Bakan Kurum'dan 'anıtmezar' talimatı

Bakan Murat Kurum, İngiltere'den gelip 1984'te Muğla'da hayran kaldığı Dalyan'a yerleştikten sonra hayatını caretta carettalara adayan ve burada vefat eden Kaptan June için anıtmezar talimatı verdi.

Ortaca ilçesi Dalyan beldesindeki dünyaca ünlü İztuzu kumsalında üreme sahaları bulunan deniz kaplumbağaları Caretta'ların korunması için verdiği mücadele nedeniyle 'Caretta Carettaların Annesi' olarak tanınan İngiliz çevreci June Haimoff, geçen ay 100 yaşında organ yetmezliğinden hayatını kaybetti.

1984'te Dalyan'a yerleşti

Teknesiyle 1975 yılının Temmuz ayında geldiği Dalyan'a hayran kalan ve 1984 yılında yerleşip, burada bir barakada yaşamaya başlayan June Haimoff, beldenin tanıtımı ve caretta carettaların korunmasına yönelik çalışma başlattı. Kumsalda yapımına başlanan otel inşaatının durdurulması için verdiği mücadele Türkiye ve dünyada ünlenmesine ve Caretta Carettalar'ın nesillerinin devamını sağladı. Ankara'da dönemin Başbakanı Turgut Özal ile görüşen Haimoff, Özel Çevre Koruma Kurumu'nun kurulmasında önemli rol oynadı. Bu mücadelenin öyküsünü 2002 yılında İngiltere'de yayınladığı 'Captain June and the Dalyan Turtles' kitabında anlattı. June Haimoff ayrıca 2003 yılında geliri Caretta Carettaların korunması amacıyla kullanılmak üzere tek şarkılık CD yaptı.

2009'DA Türk vatandaşı olup 'Haziran' ismini aldı

Haimoff, 2009'da Türk vatandaşı olup, 'Haziran' ismini aldı. Kurduğu Kaptan June Deniz Kaplumbağalarını Koruma Vakfı 2011'in başında tescillendi. Kaptan June'nin jet sosyetenin içinde görkemli yaşam sürerken, bu yaşantısını terk edip 14 metrelik tekneyle kendi yolculuğuna çıkış öyküsü, uluslararası belgesel filmi 'Ben'e Yolculuk' adı altında çekildi. Kaptan June Haimoff film tanıtım toplantısındaki konuşmasında, Dalyan'a yerleşme hikayesini, "Dalyan Kanalı'nı, Köyceğiz Gölü'nü görünce, 'Burası dünyanın en güzel yeri' dedim ve 1983 yılında tekrar gelerek İztuzu Kumsalı'nda bir barakada yaşamaya başladım. Bir gece kumsalda masa büyüklüğünde bir deniz kaplumbağası gördüm. Kuma yatarak yumurtlamasını seyrettim. O gece her şey değişti. Lütfen herkes doğayı korumak için bir şeyler yapsın" diyerek, anlattı.

Neden İslami kurallara göre uğurlandı?

Hürriyet Yazarı Fatih Çekirge'nin yazısında Kaptan Haziran'ın cenazesine ilişkin aktardığı bilgiler şu şekilde;

June Londra’da çok mutluydu. Harika bir yaşamı vardı. Varlıklı bir aile. Soylu bir geçmiş. Partiler, balolar, müzayedeler, moda, aşklar...

Elizabeth Taylor’la komşuydu.

Masal gibi bir hayattı ama June bir türlü içindeki “macerayı” susturamıyordu.

Ve bir gün denizle tanıştı. Gitti kendisine 14 metrelik bir tekne aldı.

Kendi macerasına çıkacaktı. Ve öyle de yaptı. June artık kaptandı ve denizlere açılmıştı.

Rüzgâr onu bütün denizcilerin hayali olduğu gibi Ege’ye taşımıştı.

Uzun süre Yunanistan kıyılarında kaldı.

Ve 1975 yılında bir haziran sabahı rüzgârı kolladı, kendini içindeki maceraya bırakıp Ege’nin öteki kıyısına doğru rota tuttu.

Rüzgâr onu dalgaların üzerinde sörf yaptırarak Fethiye açıklarına getirmişti.

Köyceğiz ve Dalyan taraflarına gelince tutulup kaldı Kaptan June...

Kaptan Junea hakkınızı helal eder misiniz

Aradan yıllar geçince...

Ve bir sabah kilometrelerce uzanan bir plajın önündeydi...

İztuzu Plajı’na âşık olmuştu...

Burada yaşamalıydı. Londra’daki hayatından kopmasının nedeni işte burası olmalıydı...

Öyle de oldu...

1984’te âşık olduğu İztuzu Plajı’nın açıklarında bir barakaya yerleşti...

Malikânelerden barakaya bir hayat...

Kısa sürede orada yaşayan balıkçılar, çiftçiler, kim varsa Kaptan June’u sevmişti...

Ve yine bir sabah plajda gezerken June deniz kaplumbağalarını gördü. Yumurtluyorlardı...

Aman Allah’ım... Doğanın bir mucizesi gözlerinin önündeydi.

Kaptan Junea hakkınızı helal eder misiniz

İşte böyle başladı Kaptan June’un “caretta aşkı”...

Öylesine sevmişti ki... Bütün hayatını ortaya koydu. Öylesine mücadele etti ki...

Oraya yapılacak bir oteli rahmetli Turgut Özal’la görüşerek engelledi.

Sonra “Kaptan June Vakfı”nı kurdu.

Tam 30 yıl orada doğa için mücadele etti. Kaplumbağaları yaralayan pervanelerin değiştirilmesini sağladı.

Ve bu çalışmaları nedeniyle...

2011’de İngiltere Kraliyet Ailesi tarafından “Kraliyet Nişanı” verildi...

(Acaba biz neden bir ödül vermedik?)

Yavru ayı İsviçre'ye nasıl gitti?

Buradan sonrasını BBC’ye verdiği bir röportajdan dinleyelim:

“Yaşadığım yerden çok uzakta olmayan bir köydeki bir düğüne davet edilmiştim.

Buraya sadece tekneyle ulaşılabiliyordu ve düğün 2-3 gün sürüyordu.

Düğün sahibi orada bir ayı yavrusu olduğunu söyleyince çok heyecanlandım ve hemen onu görmeye gittim.

Zavallı hayvanı gördüğümde zincirlenmiş, gölgesiz, güneşin altında susuz bir haldeydi. Kaplumbağa anneyi gördüğüm andaki gibi bana çok dokundu. Ayının sahibi köy okulunun öğretmeniydi, ben de onunla pazarlık ettim ve ayıyı satın aldım.

Ayıyla birlikte tekneye binip evime döndüm ve bahçemde 1.5 yıl benimle birlikte yaşadı.”

Kaptan Junea hakkınızı helal eder misiniz

BBC: Sonra ne oldu?

- İsviçre’ye gitti.

- Nasıl yani?

- Kulağa çok garip geldiğinin farkındayım ama bundan çok önce İsviçre’de yaşamıştım ve ayı motifli bir bayrağın ulusun simgesi olarak başkentte parlamentonun önünde dalgalandığını biliyordum. Ülkede ayılara yüzlerce yıl boyunca baktıkları bir yer olduğunu da biliyordum.

Ve belki yine naif bir biçimde, İsviçre’deki arkadaşlarım aracılığıyla ayılar konusunda uzmanlaşmış bir profesörle iletişime geçtim. Ayıyı almak için çok istekliydi ancak ayı Türkiye’den oraya gönderilemiyordu.

İmren Aykut devrede

Doğrusu söyleşinin bu noktasında öyle bir isim duyuyorum ki...

Yıllarca dostluk yaptığımız, hatta aile büyüklerimizi aynı gün mezara verdiğimiz İmren Aykut...

İmren Hanım harika bir insandır... Yıllar sonra bir kez daha gördüm ki yalnız harika değil, muhteşem bir insanmış...

O nedenle buradan sonrasını çok daha dikkatli dinledim.

Kaptan June ayı yavrusunun İsviçre’ye nasıl gittiğini şöyle anlatıyor:

“Daha önce kimse bir ayının İsviçre’ye ihraç edildiğini duymamıştı.

Ancak arkadaşlar aracılığıyla İmren Aykut adında büyüleyici bir Türk hanımefendiyle iletişime geçebildim. Kendisi daha sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak görev yaptı.”

- Ve ayının İsviçre’ye gönderilmesine o mu yardım mı etti?

- Evet, ayının gönderilmesi için izinlerin alınmasını ve İsviçre’nin onu ücretsiz kabul etmesini sağladı.

Doğaya bırakılan 100 yıllık ömür

İşte şimdi yazının başındaki soruya gelebilirim...

“Kaptan June’a hakkınızı helal eder misiniz?”

Onu dostları gözyaşları içinde uğurlarken yakın bir arkadaşı olan Abidin Kurt DHA’ya şunları söylüyordu:

“Kaptan June, sağlığında bana, ‘Öldüğümde beni Kaya Mezarları’nın altında bulunan Çandır Mezarlığı’na İslami usullere göre gömün’ demişti. Bu vasiyeti yerine getirildi...”

Evet arkadaşlar...

İngiltere’nin jet sosyetesinden Köyceğiz, Dalyan ve Ortaca’ya...

Ve Ortaca Camisi’nde Fatihalarla Çandır Mezarlığı’na uğurlanan “Kaptan Haziran”...

Niye “Kaptan Haziran”?

Çünkü o...

June ismini bırakıp “Haziran” adını almıştı...

Evet sevgili Kaptan Haziran...

Bu 4 Temmuz Dünya Çevre Günü’nde bütün kaplumbağalar sana doğru yüzecek. Carettalar sana doğru doğacak...

Ben hakkımı helal ediyorum...

Allah rahmet eylesin...

Bakan Kurum'dan anıt mezar talimatı

İşte bu yazı üzerine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum gereğini yapma kararı aldı.

Böyle bir gelişmeye vesile olduğum için:

Mutluyum... Mutluyum... Çok mutluyum...

Bu mutlulukla Bakan Kurum’u alkışlıyorum.

Ve bu mutlulukla arkadaşlar...

Kaynak: Haber7