Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün 2018 yılı bütçelerinin görüşmeleri TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda başladı.
Bakan Albayrak, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Bakanlığının 2018 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
ÜÇÜNCÜ NÜKLEER SANTRAL İÇİN YER ARANIYOR
Albayrak, Türkiye'de hayata geçmesi planlanan 3 nükleer güç santrali projesi için çalışmaların sürdüğünü belirterek, "Akkuyu ve Sinop'ta kurulacak santrallerde önemli aşamalar kaydedilmiş olup, üçüncü santral için yer belirleme çalışmaları devam etmektedir. İlk 2 proje dörder reaktör ve toplam 9 bin 280 megavat kurulu güce sahip olacak." dedi.
Bakanlığının 2018 yılı bütçesine ilişkin sunum yapan Albayrak, dünyada elektrik üretiminin yüzde 11'inin nükleer enerjiden sağlandığına işaret ederek, yarısı Fransa, ABD ve Japonya'da olmak üzere dünyada 448 nükleer santralin işletmede, 58 tanesinin ise inşa halinde olduğunu kaydetti.
"0 EMİSYON YAYAN NÜKLEER ENERJİ"
Albayrak, artan elektrik talebinin karşılanması ve ithal yakıtlara bağımlılıktan kaynaklı risklerin azaltılması için nükleer enerjinin önemli bir alternatif olduğunu vurgulayarak, "Akkuyu ve Sinop'ta kurulacak santrallerde önemli aşamalar kaydedilmiş olup, üçüncü santral için yer belirleme çalışmaları devam etmektedir. İlk 2 proje dörder reaktör ve toplam 9 bin 280 megavat kurulu güce sahip olacak. Kurulacak nükleer enerji santralleri ile ülkemizin elektrik enerjisi portföyü genişletilmiş ve kaynak çeşitliliği artırılmış olacak. Ayrıca, sıfır emisyon yayan nükleer enerjinin iklim değişikliği hedeflerine ulaşmadaki katkısı önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin ilk ünitesinin 2023'te işletmeye alınmasının hedeflendiğini aktaran Albayrak, Sinop'taki proje için zemin etüt ve fizibilite çalışmalarının sürdüğünü anlattı.
"EKİPMAN ÜRETECEĞİZ"
Albayrak, iki projede de yerli ekipman kullanımı için hassasiyet gösterildiğine dikkate çekerek, "Bu kapsamda nükleer standartlara uygun ekipman üretip malzeme tedarik edebilecek yerli firmalarımıza yaklaşık 16 milyar dolarlık iş imkanı doğabilecek. Ayrıca Akkuyu ve Sinop projelerinin inşaatının en yoğun olduğu zamanlarda toplam 20 bin kişi, işletme döneminde ise 7 bin kişi çalışacak. Ülkemizde nükleer alanda mühendislik eğitimi veren bölümler açılacak ve mevcut meslek liseleri ile meslek yüksekokullarının müfredatına nükleer özelinde dersler eklenerek yetişmiş insan gücü sayısı artırılacak. Hedefimiz sadece elektrik üretimi değil, nükleer tıptan tarıma, uzay çalışmalarından sanayiye kadar çok geniş bir yelpazede çalışmalarımızı ve altyapımızı güçlendirmek." diye konuştu.
MADEN SEKTÖRÜ
Türkiye'nin başta endüstriyel ham maddeler olmak üzere, metalik madenler, enerji ham maddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından zengin bir ülke olduğunu ifade eden Albayrak, dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77'sinin varlığının Türkiye'de saptandığını ve 60 civarında maden türünde üretim yapıldığını anlattı.
MADEN İHRACAATI 14 YILDA YÜZDE 550 ARTTI
Albayrak, 2002'de yaklaşık 700 milyon dolar maden ihracatı gerçekleştiğini bu rakamın 2016'da 3 milyar 900 milyon dolar olduğunu kaydetti.
Sahip olunan maden kaynaklarının net olarak saptanması ve ortaya konması için çalışmaların devam ettiğine işaret eden Albayrak, "Son beş yılda yürütülen arama çalışmaları neticesinde 275 ton metal altın, 2 milyon ton metal bakır, 1,5 milyar ton demir, 41 milyon ton krom, 2,4 milyar ton dolomit, 1,5 milyar ton kalsit ve 1,2 milyar ton feldispat, 151 milyon ton kuvars, 501 milyon ton kuvarsit, 750 milyon ton kuvars kumu, 7,2 milyar ton Halit Kaya Tuzu ve 733 milyon ton Ca-bentonit ile 1 milyar ton sodyum sülfat rezervi tespit edilmiştir. Bütün ülke sathının maden röntgenini çekmek için jeokimya ve jeofizik haritaları hazırlanmaktadır. Bu çerçevede 2017'nin sonunda ülkemizin Jeokimya Atlası, 2018 sonunda ise havadan jeofizik veri toplama çalışmaları tamamlanacaktır." diye konuştu.
Bakan Albayrak, madencilik faaliyetlerinin daha etkin, verimli ve güvenli yapılmasının sağlanması için çalışmaların da devam ettiğini belirterek, buna ilişkin Maden Yönetmeliği ve Maden Sahaları İhale Yönetmeliği ile ilgili çalışmaların sonuçlandırıldığını ve yönetmeliklerin 21 Eylül 2017'de yayımlandığını hatırlattı.
Albayrak ayrıca, madencilik işlemlerinin kamu tarafından hızlı ve etkin şekilde yürütülmesi, bürokrasinin azaltılması ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirilmesi amacıyla "e-Maden Projesi"nin 20 Eylül 2017'de resmen başladığını 2018 sonuna kadar hayata geçirileceğini söyledi.
MADENCİLİK EĞİTİMLERİ KAPSAM KAZANIYOR
Sektörde iletişim ve tecrübe paylaşımının da önemine değinen Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sektör paydaşlarına madencilik konusunda teknik, hukuki ve benzeri gelişmelerin anlatılması, kamu ve özel sektör arasında karşılıklı iletişim ve tecrübe paylaşımı yapılması, sektör ve kamu çalışanlarının eğitim ve sertifikasyon faaliyetlerinin yürütülmesi, madencilikte risk analizi çalışmalarının yürütülmesi için MİGEM Akademi'nin kurulum çalışmaları başlatılmış olup 2018 sonuna kadar tamamlanacaktır. Madencilik sektörünü daha iyi noktalara taşımak adına sektörün katma değerli ürün elde edeceği yeni bir iş modelini hayata geçirmek üzereyiz. Şu an üretmiş olduğumuz maden ürünlerini ham madde olarak yurt dışına satmanın önüne geçmek adına devreye alacağımız bu model hem yatırımcı dostu hem ülkeye, istihdama ve sektörün büyümesine katkı koyacak hem de ortaya konan katma değerle Türkiye'nin cari açığının kapatılması noktasında olumlu etki oluşturacaktır.
Milli Enerji ve Maden Stratejisi çerçevesinde, bu hizmetlerin ve çalışmaların planlanması ve gerçekleştirilmesi aşamalarında sektör temsilcileri ile azami ölçüde istişare edilmekte ve sektörün görüşlerinin yansıtılmasına önem verilmektedir. Bu anlamda sektörün ve ilgili tüm paydaşların katkı ve destekleri her zaman en önemli itici gücümüz olacak. Madencilikte özel sektörün yatırımlarını daha kolay ve hızlı yapabileceği bir ortamı sağlamak, yatırımların önündeki yapısal sorunların giderilmesi, nihayetinde madencilik alanında arz güvenliğinin ve sürdürülebilir büyümenin kritik bir unsuru olarak değerlendiriliyor. İlgili yasal düzenlemelerden sonra uç ürün üretmek üzere entegre maden işletmeciliği için yeni bir model geliştirilerek ülkemizin ihtiyaç duyduğu nihai ürünlerin ülkemizde üretilmesi sağlanmış olacak."
Albayrak, bakanlık olarak MTA, BOREN, TAEK dahil, EPDK hariç olmak üzere 2018 yılı bütçe kanun tasarısı teklif toplamının 2 milyar 386 milyon 508 bin lira olduğunu bildirdi. Berat Albayrak, bakanlığın bütçe teklifinin 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı teklifi içindeki oranının yüzde 0,31 olduğunu da kaydetti.