün adının kendisini de rencide ettiğini ancak buna karşı koymanın yolu küfür, tehdit ve gerilime neden olan çıkışlar olmadığını kaydetti.
Barış bizim imanımız
Türkiye'nin kritik bir süreçten geçtiğinin altını çizen Özel, "Suriye'de yaşanan olaylar sonrasında ısrarla birileri mezhepçilik üzerinden gerilim çıkartmaya çalışıyor. Ülkemizde de buna alet olanlar var. Esed üzerinden bizi eleştirenler bile var. Biz katliam yapan kim varsa kınamaktan geri durmuyoruz. Esed'i de asla savunmuyoruz. Sonra çözüm süreci var. Barış bizim dinimiz, imanımız. Biz kimseye küs değiliz ama küsenlerin barışması için sorumlu davranmalıyız. Çözüm süreci üzerinden de gerilim çıkartılmaya çalışıyor. Ayrıştırıcı ve dışlayıcı konuşmalardan vazgeçilmeli. Biz bu sürece de iyi niyetimizle destek veriyoruz. Artık evrensel değerlerimize sahip çıkmalıyız. Ülkemizde ayrım gözetmeksizin sistemin ötekileştirdiği, tüm kesimlerin kendilerini özgürce ifade edebileceği toplumsal bir barış ortamının sağlanması ertelenemez bir sorumluluktur" dedi.