Bakan Kirişci, Burdur'da tarım sektör toplantısı sonrasında Büğdüz köyünü ziyaret ederek, çoban kepeneği giydi.
Çiftçilere sudan otu tohumu dağıtımı yapan Kirişci, muhtarlık ve Tarım Kredi Kooperatifini ziyaret etti, Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Süt İşleme Tesisinde incelemelerde bulundu.
6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Burdur'da Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarına yerleştirilen depremzedelerle, Asımın Nesli KYK Yurdu'nda bir araya gelen Bakan Kirişci, yaptığı konuşmada, yurtların depremzedelerin terk etmek zorunda kaldıkları evlerinin yerini asla tutamayacağını belirterek, yaraların nispi olarak sarılması adına birlikte olduklarını söyledi.
Kirişci, kentin 6 bin 500 civarında depremzedeye ev sahipliği yaptığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu aziz millet, bu büyük devletin kurucusu, yaşatıcısı, bundan sonra da kollayıcısı olmaya devam edecektir. Devletler, arkalarında güçlü milletler olmadığı sürece kolay kurulmaz. Bu millet büyük bir millettir. 50 binin üzerinde yakınlarımızı kaybettiğimiz bir deprem sonrası, 110 bin yaralımızın yaralarının sarıldığı bir dönemde evlerini, yurtlarını, yuvalarını bizlere açıyorlar. İşte büyük millet budur. 'Bana ne, depremi ben mi yaşadım.' demedik. Hiçbir zaman da milletimizin hiçbir bireyi Allah'ın izniyle bunu demeyecektir. Hele zor zamanlarda mutlaka bir ve beraber olacağız.
Ben de aslen Kahramanmaraşlıyım, Kahramanmaraş'ta doğduk. Liseye kadar orada okudum. Adana'da üniversite hocalığı, öğrencilik dahil, ömrümüz orada geçti. Sonra Adana milletvekilliği yaptık. Şimdi de Tarım ve Orman Bakanı olarak hizmet etmeye çalışıyoruz. O coğrafya bizim birebir bildiğimiz, yaşadığımız coğrafya. Allah'ın izniyle şimdilik arama kurtarma bitti. Enkaz kaldırma çalışmaları hızla sürüyor. Yıkılan binaların yüzde 50'sinden fazlasının enkazları kaldırıldı. Artık konteyner kentler ve devamında da kalıcı konutların inşası gerçekleşmiş olacak. Köy evlerinin bir kısmını, bayramdan önce bir kısım vatandaşlarımıza teslim ediyor olacağız. Ama tamamını elbette değil. İşte büyük devlet, büyük millet kucaklaşması ve buluşması tam da budur. Burada devletimiz tüm imkanlarını seferber etmiştir."
'1 milyar 400 milyon liralık nakit yem desteği verdik'Deprem sonrasında devlet-millet kucaklaşmasının en üst düzeye çıktığını vurgulayan Kirişci, kaybedilen 50 binin üzerindeki canı geri getiremeyeceklerini ama yaraları sarmanın da görevleri olduğunu ifade etti.
Kirişçi, Tarım ve Orman Bakanlığı olarak ilk andan itibaren kent merkezi, kırsal ayrımı yapmadan vatandaşların yanında olmak için çaba sarf ettiklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Gerek vatandaşlarımızın beslenme, barınma gibi ihtiyaçlarını gerekse de tarım sektörümüzün can damarı olan hayvancılığımızın bütün ihtiyaçlarını karşılama çabası içerisinde olduk. Hayvanlarımıza yem dağıttık. Bu dağıttığımız yemler yetmez. 11 ilimizdeki üreticilerimize, 1 milyar 400 milyon liralık da doğrudan nakit olarak yem desteği verdik. Bunları verirken her türlü veteriner hizmetleriyle hayvanlarımızın sağlığıyla ilgili konularda onlara yardımcı oluyoruz.
Gerek Devlet Su İşlerimizin gerekse Orman Genel Müdürlüğümüzün 2 bin 500’ün üzerindeki makinesi hala sahada. Hala 10 binin üzerinde personelimiz sahada. Bu pik yaptığı dönemde 15 bin personel ve 5 bin iş makinesiydi. Bugün televizyonlarımızı açtığınızda Devlet Su İşlerimizin makinelerini, Orman Genel Müdürlüğümüzün arazözlerini, iş makinelerini görüyorsunuz. Tıpkı devletimizin diğer kurumları gibi biz de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak bu çalışmalara hız kesmeden devam ediyoruz. Dağıttığımız akaryakıt miktarı 3,5-4 milyon litreyi buldu. Vatandaşımızın ihtiyacı varsa bunu mutlaka karşılayalım dedik."
'Millet olarak birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi gösterdik'Depremde hayvanları telef olan vatandaşlara destek olunması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzaladığı bir kararın Resmi Gazete'de yayımlandığını aktaran Kirişci, üreticilere hayvanlarını götürüp vereceklerini anlattı.
Bakan Kirişci, 100 ülkenin yüzölçümüne yakın bir alanda afetin yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Böyle bir afette, millet olarak birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi gösterdik. Rabbim bizleri bir daha sınamasın. Sizlerden yegane isteğimiz, elbette burada dilediğiniz kadar kalacaksınız ama biz kalelerimizi terk etmemeliyiz. Geldiğimiz coğrafyaları unutmamalıyız. Orada toprağa verdiğimiz o 50 bin kardeşimizin kemiklerini sızlatmamalıyız. Onları garip gureba bırakmamalıyız. Onların yanında olmalıyız. Ama ayakta, birlik olmalıyız. Dolayısıyla bu hepimiz için insani ve İslami bir görevdir. Bizi bekleyen o coğrafyaya en kısa sürede sağlıkla, sıhhatle ulaşmanızı dileğiyle diyorum."