Kacır, İstanbul'da düzenlenen NGN It Vision 2024 etkinliğinde yaptığı konuşmada, bu zirveyle özellikle bilişim teknolojilerindeki yeni yaklaşımları ve veri dünyasını değerlendirme imkanı bulduklarını söyledi.
Sektörün önde gelen temsilcileriyle buluşup, işbirliği noktasında neler yapabileceklerini konuştuklarını belirten Kacır, Türkiye'nin dijital dönüşüm yolculuğunda iş insanlarının vizyonunu ve çabasını çok önemli bulduğunu ifade etti.
Kacır, günümüz dünyasında hızlı dönüşümlere tanık olunduğunu söyleyerek "Yakın geçmişte tecrübe ettiğimiz pandemi süreciyle, Rusya-Ukrayna savaşı ve küresel piyasalardaki dengesizliğin, ülkeleri derinden etkilediğini görüyoruz. Türkiye olarak içinde bulunduğumuz zorlu koşulları bugüne kadar devlet, millet el ele bertaraf ettik. Bu süreçlerden güçlenerek çıkmayı birlikte başardık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, bölgesinde güçlü, dünyada oyun kurucu bir role bürünen Türkiye'yi hep birlikte inşa ediyoruz." diye konuştu.
"Türkiye'den kilit teknoloji girişimleri çıkaracağız"Türkiye'nin savunma sanayisinde İHA'ları ve SİHA'larıyla öncü ülkelerden olduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:
"Ticari araç, beyaz eşya, güneş paneli üretiminde Avrupa lideriyiz. Yeni nesil sanayi politikamızın en somut örneklerinden biri olan yerli ve milli otomobilimiz TOGG artık yollarda. Son dönemde büyüme ve ihracat rekorlarına da yine birlikte imza attık. Geçtiğimiz yıl yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünler paylarını artırırken, 254 milyar dolar ile ülkemizin ihracat rekorunu kırdık. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 3,9 büyüyen Türkiye ekonomisi, deprem felaketinin etkilerine rağmen yılın ikinci çeyreğinde de yüzde 3,8 büyüdü. Bu büyüme oranıyla OECD ülkeleri arasında en yüksek hızla büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında ise üçüncü olduk. Böylece tüm olumsuz küresel gelişmelere rağmen ülkemiz son 3 yılda kesintisiz büyüme performansını sürdürmüş oldu.
Önümüzdeki dönemde Milli Teknoloji Hamlesi vizyonuyla, kritik teknolojilerde üretme ve geliştirme kabiliyetlerimizi perçinleyerek bu başarı hikayelerine hep birlikte yenilerini ekleyeceğiz. Yenilikçi ve yıkıcı teknolojilere odaklanarak Türkiye'den kilit teknoloji girişimleri çıkaracağız. Teknoloji trendlerine ayak uydurma çabasında olan değil, trendleri belirleyen bir Türkiye için çalışacağız. Veri teknolojilerine de bu gayret ve hassasiyetle yaklaşıyoruz. Yapay zeka alanında son yıllarda yaşanan gelişmelerin yanında; makine öğrenmesi, robotik, nesnelerin interneti, bulut bilişim başta olmak üzere yenilikçi teknolojilerde ve veri iletişim hızlarında yaşanan artış, küresel veri hacminde de pozitif bir etki oluşturuyor."
"Veriden ülkemiz ekonomisi için değer oluşturulması adına çalışmalarımızı hızlandıracağız"Bakan Kacır, özellikle salgın süreci sonrasında artık hayatın parçası haline gelen uzaktan çalışma ve uzaktan eğitim, e-ticaret, dijital sağlık uygulamalarının, veri depolanmasına, veri analizi yapmaya olan ihtiyacı daha da artırdığını söyledi.
2020 yılında küresel veri hacminin 64 zettabayt olduğunu hatırlatan Kacır, bu hacmin bu yıl 120 zettabayta ulaşması, 2030 yılında ise 660 zettabaytı yakalamasının beklendiğini dile getirdi.
Artan bu veri trafiğiyle verinin sadece analiz için bir araç olduğu zamanların da geride bırakıldığını belirten Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Veri dünyası, stratejilere şekil vermemizi sağlarken aynı zamanda geçmişten geleceğe ışık tutuyor. Bugün dünyanın en büyük 10 şirketi arasında olan 7 teknoloji şirketinin başarısının arkasında yatan temel unsurlar; veriden değer üretme becerisi ve farklı alanlardaki verileri birbiriyle ilişkilendirerek ekonomik değere dönüştürme başarısıdır. Veriye erişen ve onu doğru değerlendiren, sınıflandıran ve dönüştüren için başarı sınır tanımıyor. Bu noktada veri merkezi sektörünün önemi yadsınamaz bir gerçektir çünkü veri merkezlerine sahip olmak, ülkelerin dijital verilerini kendi kontrolü altında tutmalarına imkan sağlıyor.
Ulusal güvenlik ve veri gizliliği açısından da bu durum kritik bir önem arz etmekte. Bir anlamda 'dijital kale' olarak tabir edilen veri merkezleri, ekonomik açıdan da büyük değer taşıyor. Geçtiğimiz yıl veri merkezlerinin dünya pazarındaki büyüklüğü 270 milyar dolara ulaştı. 2030 yılında sektör büyüklüğünün 500 milyar doları aşması bekleniyor. Bu nedenle ülkemiz verisinin sınırlarımızda kalması ve bu veriden ülkemiz ekonomisi için değer oluşturulması adına çalışmalarımızı hızlandıracağız."
"Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri işbirliğinde ülkemize büyük ölçekli veri merkezleri kurulmasında anlaşma sağladık"Kacır, TÜBİTAK bünyesinde bilişim alanında pek çok AR-GE projesini hayata geçirdiklerine değinerek "e-Devlet'in anahtarı olan akıllı çift tabanlı elektronik kimlik kartımızı daha fonksiyonlu, daha güvenli, uluslararası standartlara uyumlu ve yaygın hale getiriyoruz. Bulut Bilişim ve Büyük Veri Araştırma Laboratuvarı kapsamında yerli, milli ve güvenli bir bulut depolama ürünü olan Safir Depo'yu kullanıma sunuyoruz. Güvenli kurumsal mesajlaşma sistemiyle, kamu kurumlarımızda güvenli e-posta alışverişini daha da yaygınlaştırıyoruz. Yeni nesil dijital paramızı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası öncülüğünde geliştiriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Yapay Zeka Araştırma Enstitüsünde finans teknolojileri, akıllı üretim teknolojileri, e-ticaret, eğitim gibi gelecekte bu alanda önemli yere sahip olacağını öngördükleri yüksek teknoloji sektörlerinde yetkinlik merkezlerini oluşturduklarını anlatan Kacır, şöyle devam etti:
"Bir yandan da Türkiye'nin bölgesel veri üssü olması ve veri merkezi sektörünün güçlendirilmesi için çalışmalarımızı çok boyutlu hale getiriyoruz. Uluslararası işbirlikleri için gerekli adımları atıyoruz. Temmuz ayında Sayın Cumhurbaşkanı'mızla birlikte gerçekleştirdiğimiz Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretinde, birçok alanda ortaklık imzaları atılırken, veri alanı da bunlardan biri oldu. Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri iş birliğinde ülkemize büyük ölçekli veri merkezleri kurulması yönünde anlaşma sağladık. Veri alanına yönelik gerçekleştirilecek bu yatırım, ülkemizin veri merkezi ekosisteminin ölçeğini genişletecek kritik bir adım olacak.
Diğer yandan yatırım teşviklerimizle ülkemizin veri merkezi altyapısını daha da güçlendireceğiz. Uluslararası standartları karşılayan ve 5 bin metrekarenin üzerinde beyaz alana sahip veri merkezi yatırımlarını öncelikli yatırımlar kapsamında teşvik ediyoruz. 2014'ten günümüze veri tabanı ve veri işleme alanına yönelik 22 Yatırım Teşvik Belgesi düzenledik. Bu 22 yatırımın toplam tutarı 500 milyon doları aşmakta. Bunlardan biri de Star of Bosphorus Veri Merkezi. Bu merkez, 16 megavat toplam gücü ve yaklaşık 5 bin metrekarelik beyaz alanda 2 binin üzerinde standart kabinetin işletimini gerçekleştiriyor. Bugün aynı zamanda dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Huawei ile bulut alanında stratejik bir işbirliği adımı atılıyor. Huawei'in ülkemize yatırım kararı vermiş olmasından da büyük bir memnuniyet duyuyoruz. 250 milyon dolarlık yatırım hedefiyle yola çıkan Huawei ile önümüzdeki dönemde de işbirliklerinin daha da artarak devamını diliyorum."
Bakan Kacır, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin küresel bir üretim üssüne dönüşmesi yolunda dijital dönüşümü bir fırsat olarak değerlendirdiklerini belirterek "Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerimiz doğrultusunda, sanayinin teknolojik dönüşümünün sağlanması, yenilikçilik ve tasarım kapasitesini artırarak nitelikli insan kaynağının geliştirilmesini planlıyoruz. Çağın gereklerine uygun yetkinliklerin belirlenmesi, eğitim modellerinin dönüştürülmesi ve sürdürülebilir ilerleme adına toplum genelinde etkinlik gelişiminin sağlanması için hep birlikte daha çok çalışmayı hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı'nda dijital dönüşüm dünyasında öncü ülkelerden biri haline gelmek için birlikte çalışalım." diye konuştu.
Bakan Kacır'ın konuşmasının ardından, NGN ve Huawei arasında Bakan Kacır ve iki şirketin yetkililerinin katılımıyla Stratejik İş Ortaklığı İmza Töreni gerçekleştirildi.