Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Darülaceze Başkanlığınca düzenlenen geleneksel iftar programında, Darülaceze sakinleri, gönüllüleri ve personeliyle bir araya geldi.
Burada konuşan Selçuk, iyilik ve merhamet ayı olan ramazanda iftar münasebetiyle Darülaceze çatısı altında bir araya gelmiş olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek, oruç ayının manevi iklimiyle Darülaceze arasındaki derin ve ulvi bağın, bu vesileyle bir kez daha idrak edildiğini belirtti.
Ramazan ayının, inanç dünyasında ve Türk kültüründe çok ayrı ve özel bir yeri olduğunu ifade eden Selçuk, "Bu güzel, mübarek ayla beraber, toplumumuzun bütün kesimlerinde tam anlamıyla bir paylaşım, hayır ve infak seferberliğinin başlatıldığına hep birlikte şahit oluyoruz. Karşılıksız iyilik ve hasenata, muhtaçların yardımına koşmaya, toplumca daha fazla hassasiyet gösteriyor, bundan dolayı da büyük mutluluk duyuyoruz." diye konuştu.
Darülaceze'yi Müslüman coğrafyasındaki inanç ve kültür yapısından soyutlamanın hiçbir şekilde mümkün olmadığının altını çizen Selçuk, Darülaceze'nin hayrın, iyiliğin, merhametin, sevginin kurumlaşmış nitelikteki en güzel birkaç misalinden biri olduğunu, ecdadın emaneti, medeniyetin sembol kurum ve değerleri arasında ilk sıralarda yer aldığını, Türk geleneğindeki "kerim devlet" anlayışının en somut ve bariz ifadelerinden biri olduğunu vurguladı.
"Hayır ve iyilik faaliyetlerini kurumsallaştırmayı misyon edindik"Bakan Selçuk, devletin şefkat elinin, hayır kurumları yoluyla aç ve muhtaç insanlara uzanmasını sağlayanlara minnet borçlu olduklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Darülaceze'yi ülkemize, milletimizin hizmetine kazandıran Abdülhamit Han'ı da bu vesileyle, burada rahmet ve minnetle anıyorum. Dün olduğu gibi bugün de Darülaceze'ye sahip çıkan herkese saygı ve şükranlarımı tekraren ifade etmek istiyorum. Hayır işlerinde yarışan bir millet olduğumuz sürece, birlik ve beraberliğimizin daim olacağına şahsen bütün kalbimle inanıyorum. Eminim ki, merhameti ve iyiliği hayat tarzı haline getirmiş toplumlarda, yoksulluğun da fitne ve fesadın da barınabilmesi çok zor olacak. Diğer taraftan, hayır ve iyilik işleri ne kadar kurumsallaşırsa, muhtaç ve zayıf durumdaki insanlar kendilerini o kadar daha güvende hissedecek. Bunun için, yardım ve iyiliklerin her zaman, herkese, adilane bir şekilde sunulabilmesi bakımından, kurumlaşmaya daha fazla önem vermek zorundayız. Bunu bir ahlak meselesi olduğu kadar, aynı zamanda hak hukuk meselesi diye görmek gerekiyor. Darülaceze, hiç şüphesiz, bu konudaki kurumlaşmanın en seçkin örneklerinden biri. 124 yıldır, güçsüze ve mazluma yardım etme kültürümüzün kurumsal bir sembolü olarak ayakta durmakta. Hayır ve iyilik faaliyetlerini muhtelif alanlara yayarak kurumsallaştırmayı ve devlet güvencesi altına almayı, hem hükümetlerimiz hem de Bakanlığımız adına kendimize asli bir misyon edinmiş bulunuyoruz."
Yaşlılar, engelliler ve çocuklar için evde bakım desteğinden kurumsal bakım ve rehabilitasyon faaliyetlerine varan geniş bir hizmet yelpazeleri olduğunu belirten Bakan Selçuk, "Huzurevlerimizde, temel ihtiyaçlarını karşılayarak yaşlılarımızın hayatlarını kolaylaştırmakla kalmıyor, kültürel ve sportif faaliyetler gibi sosyal hayatı renklendiren birçok konuda da üst düzey hizmetler sunuyoruz. Bugün evde bakım yardımı verdiğimiz yarım milyondan fazla insanımızın yanı sıra 25 binden fazla engelli vatandaşımıza da yatılı bakım hizmeti sunuyoruz." ifadelerini kullandı.
"Darülaceze'yi geleceğe daha sağlam bir temelle taşıyacağız"Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, çocukların koruyucu aile, evlat edindirme gibi uygulamalarla aile sıcaklığında büyümelerine çok önem verdiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Yine de korunmaya ihtiyacı olan çocuklarımıza ise ev ortamına en yakın bir hizmet modeli sunabilmek için, çocuk evleri ve çocuk evleri siteleri inşa ettik. İşte Darülaceze'nin bu misyon doğrultusunda hazırladığı Sosyal Hizmet Şehri Projesini, bilhassa geldiğimiz noktayı göstermesi bakımından son derece önemsiyorum. 150 bin metrekare alan üzerine kurulan Sosyal Hizmet Şehri, milletçe göğsümüzü kabartacak projelerimizden biri. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla başlatılan ve geçtiğimiz ay tanıtım toplantısını hep birlikte yaptığımız projenin şu an yüzde 50'si tamamlanmış bulunuyor. Kendi alanında tek olan Sosyal Hizmet Şehri Projesi, şehir hayatında olması gereken imkan ve şartları büyük bir kompleks halinde bir araya getiriyor. Sosyal Hizmet Şehri, Darülaceze'yle inkişaf ettirilen yardımlaşma kültürümüzün, şefkat ve merhametin günümüze taşınmış bir versiyonu olacak. Kültürümüze, geleneğimize ve manevi değerlerimize sahip çıkan bir anlayışın en güzel örneklerinden birisi olacak. Bu şehri, siz değerli gönüllülerimiz, iş insanlarımızla birlikte kuracağız. Sizlerin verdiği desteklerle, ecdadımızdan miras kalan Darülaceze'yi geleceğe daha sağlam bir temelle taşıyacağız. Bizler nasıl ecdadımızı rahmetle anıyor, yad ediyorsak, yıllar sonra inşallah bizden sonraki nesiller de bizleri hayırla yad edecek."
"Sosyal yardım bütçemizi 17 yılda 21 kat artırdık"Selçuk, "Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sosyal yardım bütçemizi 17 yılda 21 kat artırarak 2 milyar liradan 43 milyar liraya çıkardık. Son 17 yıldır 290 milyar sosyal yardımlara ayırarak, ne kadar güçlü bir sosyal devlet anlayışımız olduğunu gösterdik. Hamdolsun bugün ülkemizde ve dahi dünyada elimizin uzanmadığı kimse yok. Myanmar'dan Bosna'ya, Suriye'den Filistin'e ve Afrika'ya uzanan gönül coğrafyamızda mazlumlara sahip çıkıyoruz. Türkiye, dünyada en fazla insani yardım yapan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor." dedi.
Bakan Selçuk, hayırlı hizmetlerde gösterdiği duyarlılık ve hassasiyetten dolayı Emine Erdoğan'a teşekkürlerini ileterek, Anneler Günü'nü kutladı.
11 ayın sultanı olan ramazanın Müslümanlar için bereket, hikmet ve feyz ayı olduğunu ifade eden Selçuk, sözlerini şöyle tamamladı:
"Toplumun maneviyatı ve iyilik duygularıyla beraber kültür ve medeniyet değerlerimizi de ihya ediyor. Zengin fakir, makam mevki ayırt etmeksizin insanlarımızın kucaklaşmasına, gönül bağlarının perçinlenmesine vesile olmakta. Bu sayede merhametin ve paylaşmanın güzelliğini, her zamankinden daha fazla idrak etme imkanı bulabiliyoruz. Oruç ayı, bildiğimiz gibi aynı zamanda sabır ve şükür ayıdır. Bu sebeple bizi ağız tadıyla bu sofralarda buluşturan yüce Allah'a şükrediyoruz. İftar sofralarında yaşadığımız birlik beraberliği, her türlü fitne ve fesada karşı muhafaza etmek, bunu her sahada göstermek mecburiyetindeyiz. Memleketimizin selameti için bu beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyacımız var. Darülaceze çatısı altında yaptığımız bu iftara katılımlarınız için sizlere bir kere daha teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, Darülaceze'nin kurulması ve yaşatılmasında emeği geçen herkesten Allah razı olsun diyorum."
Konuşmaların ardından program, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.