ALİ AKBEN
BALİ TURİST KAYNIYOR
Bali tamamen turistik bir ada. Halkının yüzde 95 gibi büyük bir kısmi Hindu ve Budist. Müslüman oranı ise sadece yüzde beş. Yol boyu camilere rastlamamız biraz içimizi ferahlattı. Ayrıca Hindu tanrıları ve onlara adanmış çiçek, içecek yiyecekleri ihtiva eden sunaklar ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Yerel havayolu ile Bali'ye yaklaşık iki saatlik bir uçuş ile geliyoruz. Endonezya bir İslam ülkesi Müslüman nüfusun en yoğun olduğu bir ülke. Bali bize böyle olmadığını gösterdi. Tamamen turistik bir ada. Halkının yüzde 95 gibi büyük bir kısmi Hindu ve Budist. Müslüman oranı ise sadece yüzde beş. M.Ö 3000'lerde buralara Hindliler geliyor. Müslümanlar bölgeye pek rağbet etmediklerinden uzun yıllar buralarda yoklar. Denpasar havaalanı zaten şehrin nerede ise içerisinde. Yol boyu camilere rastlamamız biraz içimizi ferahlattı. Aynı zamanda yol boyu nerede ise adım başı ev iş yeri park fark ermiyor Hindu tanrıları ve onlara adanmış onlara ikram edilen çiçek içecek yiyecekleri ihtiva eden sunaklar. İlk göreceğimiz yer Uluwat'a tapınağı ve maymun ormanı. Sarı kuşaklarımızı belimize geçirerek ormanın içine daldık.Her yer maymunlar tarafından sanki işgal edilmiş. Adı üzerinde maymunlar ormanı biz orda yabancı onlar ise yerli. Maymunun hırsızını burada görebilir insan. Maymunların renkli gözlüklere çanta kolye bilezik gibi eşyalara dayanamadığı bilgisi üzerine eşyalarımıza sahip çıkarak ormandaki Hindu tapınağına ulaşıyoruz.
Okyanus'un işsiz manzarası
Uluwata denize sıfır uçurumun hemen kenarında bir tapınak. Tapınaktan güneşin batışı ve okyanusun uçsuz bucaksız manzarası için bile buraya gelinebilir. Tapınaktaki dini ayin veya ateş dansında( Keçak dansı) enstruman olarak sadece insan sesi kullanılıyor. Bazı yerlerde çıkan ses insana gözünü kapasa zikir ediyormuş gibi bir izlenimde veriyor. Yada bana öyle geldi. Hava kararmadan bu maymunların bir şakasına da uğramadan ormanı terk ediyor ve oteller bölgesine deniz üzerine geçen yıl yapılmış 12 km uzunluktaki köprüyü geçerek ulaşıyoruz.
Otelimiz resort bize pak uygun bir yer olmadığını akşamın karanlığında bile anlamamıza rağmen yapacak pek bir şey yok. Akşam yemeği yerine bol bol tropik meyvelerden tercih ettik.İslam ülkesi ama Bali adası çok farklı. Sabahın ilk ışıkları kuş sesleri ile uyandığımızda cennetten bir vaha gibi bir yerde olduğumuzu görerek biraz içimiz ferahlıyor. Akşam loş ışıkta yanılmış olabiliriz. Otelde ilk defa hoşumuza giden mükellef bir kahvaltıyı kaçırmıyoruz.
Bulan Burang heyecanı
Bali'deki ikinci günümüzün programı yüklü hızlı hareket etmek zorundayız. Bali merkezine deniz üzerinden yapılmış muhteşem köprü ile kolayca şehre ulaşıyoruz. İlk durağımız Bulan Burang dans gösterisine katılmak. Mistik bir gösteri. Gösteri sonrası ölü yakma törenlerinin yapıldığı yerleri ibret ve hayretle gözlemliyoruz. Bali turistik bölge olduğundan olsa gerek ölü yakma fiyatlarının el yaktığını anlatıyor rehberimiz. Zenginler özel kokulu sandal ağaçlarında yakılırken fakirler elektrikli fırınlarda yakılıyor. Yakılırken de yoksullarla zenginler arasındaki ayırımcılık devam ediyor. UNESCO onaylı batik işçiliğinin zirve yerinde boyama sanatının inceliklerini gördük. Gümüş el sanatları ve ahşap oymacılık buralarda adeta bir sanata dönüşmüş. Ahşap motosikletleri ve arabaları hatıra olarak aldıktan sonra polis merkezindeki camide öyle namazını cemaatle eda ederek halkla bütünleştik. Buradaki Müslümanlar hallerinden memnun. Etrafta bizi rahatsız eden çok sayıdaki minyatür Hindu tapınak ve sunaklardan da rahatsızlık duymuyorlar.
Minyatir Tapınak
Volkanik bölgeye yolculuk
Öğle namazı sonrası rotamız Kintamani. Volkanik Batur dağı ve krater gölünün olduğu Kintamani'ye iki saatlik otobüs yolculuğu ile ulaşabiliyoruz. 1917 ve 1927 de iki kez yanardağ lav püskürtmüş. Bugünkü toprak örtüsü ve göl son püskürtmeden kalma. Dağları ovaları tepeleri aşarak maceralı başlayan yolculuğumuz tropik yağmurla daha da bir güzel oldu. Volkanik bölge olmasından sanırım toprak buralarda çok verimli. Meyve ağaçları sebze yetiştiriciliği buralarda bir başka. Sanki yetişsen sebze ve meyvalar hormonlu gibi her şey mega. Gezmek görmek ile bu anlaşılır. Kintamani de üşümek. Yada Bali'de üşümek. Hava bir an öyle soğudu ki sera ikliminde üşümeyi de tatmış olduk. Dönüş yolunda yağmura rağmen baharat ve tropik meyve bahçelerine dalıyoruz.Tropik meyvelerle dolu bahçe
Senede dört kez mahsul alınıyor
Bali denince akla gelen kahve karanfil ve tarçın ağaçları yanında diğer tropik ağaçlarını da tanıma fırsatımız oldu. Botanik bahçede ikram edilen değişik aromalarda kahvelerden içtikten sonra pirinç tarlalarının arasından otelimize doğru yol alıyoruz. Bali'de pirinç tarlalarının senede dört kez mahsul verdiğini öğreniyoruz. Bali adasına Endonezya'daki Hindistan diyorlar. Daha önce Hindistan'a gittiğimden dolayı bu ifade bana doğru geldi. Putlar irili ufaklı tapınaklar ve sunaklar insanı başlangıçta biraz sıkıntılandırıyor. Görmeden bu sıkıntıyı anlamak zor. Abartının dozunu siz anlayın. Tur otobüsümüzde sürücü Hindu olduğundan küçük bir tapınak ve sunak var.
Bali havadan da harika
Bali'de ikinci akşamımız daha güzel geçti. Bunda akşam yemeğimizin bir İtalyan restoranda ve damak tadımıza uygun olmasının etkisi olsa gerek. Bali masajını hep duyan meraklı bir hekim olarak akşam bu masajın yapıldığı yeri ziyaret ettim. Yapılan masaja tıp dilinde biz hafif ovma ve direnaj masajı diyoruz .Otelimizde Müslüman bir Endonezyalıdan alışveriş imkanımız da oldu. Bali'de sabah kahvaltısı ile birlikte Jakarta'ya birbuçuk saati aşan uçak yolculuğu ile ulaştık. Uçaktan manzarası güzel.
Jakarta Endonezya'nın başşehri.17 Ağustos 1949 da bağımsızlığını kazandıktan sonra hızla kalkındığını söylüyor yerel rehberimiz. Endonezya turizm petrol denizcilik ve yer altı gibi kaynakları olan zengin ama hala halkı fakir .Halkının yüzde 85 i Müslüman iki milyon kilometre kare toprağı 250 milyon nüfusu olan bir ülke.17 bin adası 300 civarında etnisite ve 200 dilin konuşulduğu enteresan bir ülke.33 eyaleti var. Her eyaletin farklı bir zenginliğinin olduğunu öğreniyoruz. Kiminde altın kiminde doğalgaz kiminde ise denizcilik turizm ormancılık ilerlemiş. Çok dinli çok uluslu çok dilli. Endonezya'ya adalar cenneti diyebiliriz.Jakartada da iklim değişmiyor. Hatta daha da nemli ve çekilmez diyebilirim. Ancak insanları alışık bizim yaşadığımız sıkıntıyı yaşamıyorlar. Havalanından şehre doğru gidebilirsen git. Şehre tüm girişler paralı olmasına rağmen trafik durmuş. Otobüsün içinde istabul'a değil, Kuala Lumpur trafiğine rahmet okuyanlarımız oldu.
Ülkede rüşvet dizboyu
Bandın bölgesinden 10 km uzaklıktaki Kemang bölgesinde Hatay lokantasına ulaşımımız sanırım üç saati buldu. Ama Hatay lokantasında bir hafta aradan sonra damak tadımızı bulmaya ve çaylarımızı yudumlamaya değerdi. Bu benden çok ekibimizdeki dostların görüşü. Lokanta sahibi Behçet bey enteresan bilgiler verdi. Ülkede iki sınıf insan var. Rüşvet ve yolsuzluk diz boyu. Hak hukuk aramak oldukça zor. İnsanları pek güven vermiyor gibi. Endonezya'da yolsuzlukları ve rüşveti önleme teşkilatı olduğunu duyunca acaba doğrumu diye düşündük. Ancak rehberimiz o kadarda olmadığını ve abartı olduğunu söyleyerek içimizi rahatlattı. Başşehrin nüfusu 13 milyon civarında. Jakartada iç içe beş şehir merkezi var. Rehberimiz adının ogust İbrahim olduğunu söyledi. Kişiler doğdukları ay ilk isimleri oluyormuş. Sağlı sollu devlet ve özel sektöre ait modern binaları ve camileri geçerek otelimize geliyoruz. Otel şehir merkezinde.
İlk durak mini Endonezya
Ertesi gün gezimizin de son günü sabah erken yola koyulduk. Malum dünkü trafik kabusu programımızı ancak böyle tamamlayacağımızı düşünerek yola çıktık. İlk durak mini Endonezya. Bizdeki minyatürk gibi. 1972 de Şuharto döneminde yapılmış .Sağda Kuran müzesini gezdik. Mezhepler müzesini gezdik. Mini Endonezya'da Sumatra evi Bali evi değişik krallıklar döneminde yaşanılan mekanları ve etnoğrafya müzesini gezdik. Müslüman ve gayri Müslimlerin oturdukları evler dış süslemelerinden ve korunma şekillerinden belli oluyor. Evlenme taşı bu eski dönemde evlenecek erkeklerin üzerinden atlaması gereken bir yüksek taş. İmtihanı geçemedik ama ilginç geldi bize.
Evlenme Taşı
Gençler bu yüksek taşın üzerinden atladıkları zaman evlenme hakları oluyormuş. Mini Endonezya'da yok yok. Ulaşım müzesi teknoloji müzesi havacılık müzesi orijinal bire bir kral evleri kuş bahçeleri mücevher müzesi ve tüm dinlere ait ibadet yerleri hepsini mini Endonezya'da gezdik gördük. Güzel bir proje .İki milyon kilometre kare ve 17 bin adalı bir ülkeyi başka nasıl gezebilir ki insan?
Kuran Müzesi
Kuran müzesinde değişik tarzda yeni ve eski yazma kuranı kerimler var.Sıra dünyanın en büyük camilerinden biri olan istiklal cami ziyaretimizde. Cami şehir merkezinde 50 bin kişi aynı anda ibadet edebiliyor.Mimari farklı.Monas milli anıtı cami ile bitişik.Geniş bir alanda cami kilise yan yana
İstiklal Camii
.Fethullah meydanında amatör sanatcıların gösterileri ve meydanın işlevi Fas kazablankayı hatırlattı bana.Camiul fena meydanının küçük bir kopyası gibi.Fethullah Meydanı
Kalan zamanımızda biraz alışveriş merkezlerini gezdik.Burada da doğru düzgün ülkemize götürebilecek kalitede bir şey bulamadan dönüş için havaalanının yolunu tuttuk.Yaklaşık 12 saatlik bir yolcuktan sonra güzel istanbulumuza ve taşı toprağı altın memleketimize Rabbimizin izni ile sağ salim olarak döndük ve dostlarımızı da sağ salim bulduk şükür.