Suriyeli yetkililerin, "Türk uçaklarının, Afrin'de bir operasyona katılması halinde düşürüleceği" şeklinde açıklamasının aktarılmasının ardından, "Nasıl yorumluyorsunuz? Bunu ne kadar ciddiye alıyorsunuz? Acaba Suriye birileri adına mı böyle konuşuyor?" şeklindeki soru üzerine Canikli, bu ortamda bunların hepsinin mümkün olduğunu söyledi.
Orada Rusya'nın rejime çok büyük destek verdiğinin bilindiğini dile getiren Canikli, rejimin aktif, etkin silahlı gücünün de başka ülkeler tarafından temsil edildiğine dikkati çekti.
Canikli, "Rejimin kendi başına bu tür söylemleri hayata geçirme kapasitesi son derece sınırlı olduğunu biliyorum ama realiteye baktığınızda arazide olan ülkeler var. İşte rejime destek veren ülkeler de dahil olmak üzere. Dolayısıyla bu hamleyi sadece rejimin bir düşüncesi, planı olarak görmemek gerekiyor." diye konuştu.
Çok tarafın, çok dar bir alanda operasyon yapmaya çalıştığı bir bölgeden bahsedildiğini anımsatan Canikli, dolayısıyla yapılacak operasyon ve adımlarla ilgili çok hassas birtakım dengelerin ortaya konulması gereğini ortaya çıkardığını söyledi.
- "Şam yönetimi ile bir temas oldu mu?"
"Şam yönetimi ile bir temas oldu mu?" sorusu üzerine Canikli, "Esat yönetimine karşı politikamız bellidir. O politikanın gereğini, söylemlerimizin fiili olarak da gereğini yapıyoruz. Onun dışında herhangi bir adımımız söz konusu değil." dedi.
Afrin'deki silahların durumuna ilişkin bir soru üzerine Canikli, bunların hepsinin bilgilerinin olduğunu ifade etti.
"YPG'nin şu anda sahip olduğu tüm sistemleri biliyoruz ve onların aşağı yukarı büyük bölümünün nerede tutulduğunu da biliyoruz." diyen Canikli, Amerika'nın 25-30 bin kişilik bir orduyu donatacak kadar silah ve mühimmat desteği verdiğini belirtti.
- "Terörist sayıları da dahil olmak üzere bütün bu bilgilere sahibiz"
Canikli, El Bab operasyonu öncesinde örgütüne verilen silahlar konusunda net bilginin olmadığını dile getirerek, "Orada biraz bizim açımızdan sıkıntı oldu ama şu an itibarıyla sahip oldukları silah sistemleri noktasında bütün bilgiye sahibiz. Terörist sayısı dahil olmak üzere... Ayrıca muhtemel başka bölgelerden örgütün oraya aktarabileceği terörist sayıları da dahil olmak üzere bütün bu bilgilere sahibiz." açıklamasında bulundu.
Operasyonda Özgür Suriye Ordusunun (ÖSO) aktif olacağını belirten Canikli, operasyonda Türkiye'nin esas politikasının ÖSO'ya destek olduğunu ifade etti.
- "El Bab'dan sonra geliştirdik"
Canikli, hava araçlarına karşı da PYD/PKK'nın ellerindeki sistemleri bildiklerini aktararak, şöyle konuştu:
"Bunların çok etkili ve çok sofistike olduğunu söylemek doğru değil. Özellikle antitank füzelerinde, (PYD/YPG'nin) yeni füzeler var ellerinde. En son bir saldırı yapmışlardı, bir askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan. Orada da o silahı kullandılar. Ama bizim onları da bertaraf edecek, durduracak, tamamen yerli silah sistemleri geliştirdiğimizi de kısa süre içerisinde El Bab'dan sonra geliştirdiğimizi de söyleyebilirim. Biz şu anda bilinen en gelişmiş, en teknolojik, en sofistike antitank füze mühimmatına karşı koyacak, tanka ulaşmadan onu imha edecek sistemi yerli olarak geliştirmiş durumdayız. Bu bir örnek, bütün alanlarda onlara karşı koyacak, onları durduracak sistemlere yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ayrıca vurucu gücümüzü artıracak saldırı sistemlerinin de geliştirilmesini elbette yapıyoruz."
- "Çok anlamsız bir açıklama"
ABD'nin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün Afrin açıklamasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Canikli, şunları söyledi:
"Boş ve anlamsız bir değerlendirme. Bir defa DEAŞ bitti. Aslında şu ifade bile DEAŞ'ın, Amerika tarafından özellikle Suriye'de, belli bölgelerde nüfuzunu oluşturması, kurması, orada hakim olmak için araç olarak kullandığının bir yansıması. 'En büyük tehdit DEAŞ'tır, dolasısıyla herkes DEAŞ'a yönelik olarak bütün politikalarını belirlemeli, ona göre hareket etmeli' gibi bir yaklaşım bugün itibarıyla son derece anlamsız, içi boş bir sözdür, açıklamadır. DEAŞ tehdidinin bittiği resmi olarak ilan edildi zaten. DEAŞ tehdidi artık hem Suriye'de hem Irak'ta ortadan kaldırılmıştır. Bu gerçek ortadayken halen 'DEAŞ'a karşı odaklansın' gibi açıklama gerçekten çok anlamsız bir açıklama."
Afrin konusunda başından beri çok çelişkili açıklamalar bulunduğuna dikkati çeken Canikli, bu açıklamaların günlük, taktiksel açıklamalardan ibaret olduğunu belirtti.
Bakan Canikli, "Biz onların gerçek niyetini biliyoruz. Oradaki dengelere yönelik olarak hangi ülkenin hangi ölçüde müdahil olma isteğini ve onu hangi araçlarla, hangi örgütlerle orada hayata geçirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Dolayısıyla bunlar bizim için önemli değil." ifadesini kullandı.
- "Yarın olabilir, akşam olabilir"
Sınırdan 20 araçlık askeri konvoyun Suriye sınırına geçtiğinin aktarılması üzerine de Canikli, "harekatın zamanı, hangi koldan yapılacağı" şeklinde bir tartışmanın olamayacağını vurgulayarak, "Bizim söylediğimiz şudur; bu harekat yapılacak. Terör örgütleri oradan temizlenecek. Diğerleri detaydır. Diğerleri gelişmelere göre, arazinin olgunlaşmasından sonra atılacak adımlardır. Onun zamanı, en uygun zaman seçilmeye çalışılıyor. Yarın olabilir, akşam olabilir. Esasında filli olarak da harekat başlamış durumda. Sınırı geçmek hariç, onun dışında Türkiye'ye yönelik tacizleri kaldırmak için yapılan atışlarla operasyon zaten başladı." ifadelerini kullandı.
Bakan Canikli, Afrin merkezdeki harekatın bir miktar daha uzun sürmesinin beklenebileceğini belirtti.
Terör örgütünün kısa süre içerisinde çözüleceğini tahmin ettiklerini söyleyen Canikli, Afrin'deki demografik yapının böyle bir örgütü kaldıracak yapıda olmadığının altını çizdi.
- TSK'da FETÖ ile mücadelede gelinen nokta
Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) rütbeli askerlerin FETÖ'cü olduğunu itiraf etmesinin ardından TSK'da FETÖ ile mücadelede gelinen noktanın ne olduğuna ilişkin soruya cevap verirken de Bakan Canikli, şunları kaydetti:
"Son aylarda FETÖ mensupları arasında binlerce itirafçı söz konusu oldu. Bu aslında, örgütün çökertilmesi açısından bakıldığında bir imkan, bir fırsat, güzel bir şey. Ama tabii burada şu önemli, etkin pişmanlık mekanizmasından faydalanmak amacıyla bu şekilde itirafçı olunuyor. Burada önemli olan itirafçıların verdiği bilgilerin gerçekten örgütün çökertilmesi, örgütün gizli kalmış bölümlerinin açığa çıkartılması, gizli kalmış örgüt üyelerinin tespit edilmesine katkı sağlaması gerekir. Eğer buna imkan vermiyorsa o zaman başka bir şey aramak lazım. Hakikaten yüzlerce, binlerce itirafçı olan örgüt üyesinin verdiği bilgiler örgütün çökertilmesine, çok büyük oranda zarar görmesine ve deşifre edilmesine katkı sağlamıyorsa burada başka bir hedef aramak lazım, başka bir politika aramak lazım örgüt açısından. Öyle değilse, acaba örgütün bilinçli bir politikası mı? 'Örgüt üyeleri itirafçı olsun, itirafçı olduğu için serbest bırakılsın ve özellikle kamudakiler, TSK'dakiler aktif olarak görevine dönsün.' Eğer böyle bir şeyi planlamış ise örgüt, bu hedefi çerçevesinde harekete geçirmişse o zaman itirafçılar işe yarar bir bilgi vermeyecektir anlamına geliyor."
Canikli, bedelli askerlikle ilgili bir soru üzerine de "Hayır. Hükümetimizin gündeminde bedelli askerlik söz konusu değil." açıklamasında bulundu.