Bakan Bozdağ: Terör saldırısında gözaltı sayısı 50'ye yükseldi

Adalet Bakanı Bozdağ, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin gözaltı sayısının 50'ye yükseldiğini belirterek, Türkiye'nin huzurunu, birliğini, dirliğini, güven ve istikrar ortamını hiçbir terör örgütünün, hiçbir güçün bozamayacağını söyledi.

Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2023 yılı bütçesinin sunumunu yaptı.

Konuşmasına İstanbul'daki terör saldırısını lanetleyerek başlayan Bozdağ, "Her türlü terörü kim tarafından yapılırsa yapılsın lanetlediğimizi bir kez daha ifade etmek isterim. Terör örgütleri ve teröristler insanlığa düşmandırlar ve masum insanların hayatlarını söndürdükleri gibi pek çok kötülüğü de icra etmektedirler." dedi.

Bozdağ, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, terörle etkin ve kararlı mücadelesini dün olduğu gibi bugün ve yarın da sürdürmekte kararlı olduğunu vurgulayarak, hain terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine, yakınlarına baş sağlığı ve sabır, yaralılara acil şifa diledi.

Terör örgütlerinin birer taşeron olduğuna işaret eden Bozdağ, Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadele ettiği gibi, onlara silah, finansman sağlayan, eğitim veren, koruyup kollayan pek çok ülke ve karanlık güçle de mücadele ettiğini, mücadelenin bundan sonra da kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.

Hain terör saldırısının ardından devletin tüm kurumları, imkan ve kabiliyetiyle olayı aydınlatmak için çalışmalar yürüttüğünü, kısa süre sonra eylemi gerçekleştiren teröristtin yakalandığını anlatan Bozdağ, ardından bu teröriste yardım eden, temas halinde olduğu değerlendirilen pek çok kişiye ulaşıldığını, bunların da gözaltına alındığını aktardı.

Adalet Bakanı Bozdağ, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin gözaltına alınanların sayısının bugün itibarıyla 50'ye yükseldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu tür hadiseler karşısında devletimiz, kurumlarımız, güvenlik güçlerimiz sürekli müteyakkızdır. Türkiye'nin huzurunu, birliğini, dirliğini, güven ve istikrar ortamını hiçbir terör örgütü, hiçbir güç bozamayacaktır, bozmaya da güçleri yetmeyecektir. Türk milletinin basireti, devletimizin gücü, güvenlik güçlerimizin ve adalet sistemimizin sağlıklı ve güçlü işleyişi sayesinde her tür saldırı, her tür hesap, her tür oyun, boşa çıkarılacak ve bundan sonra da hedeflerine ulaşamayacaktır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Rabb'im bir daha böylesi saldırılarla milletimizi ve devletimizi karşı karşıya bırakmasın."

'Adalet, devleti ve milleti ayakta tutan en büyük güç'

Adaletin, devleti ve milleti ayakta tutan en büyük güç olduğuna dikkati çeken Bozdağ, AK Parti hükümetleri döneminde, demokrasi standartlarının yükseltilmesi, hukuk devletinin tahkimi, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığının güçlendirilmesi, hak arama yollarının artırılması başta olmak üzere pek çok konuda reform niteliğinde adımlar atıldığını söyledi.

Bu çalışmalara ilişkin komisyona ana hatlarıyla bilgi vermek istediğini ifade eden Bozdağ, kadınlar için pozitif ayrımcılık ilkesini benimsediklerini, çocuklar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile gaziler için de pozitif ayrımcılık getirdiklerini anımsattı.

Kişisel verilerin korunmasını istemeyi ilk kez anayasal hak olarak düzenlediklerini belirten Bozdağ, "Vatandaşlarımızın yurt dışına çıkma hak ve hürriyetinin idari kararlarla sınırlandırılmasına son verdik. Artık Türkiye'de vatandaşlarımızın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle verilmiş bir hakim kararı olmadıkça sınırlandırılamamaktadır." diye konuştu.

Basım, yayım ve ifade hürriyetini tahkime yönelik düzenlemelere değinen Bozdağ, kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileriyle basın araçlarının suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilmesini veya işletilmekten alıkonulmasını Anayasa hükmüyle yasakladıklarını söyledi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, çocuk haklarını ilk defa Anayasa'ya koyarak, çocuğun üstün yararını ve her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları korumayı, devlete ve idareye anayasal bir görev olarak yüklediklerini dile getirdi.

'Ülkemizde yargı birliğini sağladık'

Sendikal hakları genişletip, güçlendirdiklerini dile getiren Bozdağ, memur ve diğer kamu görevlilerine toplu sözleşme yapma hakkı verdiklerini, herkesin kendisi ve kamuyla ilgili bir konuda bilgi edinmesini hak olarak anayasal güvenceye kavuşturduklarını, herkese idarenin işleyişiyle ilgili şikayetleri için kamu denetçisine başvuru hakkı tanıdıklarını anımsattı.

Adalet Bakanı Bozdağ, şunları kaydetti:

"Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve hürriyetlerden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasında bulunan herkese, hak ihlalinin tespiti ve hak ihlali kararı almak için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma hakkı tanıyarak, temel hak ve hürriyetler için yeni ve güçlü bir anayasal ve yargısal güvence oluşturduk.

Temel hak ve hürriyetlerle ilgili değişiklikler yanında yaptığımız diğer önemli reformlarla da cumhuriyetimizin hukuk devleti vasfını güçlendirdik. Yargı yetkisini Türk milleti adına kullanan bağımsız mahkemelerin, aynı zamanda tarafsız mahkemeler olduğu Anayasa'da açıkça ifade edilerek yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı daha da tahkim edildi. Sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa hükümlerini yürürlükten kaldırdık.

Yargının denetim yetkisinin sadece idari eylem veya işlemin hukuka uygunluğu ile sınırlı olduğunu, yargı yetkisinin hiçbir surette yerindelik denetimi biçiminde kullanılamayacağını Anayasa'da ayrıca ve açıkça vurgulayarak, yargı aktivizminin önüne geçtik. Devlet Güvenlik Mahkemelerini ve Özel Yetkili Mahkemeleri kaldırdık. Askeri mahkemeleri, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesini kaldırarak, yargıdaki sivil ve askeri yargı ayrımını sonlandırdık ve ülkemizde yargı birliğini sağladık."

'Anayasa Mahkemesine demokratik meşruiyet kazandırdık'

Anayasa Mahkemesini yeniden yapılandırdıklarını bildiren Bozdağ, "Anayasa Mahkemesine, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerinden üye seçimine son vererek ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin ilk defa halkın seçtiği Cumhurbaşkanı ve TBMM tarafından seçilmesi usulünü benimseyerek Anayasa Mahkemesine demokratik meşruiyet kazandırdık. Hakimler ve Savcılar Kurulunu yeniden yapılandırdık. Seçilen üye kaynaklarını çeşitlendirdik ve seçim usulünü değiştirdik." dedi.

Hakim ve savcıların denetiminin, Adalet Bakanına bağlı teftiş kurulundan alınarak Hakimler ve Savcılar Kuruluna bağlı teftiş kuruluna verildiğini belirten Bozdağ, Hakimler ve Savcılar Kuruluna idari ve mali özerklik kazandırdıklarını, bu reformların, cumhuriyetin hukuk devleti vasfı ile yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirdiğini vurguladı.

Bozdağ, cumhuriyetin demokratik devlet vasfını güçlendiren önemli reformları da hayata geçirdiklerini ifade ederek, Anayasa'ya göre 30 olan milletvekili seçilme yaşını, önce 25, daha sonra da 18'e indirerek, gençlerin milletvekili seçilmesi ve TBMM'de temsilinin önünü açtıklarını söyledi.

Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti:

"Askerlik yükümlülüğünü milletvekili seçilme engeli olmaktan çıkararak, milletvekili seçilme yeterliliğinin kapsamını genişlettik ve milletvekili seçilme engellerinden birini daha kaldırdık. Bir ilin veya seçim çevresinin, TBMM'de temsilcisiz kalmasına son verdik. Bilinen Türk tarihinde devletin başı olan cumhurbaşkanını doğrudan seçme hakkını ilk defa Türk milletine verdik. Türk milletinin doğrudan seçtiği ilk cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır.

Yürütme organı yetki ve görevi ile donatılmış, diğer bir anlatımla devletin başı ve yürütme organı olan cumhurbaşkanını doğrudan seçme hakkını da ilk defa bu dönemde Türk halkına verdik. Bir siyasi partinin kapatılmasına sebebiyet veren milletvekilinin, milletvekilliğinin mahkeme kararıyla düşürülmesini kaldırdık. Parlamenter Hükümet Sistemi'nden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtik. Kesin hesap ve bütçe kanun teklifi hariç kanun teklif etme yetkisini sadece milletvekillerine münhasır kıldık. Devletin başı cumhurbaşkanının siyaset yapma yasağını kaldırdık. Milli Güvenlik Kurulunun yapısını daha demokratik hale getirdik. Yüksek Askeri Şura'yı yeniden yapılandırdık. Siyasi partilere devlet yardımı yapılabilmesi için milletvekili genel seçimlerinde almaları gereken oy oranını yüzde 7'den yüzde 3'e indirdik."

'Yeni hak arama müesseseleri kazandırdık'

Hak aramanın önündeki engel ve yasakları kaldırdıklarını ifade eden Bozdağ, cumhurbaşkanının resen imzaladığı karar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı mercilerine başvuru yasağını kaldırdıklarını, cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlere karşı Anayasa ile kapatılmış olan yargı yolunu açtıklarını anımsattı.

Hukuka yeni hak arama müesseseleri kazandırdıklarını kaydeden Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Herkese kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkı verdik. Kişisel verilerin etkin bir biçimde korunması için Kişisel Verileri Koruma Kanunu'nu çıkardık ve Kişisel Verileri Koruma Kurumunu kurduk. Herkese bilgi edinme hakkı verdik. Demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemek amacıyla Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çıkardık ve bu konudaki şikayetleri incelemek ve karara bağlamak üzere de Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunu oluşturduk.

Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasında bulunan herkese, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunma hakkı tanıdık. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi ile hakları ihlal edilen ya da ayrımcılığa uğrayan herkesin başvurularını almak ve karara bağlamak üzere Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunu kurduk. Yeni hak arama yolları ile devleti adeta doğrudan vatandaşlarımızın denetimine açtık. Sağlanan şeffaflık ve saydamlık, hem demokrasiyi hem de hukuk devletini daha da güçlendirmiştir."

İşkence ve kötü muameleye karşı sıfır tolerans anlayışını benimsediklerini bildiren Bozdağ, bu politikanın gereği olarak işkence suçlarında zaman aşımını, cezaların para cezasına çevrilmesini, ertelenmesini ve soruşturma için gerekli olan mülki idare amirinin iznini kaldırdıklarını aktardı.

İşkence suçunun cezasının alt ve üst sınırlarını artırdıklarını vurgulayan Bozdağ, "İşkence ve kötü muameleye sıfır tolerans politikası, bugüne kadar tavizsiz uygulanmıştır, bundan sonra da tavizsiz uygulanmaya devam edecektir." ifadesini kullandı.

Adalet Bakanı Bozdağ, ceza adalet ve infaz sistemini yenilediklerini, adli sicil ve istatistik alanında yeni adımlar attıklarını hatırlattı.