Elvan'ın değerlendirmesi şu şekilde:
EKONOMİDE SAĞLIKLI VE GÜÇLÜ BÜYÜME
2017 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 7,4'lük güçlü büyüme ile 2013'ten sonraki en iyi performansa ulaşmıştır. Ayrıca yılın son çeyreğinde yüzde 7,3 ile piyasa beklentilerinin üstünde bir büyüme gerçekleşmiştir. Elde edilen rakamlar önemli bir başarıdır. Bu başarıda hükümetimizce zamanında devreye konulan tedbirler ve bunların kararlı bir şekilde uygulanması büyük bir paya sahiptir. Geldiğimiz noktada Türkiye ekonomisi büyümesi ile G-20 ülkeleri içerisinde zirvede, OECD ülkeleri arasında ise ikinci sırada yer almıştır.
Büyümenin bileşenleri güçlü, sağlıklı ve kapsayıcı bir tabloyu ortaya koymaktadır. Dördüncü çeyrekte büyümenin temel kaynaklarına üretim yönünden bakıldığında; sanayi sektörü (yüzde 8,8 büyüme hızı / katkısı 1,8 puan) ve inşaat dahil hizmetler sektörünün (yüzde 7,6 büyüme hızı / katkısı 4,7 puan) temel itici güç olduğu görülmektedir. Aynı dönem talep yönünden incelendiğinde ise özel tüketim (yüzde 6,6 artış / katkısı 4,1 puan) ve toplam sabit sermaye yatırımları (yüzde 6 artış / katkısı 1,8 puan) öne çıkmaktadır. Makine-teçhizat yatırımı bu dönemde yüzde 8,3 artarak büyümeye 1 puan katkıda bulunmuştur. Hiç şüphe yok ki bu gelişme 2018 yılı büyümesine de olumlu yönde yansıyacaktır.
Yıllık yüzde 7,4'lük büyüme performansı üretim açısından oldukça güçlü bir yapıyı ortaya koymaktadır. Sanayi sektöründe yüzde 9,2 (katkısı 1,8 puan), inşaat dahil hizmetler sektöründe yüzde 7,7 (katkısı 4,8 puan) ve tarımda yüzde 4,7 (katkısı 0,3 puan) oranında yüksek bir büyüme gerçekleşmiştir. Talep açısından ise; özel tüketim yüzde 6,1 (katkısı 3,7 puan) ve sabit sermaye yatırımları yüzde 7,3 (katkısı 2,2 puan) artışla yıllık büyümeye katkıda bulunmuştur. 2016 yılına kıyasla 2017 yılında büyüme hızı açısından 3 katın üzerinde bir sabit sermaye yatırımı ve 10 katın üzerinde mal ve hizmet ihracatı artışı gerçekleşmiştir. Bu performans ekonomimizin gücü, dayanıklılığı ve istihdam oluşturma kapasitesi açısından oldukça önemli bir göstergedir.
Güçlü büyüme ile birlikte kamu maliyesi ve bankacılık sektörünün bilanço yapısı ekonomimizin sağlam temeller üzerinde ilerlediğini göstermektedir. Nitekim bütçe açığının milli gelire oranı Orta Vadeli Program tahmininin yarım puan altında kalarak yüzde 1,5 olarak gerçekleşmiş ve kamu borç stokunun milli gelire oranı yaklaşık yüzde 28 olmuştur.
Birçok öncü gösterge ile olumlu bir giriş yaptığımız 2018 yılında da ekonomimiz büyümesini sürdürecek, yakında açıklanacak yeni teşvik paketi ve tedbirlerle bu süreç desteklenecektir. Yapısal reformlara da devam edilerek enflasyon ve cari açık kalıcı olarak aşağı çekilecektir. Türkiye ekonomisi güçlüdür; kararlı ekonomi yönetimi, dinamik ve üretken özel sektörü ile bu gücünü koruyacaktır. Milletimizin de desteğiyle Türkiye hedeflerine emin adımlarla ilerleyecektir.