Çavuşoğlu, özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Antalya'nın büyüdüğünü, Türkiye'nin her yerinden insanlar bulunduğunu ve seçmen profilinin değiştiğini söyleyen Çavuşoğlu, dolayısıyla seçimlerde ulaşılması gereken insan sayısının da arttığını söyledi.
'Antalya'da kira fiyatlarında fahiş artışlar olduğu için vatandaşlarımızın ciddi sıkıntısı var'Bakan Çavuşoğlu, vatandaşların istikrar, huzur ve ülkenin büyümesini istediğini ancak bazı sorunları da çok açık bir şekilde ifade ettiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Antalya'da kira fiyatlarında fahiş artışlar olduğu için vatandaşlarımızın ciddi sıkıntısı var, bunu biliyoruz. Diğer taraftan enerji altyapısının da ve diğer büyükşehir kanalizasyon dahil altyapı çalışmalarında da bu gelişmenin gerisinde kaldığımızı da gördük sahaya inince"
'Mavi bayrak bakımından dünyada birinciyiz şehir olarak'Antalya'nın altyapısına yatırım yapılması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Arıtmada biraz sorunlar olmaya başlamıştı, Kültür ve Turizm Bakanlığımız içinde bulunduğumuz bu bölge dahil, bugün Kemer bölgesindeydik, orada da arıtmaları yapıyor. Mavi bayrak bakımından dünyada birinci şehir olarak, Antalya"
Dışişleri Bakanı, 28 Mayıs'ta düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci turunda kimsenin rehavete kapılmaması gerektiğini vurguladı.
Seçime katılım oranının yüksekliğine değinen Çavuşoğlu, "Türkiye'nin demokratik bir ülke olduğunu tüm dünya gördü" dedi.
'Çok sayıda Afgan'ı ülkesine gönderdik, Taliban'dan sonra da gönderdik, uçaklarla gönderiyoruz'Çavuşoğlu, Suriye ve İran sınırlarında gerekli önlemlerin alındığına işaret ederek, "Diğer taraftan üç tarafımızın da denizlerle kaplı olduğunu unutmamamız lazım" dedi.
Bu meselenin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair kafa yorulması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu şu şekilde konuştu:
"Bunu sadece nefret söylemiyle ya da popülizmle söyleyemezsiniz, Türkiye'ye evet Suriye'deki iç savaştan dolayı göçmen geldi, Afganistan'dan geldi oradaki durumdan dolayı, İran üzerinden. Çok sayıda Afgan'ı ülkesine gönderdik, Taliban'dan sonra da gönderdik, uçaklarla gönderiyoruz, onlar da gitmek istiyor"
550 bin Suriyeli göçmenin de ülkesine geri gönderildiğini kaydeden Çavuşoğlu, bu sayının yeterli olmadığını daha fazla göçmenin ülkesine gönderileceğini vurguladı.
Çavuşoğlu, "Sadece güvenli bölgelere değil, rejimin kontrol ettiği yerlere de göndermemiz lazım. Yani geldikleri şehirlere göndermemiz lazım ama bunu. Rejimle bir angajmana girdik, başladık ama bunun altyapısını oluşturmak için bir karar aldık" dedi.
'Göçmenleri döndüreceğiz ama bunu insanın onuruna yakışır bir şekilde yapmamız lazım'Göçmenlerin güvenli bir şekilde dönmesi, altyapının hazırlanması için bir yol haritası üzerinde çalışılacağını anlatan Çavuşoğlu, "Dönecekler biz kararlıyız, döndüreceğiz ama bunu insanın onuruna yakışır bir şekilde yapmamız lazım." diye konuştu.
Göç konusunda yol haritası"Siyasi sürecin canlandırılması olacak, terörle mücadele, Suriye'nin terörden temizlenmesi ve de göçmenlerin Suriye'ye güvenli bir şekilde geri gönderilmesi. Zaten bunlar birbiriyle bağlantılı şeyler" diyen Çavuşoğlu, terörün olduğu yere Türkiye'deki Suriyeli Kürtlerin dönmek istemediğini, terör örgütü PKK'nın zulmünü yaşadıklarını anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, geri dönüş için altyapının hazırlanması ve can güvenliğinin teminat altına alınması, Birleşmiş Milletler'in (BM) işin içinde olması ve uluslararası toplumun destek vermesi gerektiğine vurgu yaparak, böyle bir yol haritası üzerinde mutabık kalındığını söyledi.
Bunun yanı sıra başka bir gerçeğin de olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "(Suriyeli göçmenlerin) Tamamını yüzde yüz göndereceğiz dersek bu doğru olmaz. Türkiye'nin şu anda tarım sektöründe, sanayide, halleri dolaşıyoruz, halde, bazı işlerde istihdama ihtiyaç var, görüyoruz" diye konuştu.
Düzensiz göçÇavuşoğlu, İran sınırında duvar örüldüğünü hatırlatarak, buradan geçen bazı göçmenlerin olduğunu ancak seçim dönemi sosyal medyadan gerçek olmayan görüntülerin halkı provoke etmek için paylaşıldığını anlattı.
Ülkeye kaçak yollardan giren Afganların önemli bir kısmının ülkelerine geri gönderildiğini söyleyen Çavuşoğlu, bu konuda İçişleri Bakanlığıyla işbirliği içinde çalışıldığını ifade etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, Pakistan'dan, Afrika'dan ve başka yerlerden kaçak şekilde Türkiye'ye gelen çok sayıda düzensiz göçmenin de ülkelerine geri gönderildiğinin altını çizdi.
Rusya'dan gelen turist sayısında azalmaÇavuşoğlu, 2022'de Rusya'dan 5,2 milyon turist geldiğini hatırlatarak, bu yıl 1 Mayıs'ta Rusya'dan beklenen turist sayısında düşüş yaşandığını söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Rusya'ya yaptırım ifadelerinin ardından, geçen sene gelen Rus turist sayısının yüzde 10'a düştüğünü ifade eden Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Ruslarda şöyle bir korku oldu, Avrupa'da yaşadılar savaştan sonra. hemen hava sahası kapatıldı vesaire, o gün Avrupa'da olan Ruslar Türk Hava Yolları olmasaydı ülkelerine dönemeyeceklerdi. Nitekim yer de bulamadılar THY'de, epeyce kalmak durumunda kaldılar. O sürede de kötü muameleye tabii oldular. Aslında vatandaşlarla masum insanlarla, Rusya yönetimini veya bir ülkenin yönetimini ayrı tutmak lazım, akademisyenler dahil, sanatçılar dahil çok rencide edici tutumlar sergilediler. Buraya geliriz, seçim 14 Mayıs'ta karşı taraf kazanırsa, uçaklar kalkmaz geri dönemeyiz korkusuyla gelmediler. Biz de diyoruz ki, siz yaptırım uygulayacağız diyorsunuz, bu yaptırımın bize ne faydası var?"
Tahıl koridoru anlaşmasıDışişleri Bakanı Çavuşoğlu, seçim süresince hayatın devam ettiğini, diplomasinin sürmesi gerektiğini ifade ederek, tahıl anlaşması kapsamında 950'den fazla gemiyle 30 milyon tonun üzerinde tahıl taşındığını hatırlattı.
Tahıl anlaşmasının 18 Mayıs'ta sona ereceğini, seçim var diye seçim sonrasına ertelemenin Türkiye'ye bir faydası olmadığını aktaran Çavuşoğlu, bunun dünyaya faydası olduğunu ifade etti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin halihazırda un ve makarna ihracatında dünyada birinci sırada yer aldığını, hem Ukrayna'dan ve Rusya'dan tahıl ithal edildiğini kaydederek, tahıl anlaşmasının 18'inden önce uzatılmasının dünyaya yararı olduğunu yineledi.
Yurt dışı seçmenlerin oy hakkıÇavuşoğlu, Belçikalı milletvekili Zuhal Demir'in "çifte vatandaşlığın kaldırılması ya da oy hakkı tanınmayan sembolik bir forma indirgenmesi" hakkındaki açıklamasıyla ilgili soruya, "Belçikalı milletvekilinin yaptığı açıklama son derece tehlikelidir, oy vermek anayasal haktır" dedi.
Çifte vatandaşlığı kaldırmanın, insanların oy verme hakkını kısıtlamanın akla mantığa sığmadığını ve hastalıklı bir yaklaşım olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Bu hanımefendinin zaten PKK'yla yakınlığı da geçmişte PKK ile söylemleri ortada, çok rahatsız olmuşlar tabii Türkiye'deki istikrarın devam etmesinden" dedi.
Vize serbestisiÇavuşoğlu, Türkiye'ye vize serbestinin sağlanması için yerine getirilmesi gereken 6 kriter kaldığını, bu kriterlerin müzakerelerine AB'nin yanaşmadığını söyledi.
Öte yandan vize verme sürecinde de gecikmeler yaşandığını, bunların uyarılarla bazı ülkelerde düzeltildiğini anlatan Çavuşoğlu, ABD'de vize sürecinin tekrar uzamaya başladığını ifade ettive bu keyfi tutumlara karşı alınacak tedbirler olduğunu dile getirdi.
Uçak düşürme hadisesiÇavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı'ndaki görev süresince müzakere masasında en zorlandığı an hakkındaki soruya şöyle yanıt verdi:
"Her müzakere zorludur ama özellikle bu uçak düşürme hadisesinden sonra ilk telefon görüşmemi (Rusya Dışişleri Bakanı Sergey) Lavrov ile yapmıştım. Bir taraftan hava sahasına girdi, girmedi tartışmaları, biz kendi tezimizi savunuyoruz. Lavrov kendi tezini savunuyor ama nezaket içinde."
Bunun yanı sıra, İslam İşbirliği Teşkilatında ilişkilerin gergin olduğu zamanlarda yaşanan bir anekdotu paylaşan Çavuşoğlu şunları söyledi:
"Kıbrıs ve Batı Trakya Türkleriyle ilgili bir belge vardı, 3 gün bizi zorladılar. Ben bir taraftan, kendi ayrı taslağımızı hazırladık, oylamaya götürelim dedik son saniyede, Kuveyt'teydi. Aslında bir taslak hazırlamıştık ama sizin bu tutumlarınızı görünce biz mevcut metni oylamaya götürelim, bazı ülkeler aidatını ödeyemediği için oy kullanamayacak vs. Üçüncü gün tamam dedim, artık vermeme gerek yok. Sekreterya artık yalvarmaya başladı verin ne olur, verin ne olur. Tamam dedim ama bir şartla, ya kabul ederseniz ya hayır dersiniz oylamaya gideriz. Bunun üzerine müzakere istemem, sonra tamam dediler. Oylamadan geçtikten sonra Arapçasında bazı değişiklikler yapmışlar o gün farklı anlama gelebilecek. Biz istediğimizi tabii aldık ama 3 gün baya zorlanmıştık."