Güler, TBMM Genel Kurulunda Milli Savunma Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
Güvenlik ortamının artan belirsizlikler ve karmaşık tehditlerle her geçen gün daha hassas hale geldiğini belirten Güler, uluslararası güç dengelerinin değiştiği, jeopolitik gerginliklerin ve nüfuz mücadelelerinin yoğunlaştığı bu dönemde güçlü bir savunma yapısına sahip olmanın her zamankinden önemli olduğunu söyledi.
Devletin bekası ve milletin güvenliği için çalışmaları proaktif anlayış ve geniş stratejik vizyon çerçevesinde kararlılıkla sürdürdüklerini dile getiren Güler, "Bu çerçevede Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, hudut güvenliğimizden terörle mücadeleye, denizlerimiz ve semalarımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından uluslararası görevlere kadar üstlendiği tüm vazifeleri büyük bir başarıyla yerine getirerek son bir asrın en etkili ve en yoğun faaliyetlerini icra etmektedir." diye konuştu.
Sınırların güvenliğini sağlamak, yasa dışı geçişlerle düzensiz göç ve terörist eylemleri engellemek için hudutlarda en etkili ve modern teknolojiye dayalı tedbirleri uyguladıklarını bildiren Güler, hudut güvenliğinin en üst seviyede sağlandığını, kurulan emniyet sistemlerinin pek çok ülke tarafından da örnek alındığını vurguladı.
Bakan Güler, terör tehdidini tamamen ortadan kaldırmak için son yıllarda tarihi adımlar attıklarını ve atmaya devam ettiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Geçmişteki sınırlı operasyonların yerine artık terörün kaynağında yok edilmesi stratejisiyle kapsamlı ve sürekli operasyonlar yürütüyor, başta PKK/KCK/ PYD/YPG ve DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütlerine büyük darbeler indiriyoruz. Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde icra ettiğimiz kapsamlı harekatlarla sınırlarımızın güvenliği hudutlarımızın da ötesinden sağlanmış, böylece örgütün hareket kabiliyeti de sınırlandırılmıştır. Bu çerçevede Suriye'de oluşturulmak istenen terör koridoruna mani olurken Irak'ın kuzeyinde kilit kapatılmış ve terör örgütünün bölgedeki kampları yerle bir edilmiştir."
Suriye'de yeni bir sürecin ortaya çıktığına dikkati çeken Güler, bundan sonraki dönemde Suriye'de kapsayıcı bir siyasi çözümle tam güvenlik ve istikrarın tesis edileceğine yürekten inandığını dile getirdi.
Güvenlik ve istikrarın sürdürülmesine yönelik operasyon bölgelerindeki birlikler tarafından gerekli tedbirlerin alındığını, yakın işbirliği ve koordinasyona devam edildiğini belirten Güler, şöyle konuştu:
"Yaşanan son gelişmeler karşısında terör örgütünün, başta operasyon bölgelerimizin çevresi olmak üzere geliştirmeye çalıştığı yeni oldubittilere müsaade edilmemiştir, edilmeyecektir. Suriye Milli Ordusunun, Tel-Rıfat, El-Bab'ın güneyi ve Münbiç hattında başarıyla icra ettiği operasyonlar sonucunda terör örgütü, bu bölgelerden geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bir kez daha vurgulamak isterim ki PKK/YPG terör örgütünün sahadaki istikrarsızlıktan faydalanmasına asla izin vermeyeceğiz. Aynı şekilde Suriye'deki siyasi geçişin güvenli, sorunsuz ve mevcut problemleri çözecek şekilde olması için aktif çabalarımızı ve girişimlerimizi sürdüreceğiz."
Tarihi bir dönemin ayak seslerinin daha net duyulmaya başlandığına dikkati çeken Güler, artık sahadaki tüm unsurlar ve tarafların, nihai sonucun ve çözümün Türkiye'nin rızasından geçtiğini anladığını ifade etti.
"Ülkemizin Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde ve stratejik bir bakış açısıyla Suriye'ye yönelik sahada ve masada üstlendiği etkin rolün ne kadar önemli ve kritik olduğu, şimdi daha iyi anlaşılmaktadır." diyen Güler, terör tehdidi tamamen sona erene kadar terörle mücadelenin artan bir tempoyla tavizsiz şekilde süreceğini vurguladı.
'Diyalog süreci yeniden başlatıldı'Ege ve Doğu Akdeniz'deki faaliyetlere değinen Bakan Güler, bölgede Türkiye'nin hak ve menfaatlerini en yüksek düzeyde koruduklarını belirtti.
Yunanistan'la yıllardır süregelen sorunları çözmek için barışçıl bir tutum sergilediklerini, Ege Denizi'nin dostluk ve barış denizi olması için yoğun çaba gösterdiklerini dile getiren Güler, şunları kaydetti:
"Son dönemde Sayın Cumhurbaşkanı'mız ile Yunanistan Başbakanı'nın gayretleriyle tesis edilen ilişkiler çerçevesinde iki ülke arasındaki gerginlik büyük ölçüde azalmış ve karşılıklı güven artırıcı önlemler kapsamında diyalog süreci yeniden başlatılmıştır. Bu kapsamda askeri heyetlerimiz arasındaki görüşme ve ziyaretler, sürecin ruhuna uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Tüm bunlarla birlikte mavi ve gök vatanımızdaki hakkımızı ve hukukumuzu koruma kararlılığımızı da her fırsatta dile getiriyoruz. Diğer yandan, Doğu Akdeniz'de tek yürek olduğumuz kardeş KKTC'ye her türlü desteği veriyor, soydaşlarımızın haklarını tüm platformlarda en güçlü şekilde savunuyoruz."
Güler, Kıbrıs Türkü'nün egemen eşitlikleri ile eşit uluslararası statülerinin kabulünü "olmazsa olmaz" olarak nitelendirerek, "Bundan sonra da KKTC'nin tanınması başta olmak üzere, Kıbrıs meselesinin adil çözümü için gayret göstermeye devam edeceğiz." dedi.
Azerbaycan'ın istikrarı için daima kardeş Azerbaycan'ın yanında olduklarını vurgulayan Güler, "Kafkasya'da kalıcı barışı tesis etmek için Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir an önce anlaşmaya varılması da en büyük arzumuzdur." ifadesini kullandı.
Akdeniz'de etkin şekilde faaliyet icra ederken Libya'nın güvenliği, huzuru ve istikrarı için de üzerlerine düşeni yaptıklarını, yapmayı da sürdürdüklerini belirten Güler, TSK'nın görev aldığı coğrafyalardan biri olan Somali'de ülkenin toprak bütünlüğünü ve milli birliğini desteklediklerinin, bu doğrultuda Somali Silahlı Kuvvetlerinin güçlendirilmesine yönelik çok yönlü faaliyetler icra ettiklerinin bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın arabuluculuğunda çarşamba günü Somali ile Etiyopya arasında tarihi bir uzlaşmaya ev sahipliği yapıldığını hatırlatan Güler, "Bölgenin güvenliği, huzuru ve refahına katkı sağlayacak bu işbirliği mutabakatı, sıcak çatışmaya dönme riski olan ihtilafın çözümünde ülkemizin üstlendiği yapıcı, etkin ve başarılı rolü açıkça ortaya koyarken Türkiye'ye olan güvenin de açık bir yansıması görülmüştür." diye konuştu.
'Gerekli tüm tedbirleri alıyoruz'Katar'la işbirliği kapsamında 2017'de göreve başlayan Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığının yanı sıra yakın zamanda Katar'da Deniz ve Hava Unsur Komutanlığını teşkil ederek bölgede yeni bir sorumluluk üstlendiklerini dile getiren Güler, verilen eğitim ve danışmanlık doğrultusunda Katar Silahlı Kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesine önemli katkılar sağladıklarını belirtti.
Bakan Güler, NATO'daki faaliyetleri etkin şekilde sürdürdüklerini anlatarak, İttifakın önde gelen ülkelerinden biri olarak NATO misyonlarında aktif ve öncü rol üstlendiklerine dikkati çekti.
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Karadeniz'de hassasiyetin sürdüğünü ifade eden Güler, Ukrayna'daki savaşın sonlandırılması için en başından itibaren ortaya konulan çok yönlü çabaları aynı kararlılıkla sürdürdüklerini, muhtemel tehlikelerden uzak durmak için gerekli tedbirleri aldıklarını anlattı.
Yakından takip ettikleri bir diğer bölgenin de Orta Doğu olduğunu dile getiren Bakan Güler, İsrail'in Gazze'de uyguladığı devlet terörü ve uluslararası hukuku hiçe sayan eylemlerinin devam ettiğini söyledi.
İsrail'in saldırganlığının bölgeye yayılma tehlikesinin Lübnan'da da kendisini gösterdiğine dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:
"İsrail, şimdi de yeni fırsatçılık yaparak Suriye'deki saldırılarıyla bölgede yeni bir istikrarsızlık yaratmaktadır. İsrail'in bu girişimleri, işgalci zihniyetinin en açık yansımasıdır. Uluslararası camia, Suriye'de önemli bir fırsat penceresinin açıldığı bu tarihi sürece destek vermeli ve İsrail'in eylemlerine sessiz kalmamalıdır. Türkiye olarak Suriye'nin, Lübnan'ın ve Filistin'in toprak bütünlüğünü kararlılıkla destekliyor, en başta Gazze'deki insanlık utancının bir an önce bitmesi ve bölgede kalıcı ateşkesin ilan edilmesinin gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte Türkiye olarak Gazze'ye ve Lübnan'a gerekli yardımları ulaştırırken bölgedeki gelişmeler çerçevesinde savunma ve güvenlik politikalarımızı tespit ediyor, gerekli tüm tedbirleri alıyoruz."
FETÖ ile mücadeleFETÖ ile mücadele kapsamında 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminden itibaren FETÖ ile iltisaklı 23 bin 879 kişinin TSK'dan ihraç edildiğini açıklayan Güler, "Bundan sonra da adli makamlar ve devletimizin ilgili kurumlarından elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde gerekli işlemler ivedilikle yapılacaktır." dedi.
Son 20 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yapılan stratejik yatırımlarla Türkiye'nin savunma sanayisinde çığır açtığını dile getiren Güler, "Başarının bir varış değil yolculuk olduğunun bilinciyle hem günümüz teknolojik yeniliklerine sahip hem de geleceğin teknolojilerini içeren sistemleri geliştirmek için tüm savunma sanayisi paydaşlarımızla birlikte yoğun bir gayret içerisindeyiz. Ulaştığımız bu seviyeyi daha da ileriye taşıma kararlılığımız, yakın zamanda hayata geçirdiğimiz veya hizmete aldığımız projelerle de somut bir şekilde ortaya konulmaktadır." ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak daha büyük ve daha güçlü Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini vurgulayan Bakan Güler, sözlerini "Şu anda dahi, sınırlarımızın ötesinde destansı bir mücadele ortaya koyarak teröristlere göz açtırmayan kahramanlarımıza, aynı şekilde denizde, havada görev yapan ve pek çok coğrafyada şanlı bayrağımızı gururla dalgalandıran tüm personelimize üstün başarılar diliyorum." diyerek tamamladı.