Kurum, "İzmit Körfezi Doğu Baseni Dip Çamurunun Temizlenmesi, Susuzlaştırılması ve Bertaraf Hizmeti Projesi" doğrultusunda İzmit ilçesinde eski fuar alanı mevkisinde 70 dönüm alana kurulan şantiyeyi ziyaret ederek, dip çamurlarının toplandığı geotekstil tüpte maket bıçağıyla kesit açtı.
Kurum, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kocaeli Büyükşehir Belediyesiyle İzmit Körfezi'ni geleceğe en güzel haliyle taşımak için tarihin en kapsamlı dip çamuru temizliği projesini yürüttüklerini belirtti.
Projenin, aynı zamanda Avrupa'nın en büyük çevre projesi durumunda olduğuna işaret eden Kurum, 2022 yılında İzmit ziyareti esnasında karar verilen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan onayıyla başlatılan projenin, bugün itibarıyla 3,6 milyar liralık yatırım bedeliyle yürütüldüğünü, 570 bin metrekarelik alanın temizlendiğini bildirdi.
Kurum, şu ana kadar 665 bin metreküp dip çamurunun çıkarıldığını ve kurutma işleminin ardından depolama sahasına nakledildiğini vurgulayarak, projenin tamamlanmasıyla toplamda 3,5 milyon metreküp, yaklaşık 330 bin kamyon dip çamurunun İzmit Körfezi'nden alınmış olacağını kaydetti.
Dip çamurunun temizlenmesiyle, İzmit Körfezi'ndeki oksijen miktarının artacağına işaret eden Kurum, "Az önce incelediğimiz bu çamur içerisinde maalesef ekosistem hayat sürmeye çalışıyor. Oradaki ekolojik dengeyi bozan, oradaki canlı yaşamını maalesef en aza indiren, oksijen seviyesini en aza indiren bu durumdan bir an önce Körfezi'mizi kurtarmak için bu projeyi gerçekleştiriyoruz. Bu proje tamamlandığında, buradaki oksijen miktarı artacak ve oradaki ekolojik yaşam daha önce belki büyüklerimizin bize anlattığı yeni balık türlerini görmeye başlayacağız." ifadelerini kullandı.
Kurum, İzmit Körfezi'nde gösterdikleri hassasiyetin aynısını, Marmara Denizi'nde yaşanan "müsilaj" sorununda da seferberlik anlayışıyla yürüttüklerini hatırlattı.
Marmara Denizi koruma eylem planıMarmara Denizi Koruma Eylem Planı kapsamında çalışmaların devam ettiğini söyleyen Kurum, gelinen noktada Marmara Denizi ve İzmit Körfezi'nin bir önceki günden daha temiz durumda olduğunu bildirdi.
Eylem planı kapsamında, kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirdiklerini ancak görevlerini yerine getirmeyen belediyelerin olduğunu anlatan Kurum, Marmara Denizi'nin temiz olmasının hem insan sağlığı hem de canlı popülasyonu açısından önemli olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmeyen belediyelerin aziz millete cevap veremeyeceğini söyledi.
Plan çerçevesinde tüm belediyelerin sorumluluklarını belirlediklerini hatırlatan Kurum, şöyle konuştu:
"Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Marmara'ya deniz kıyısı olan tüm belediye başkanlarımız, Marmara Denizi Eylem Planı çerçevesinde yapmaları gereken işleri, almaları gereken sorumlulukları bir an önce alsınlar. Emin olun; yarın bir müsilajla daha karşı karşıya kaldığımızda, bu aziz millete cevap veremeyecekler. O yüzden bir an önce kendilerine çağrımız, bu görevlerini yerine getirmeleridir."
İklim değişikliği meselesiKurum, iklim değişikliğiyle mücadelenin 22 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde çevre ve insan merkezli sürdürüldüğünü, insanı odaklayan projeler yürüttüklerini ve konuyu Türkiye'nin "milli güvenlik meselesi" olarak gördüklerini vurguladı.
İklim değişikliği konusunda yapılanlardan bahseden Kurum, tarım, turizm, sanayi ve ulaşımda "2053 Net Sıfır Emisyon" hedefleri doğrultusunda adım attıklarını anlattı.
Kurum, eylem planları çerçevesinde afetlerin zararını en aza indirmek için adımlar attıklarına işaret ederek, "İstiyoruz ki; biz Marmara Denizi'mizi tertemiz hale getirelim. İstiyoruz ki; iklim değişikliği kaynaklı afetlerde vatandaşlarımızın canına, malına zarar gelmesin ve bu mücadeleyi inşallah hep birlikte atmaya devam edeceğiz. Bu kararlılıkla projelerimizi inşallah yapmaya devam edeceğiz. Birinci etap projemizi tamamladık. İnşallah diğer etaplarımızı da hızlı bir şekilde süreçlerini, projelerini yürütmek suretiyle 2028 yılına geldiğimizde Körfezi'miz, Marmara'mız, eskisinden daha temiz olacak. Orada yeniden o canlıları görmeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
'Bizi partizanlıkla suçlayacak en son kişi Sayın Ekrem İmamoğlu'dur'Bir basın mensubunun "İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Bakanı Ekrem İmamoğlu, sizin bazı atamaları imzalamadığınıza dair iddiaları oldu ve sizi 'partizan' olmakla itham etti. Sayın İmamoğlu'nun bu açıklamalarına ilişkin neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Kurum, kendilerini partizanlıkla suçlayacak en son kişinin İmamoğlu olduğunu söyledi.
İmamoğlu'nun göreve geldiği andan itibaren, partizanlığın nasıl yapıldığını Türkiye'ye gösterdiğini savunan Kurum, İmamoğlu'nun seçim meydanlarında kimseyi işten çıkarmayacağının sözünü verdiğini ancak başkanlığa seçilmesinin ardından 10 binlerce kişiyi işsiz bıraktığını kaydetti.
Kurum, İBB'ye bugün işçi alımı sürecinin, ittifak ve parti örgütlerinin referansıyla yürütüldüğünü, bunu tüm Türkiye'nin bildiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Yine belediye bünyesindeki proje ve yatırımlarda yandaşlarına, ittifak ortaklarına bu ihaleleri nasıl verdiğini tüm Türkiye ve İstanbul bilmektedir. O yüzden dönüp aynaya baksınlar. Partizanlık nasıl yapılıyormuş, onu aynada net bir şekilde görecekler. Dolayısıyla bizi partizanlıkla suçlayacak en son kişi Sayın Ekrem İmamoğlu'dur. Kendileri bugün beni aradılar. İstanbul'la ilgili yapılması gerekenlere ilişkin görüşme talep ettiler. Ben de memnuniyetle, bunu karşılayacağımı ifade ettim. Telefonla bugün ulaşan, daha önce aradığında sorunlarını, problemlerini ileten kendisi değilmiş gibi hareket ediyor. Önce samimi olacaksınız, milletinize doğruları söyleyeceksiniz sonra eğer bir yanlışlık varsa, hata varsa bunu ifade edebilirsiniz. Aradığınız zaman ulaşabiliyorsanız, sorunlarınıza ilişkin çözümleri iletebiliyorsanız, bu çözümleri bir masada konuşabiliyorsanız, protokole bağlayabiliyorsanız eğer burada bir partizanlık söz konusu değildir. Ancak protokole bağladığınız işlerde samimi değilseniz, yükümlülüklerini yerine getirmiyorsanız, üstüne üstelik bir de 'temel atmama' törenleri gibi yeni törenler üretiyorsanız, sizin samimiyetinizi bizler sorgularız. Dolayısıyla kendilerine tavsiyemiz bir an önce işe odaklanmasıdır. Milletimiz bizden iş, yatırım bekliyor. İstanbul'un deprem sorunu varken, İstanbul’un çevre sorunları varken, müsilajla ilgili yapmaları gereken varken Paris'te Roma'da boy göstermeyi bilenler, oturacaklar işlerinin başında milletimizin işini, problemini çözmek adına gerekli iradeyi gösterecekler."
'Deprem gündemi ülkemizin tek ve en önemli gündemidir'Kurum, Kocaeli’nin ve çevre illerin etkilendiği 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde büyük acılar yaşandığını belirterek, o günlerde de Türkiye'nin tek yürek olarak deprem bölgesine akın ettiğini hatırlattı.
O günden bu zamana Kocaeli'nin üreten, istihdam oluşturan, ülkeye katma değer sağlayan bir kent haline geldiğini söyleyen Kurum, Türkiye'nin deprem ülkesi olduğunu, bir asırdır yaşanan depremlerde 10 binlerce canın yitirildiğini vurguladı.
Kurum, 6 Şubat 2023'teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini, ilk günden itibaren ülke olarak tek yürek olduklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün itibarıyla 283 bin konutun şantiyesi 11 ilimizde başladı. Yaklaşık 76 bin konutun teslimini gerçekleştirdik. İnşallah yıl sonuna kadar 200 bin konutun teslimini gerçekleştirecek ve 2025 yılına geldiğimizde vatandaşlarımıza verdiğimiz sözler doğrultusunda deprem şehirlerinde, 11 ilimizde evine girmemiş hiçbir depremzede kardeşimiz kalmayacak. Bu anlayışla çalışmalarımızı, ilk günkü motivasyonla sürdürmeye devam edeceğiz. Diğer taraftan İstanbul'da olası bir depremi bekliyoruz. Hep söylüyoruz, pimi çekilmiş bir bombanın üzerinde oturuyoruz ve deprem gündemi ülkemizin tek ve en önemli gündemidir. Tek gündemidir. Nasıl iklim değişikliği bir milli güvenlik meselesiyse deprem de bir milli güvenlik meselesidir. Bu kapsamda biz kararlılığımızı artırarak devam edeceğiz. Bugüne kadar 2012 yılında başlattığımız seferberlik kapsamında 800 bini aşkın konutun dönüşümünü tamamladık. 1 milyon 250 bin sosyal konutla birlikte deprem dönüşümüne TOKİ Başkanlığımız eliyle destek verdik."
Kurum, depremle ilgili dönüşüme kararlı şekilde devam edeceklerini dile getirerek, "Aynı sorumluluğu belediyelerden de bekliyoruz. Bu topyekun yapılması gereken bir mücadeledir. 'SGK borçlarını ödeyin' dendiğinde bin dereden su getirilerek, 'bu borcu nasıl ödemeyiz' anlayışıyla yapılacak bir proje değildir. Burada var gücümüzle çalışacağız. Depreme bütçe ayıracağız, reklama değil. Hep birlikte algıyı değil, hakikati yöneteceğiz. Milletimizin bizden beklediklerini birlikte gerçekleştireceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın İstanbul için açıkladığı bütçe çerçevesinde alınan bazlı dönüşümleri, yine Bakanlığımız eliyle Toplu Konut İdaresi Başkanlığımızla yerinde dönüşümleri yapacağız. Göreceksiniz her ay bizi temel atma törenlerinde göreceksiniz, deprem dönüşümünde göreceksiniz, çevre temizliği yaparken göreceksiniz, deprem bölgesini ayağa kaldırırken göreceksiniz. El birliğiyle bu projeleri gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı.