Bakan Çavuşoğlu A Haber'de gündemi değerlendirdi

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri'nin bu hafta Ankara'yı ziyaret edebileceğini ve büyük olasılıkla karşılıklı büyükelçi atanmasına dair gelişmeleri paylaşabileceklerini söyledi.

Çavuşoğlu, A Haber televizyonunda Murat Akgün'ün konuğu olarak gündeme dair soruları yanıtladı.

Irak'ın kuzeyinde düşen bir helikopter ile terör örgütü PKK/YPG'nin hava araçlarına sahip olduğunun ortaya çıkmasına ilişkin Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman bazı Batı ülkelerinin bu terör örgütünü desteklediğini söylediğini anımsattı.

Çavuşoğlu, "Bizim edindiğimiz bilgiye göre teröristlerin kullandığı helikopterleri, Süleymaniye yönetimi daha doğrusu Talabani'nin partisi ve Süleymaniye yönetimi, yani Kürt Bölgesel Yönetimi içinde bir Erbil var bir Süleymaniye var kendi aralarında da çok ciddi çekişmeler var, ciddi düzeyde gerginlikler de oluyor. Biz tabii onların içişlerine karışacak değiliz ama gerginliğin herkese olumsuz etkisi olur. Sonuçta burada Talabani'nin partisi Fransa'dan alıyor bu helikopterleri ve bu teröristlerin kullanımına tahsis ediyor. Hava sahasının kontrolü ABD'de, dolayısıyla bu uçuşlardan ABD'nin de haberi var." ifadelerini kullandı.

Söz konusu helikopterlerin PKK/YPG'ye ait olmadığını, Süleymaniye'nin tahsis ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, PKK/YPG'nin elinde uçak olduğuna dair ellerinde bir bilgi olmadığını kaydetti.

Çavuşoğlu, "Sonuçta kullandıkları havaalanı neresi? Uluslararası Süleymaniye Havaalanı. Herkesin kullandığı havaalanını kullanıyorlar, sivil havaalanı ve PKK artık buralara kadar nüfuz etmiş. Artık PKK Süleymaniye’de herkesin özellikle Talabani'nin partisini tamamen kontrol altına almış. Artık yavaş yavaş sadece parti değil, yönetim değil, havaalanı ve diğer stratejik yerlere de sızmış, sızıyor. Erbil'e giremediler, o yüzden Erbil'i zayıflatmak için de sürekli farklı yöntemleri izliyorlar. Ama Süleymaniye'de artık PKK her yeri kontrol ediyor diyebiliriz. O nedenle hava sahasını kapattık." diye konuştu.

Talabani'nin üst düzey yetkililerinin Türkiye'ye ne yanıt verdiği sorusuna Çavuşoğlu, "Bunlar her zaman inkar ediyorlar. Ama parti içinde daha önce de söylemiştik, görüştüğümüz kişiler PKK'nın artık tamamen partiyi kontrol ettiğini söylüyorlar." dedi.

Çavuşoğlu, nerede olursa olsun PKK/YPG'li teröristlerin Türkiye'nin meşru hedefi olduğunun altını çizerek, "PKK'ya Kuzey Irak’ta operasyonlarımız devam edecek, aynı şekilde Suriye’de de devam edecek. Çok stratejik hedefleri vuruluyor. Bunlar devam edecek, sonuna kadar devam edecek." diye konuştu.

'ABD ile anlaşmazlıklar devam ediyor'

ABD ile YPG/PKK'ya verilen destek, FETÖ meselesi ve yaptırımlar gibi anlaşmazlık konularının devam ettiğine değinen Çavuşoğlu, ABD Başkanı Joe Biden'ın teklifiyle stratejik komite kurduklarını ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ankara ziyaretinde komitenin yılda 2 kez toplanmasında mutabık kaldıklarını söyledi.

Çavuşoğlu, "Amaç var olan sorunları çözmek, diğer taraftan da pozitif gündeme odaklanmak. Bir taraftan da ABD'nin Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lehine dengeyi bozduğunu da açıkça görüyoruz. Bunu verdikleri destekten de görüyoruz. Silahsızlandırılmış adaların statüsünü Yunanlılar ihlal etti ve Birleşmiş Milletler'e (BM) başvurduk. Bunun egemenlikle doğrudan orantılı olduğunu da söyledik. Ama verdikleri zırhlı araçlardan bazıları adalara gitti. En son Rum kesimine denizaltı demirledi. Bu anlamda dengeyi bozduklarını görüyoruz. Oysa ABD, dürüst bir arabuluculuk yapmak istiyorsa, -Atina'ya ve bize geliyorlar, diyalog başlasın diye telkinlerde bulunuyorlar- bunun için daha objektif ve dengeli olması gerekiyor." diye konuştu.

ABD Kongresi'nde F16'lar konusunda itiraz eden senatörler olduğunu ve onların ikna edilmesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, ABD yönetimi kararlı durursa bunları aşabileceklerini belirtti.

Çavuşoğlu, Kongre üzerinde son zamanlarda ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake dahil, yönetimin bazı yoğun çalışmalarının da olduğunu, bazılarının Kongre'de İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğini ön şart gibi Türkiye'nin önüne koymaya çalıştıklarını ifade etti.

Bunu Türkiye'nin kabul edemeyeceğini söylediklerini vurgulayan Çavuşoğlu, "Başından beri Finlandiya'ya daha sıcak baktığımızı söylemiştik. Finlandiya'nın üyelik sürecini İsveç'ten ayırdık. İsveç, mutabakatla ilgili adımları atarsa ondan sonra değerlendirebiliriz. Şu an o noktadan çok uzak noktada. Kendileri, genel sekreter, bazı müttefikler, 'İsveç üzerine düşeni yaptı, NATO'ya alalım' dese de henüz o noktaya gelmediler. Terörle mücadele, yeni yasa, 1 Haziran da yürürlüğe girecek." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, F-16 ile ilgili ABD'de "seçimi bekliyoruz" havası görmediklerini ancak Kongre'yi ikna etme çabalarının yoğunlaştığını dile getirdi.

F-16 konusunun parti veya ittifak konusu olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, F-16'ların silahlı kuvvetlere teslim edileceğini ve ön koşulla alınmasının mümkün olmadığını her zaman söylediklerini aktardı.

'Yunanistan'la pozitif atmosferin kalıcı olması gerek'

Çavuşoğlu, Yunanistan ile pozitif atmosferin kalıcı olması için yıllardır çözülemeyen, karmaşık sorunların çözümü konusunda adım atılması ve bu adımları atmak için de pozitif atmosferin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Bunun için Ege'de özellikle gerginliklerden ve ihlallerden vazgeçilmesi gerektiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Doğu Akdeniz'de işbirliğini ön plana çıkarmamız lazım. Kimsenin hakkında gözümüz yok. Kendi ve KKTC halkının hakkını da her zaman koruyacağız. Doğu Akdeniz'de Yunanistan, KKTC, GKRY, İsrail, Mısır, Lübnan var. Şartlar oluştuğu zaman Suriye var. Bir sürü ülke var, Libya ve Filistin var. İşbirliğine gitmek lazım. Ege konusunda aidiyeti belli olmayan adalar, ihlaller, hava sahası meselesi var. 6 mil üzerinde, 10 mil talepleri var. Kara sularının 6 milden 12 mile çıkarılması konusunda bazı söylemler oluyor." dedi.

Çavuşoğlu, bu pozitif atmosferde bunların müzakere edilmesi ve nasıl çözüleceğine karar verilmesi gerektiğini, hepsinin bağlantılı olması nedeniyle paket halinde çözülmesinin daha iyi olduğunu söyledi.

Daha önce görüşmeler olsa da somut adım olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, iki ülkenin de seçim atmosferinde olduğunu, seçimden sonra Kıbrıs konusunda, diğer meselelerde gayri resmi görüşerek sorunların nasıl çözüleceğini dair adımlar atılması gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, tüm gerginliklere rağmen turizm sezonunda karşılıklı olarak askeri tatbikatların yapılmaması gibi bir girişimin, karşılıklı bir jest olacağını ve uzlaşının da olabileceğini göstereceğini ifade etti.

Daha önce Yunanistan'ın gerginlik ortamında bu girişimleri ihlal ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, bu tür jestlerin, karşılıklı anlaşmaların devam etmesi gerektiğini, Yunanistan kabul ettiği takdirde bu konulara Türkiye'nin de müspet yaklaşacağını vurguladı.

Mısır Dışişleri Bakanı Şukri, bu hafta Ankara'ya gelecek

Çavuşoğlu, Kahire ziyaretinde Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri ile yaptıkları basın toplantısında Mısır'la karşılıklı büyükelçilerin atanması konusunda çalışmalara başladıklarını söylediklerini anımsatarak, "Cumhurbaşkanlarının bir araya gelmesi seçim sonrasına kalırsa, belki Samih Şukri'nin Ankara ziyaretinde bunu (büyükelçi atamasını) açıklayabiliriz. Bu hafta inşallah kendisini bekliyoruz. Arkadaşlar üzerinde çalışıyorlar, çarşamba günü açıklama yapabiliriz." ifadelerini kullandı.

Şukri'nin deprem sonrasında Adana ve Mersin'e geldiğine, Hatay bölgesinde inceleme yaptığına değinen Çavuşoğlu, kendisinin Kahire ziyaretinin de pozitif ve sonuç odaklı geçtiğini belirterek, somut adım atma zamanının geldiğini dile getirdi.

'Mescid-i Aksa konusundaki hassasiyetlerimiz değişmez'

İsrail'deki istikrarsızlığa ilişkin Çavuşoğlu, "Bu İsrail'in iç işleri, o konuda çok yorum yapmak istemeyiz. Bir ülkede, bölgede yaşanan her türlü gerginliğinin yansıması da oluyor. İsrail'in, İsrail kuvvetlerinin Harem-i Şerif'in kutsiyetini ve tarihi statüsünü ihlal edecek adımları rahatsız ediyor. Hem de ramazanın tam ortasında. Kendilerini bu konuda uyardık, taahhütte de bulundular." dedi.

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önceki görüşmelerde İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a Türkiye'nin bu konudaki hassasiyetlerini ve endişelerini aktardığını söyledi.

İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen'in de depremden sonra Türkiye'ye geldiğini ve destek verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Biz o görüşmelerde teşekkür ettikten sonra ramazan yaklaşıyor ve ramazanda özellikle, Yahudilerin Hamursuzlar Bayramı'na da denk geliyor. Burada gerginlik olabilir, her türlü tedbiri almalarını ve Mescid-i Aksa'ya Müslüman olmayanların girmemesini söylemiştik. Geçen sene de bir gerginlik oldu. Son 10 günde, önceki hükümet, Müslüman olmayanları Mescid-i Aksa'ya almama kararı almıştı." diye konuştu.

Çavuşoğlu, hükümet koalisyonunun içinde aşırı ırkçı ve faşist partiler olduğunu belirterek, gerekli tepkiyi gösterdiklerini, İsrail Dışişleri Bakanı Cohen ile de telefonda konuştuklarını, Türkiye'nin bu konudaki rahatsızlığını, daha önceki uyarı ve endişelerini hatırlattıklarını dile getirdi.

Cohen'in orada provokasyonlar olduğunu ve video göndereceklerini ifade ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Görüntüler ortada. Cami içinde ibadet eden insanların nesi provokasyon? Hangi hareketi provokasyon? Namaza duran insanları ittirerek, daha sonra çıkmak istemeyenlere nasıl insanlık dışı şiddet uyguladıklarını gördük. Bu tür şeylerin herhangi bir gerekçesi olamayacağını da söyledik. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. İsrail'le başlatılan diyalog, bizim hassasiyetlerimizi hiçbir zaman etkilemez. Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa konusundaki hassasiyetlerimiz değişmez. Bunu, İsrail'in kendisine de söyledik." dedi.

(Sürecek)